USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Mesele, etki tepki meselesidir...

23-01-2018

Dün neresinden tutsanız elinizde kalacak hadiseler meydana geldi.

 

Önce Afrika gazetesi önünde başlayan eylem bir süre sonra saldırıyla sonuçlandı.

 

Gazetenin camı, çerçevesi, tabelası hiçbir şeyi kalmadı.

 

İnsanlar balkonlardan gazeteye tırmanarak girmeye çalıştı.

 

Olay yerindeki Cumhurbaşkanı Akıncı yuhalandı…

 

Ardından aynı kitle, Doğuş Derya’nın Afrin meselesindeki tavrını protesto etmek için iki adım ötedeki meclise yürüdü.

 

Yürüsün elbette… Bizde bir sorunu olan zaten ya meclise yürür, ya karşısındaki elçiliğe…

 

İyi de meclisin damına çıkmak nedir?

 

Gerçekten merak ettiğim için soruyorum; bu ülkenin meclisinin damına insanlar nasıl çıkabildi?

 

Sanki düşman kalesinin burçlarına bayrak dikercesine meclisin damından sallanan bayrakların anlamı nedir?

 

***

 

Bu sayfadan defalarca ama defalarca bu ülkede güvenlik zaafiyeti olduğunu, polisin yetmediği, polisin sayı ve ekipman olarak yetersiz kaldığının bizzat polis tarafından da itiraf edilegeldiğini, bu gidişle telafi edilemez sonuçlarla karşılaşılacağını yazdık durduk.

 

Yetmedi; ülkede otoritenin, devlet ciddiyetinin, Cumhurbaşkanı ile hükümet arasındaki soğuk savaşın kişiselleştiğinin sinyallerini, demokratik yaşantıyı baltalamayan, dengeli bir şekilde yürüyen bir caydırıcılığın olması gerektiğinin altını çizdik.

 

Dilimizde tüy bitti…

 

Konuyla ilgili herkes bu zayıflığa dikkat çektiler…

 

Ancak bir türlü önlem alınmadı.

 

Ve işte o gün geldi; polis eksikliğini tam da en can alıcı noktalarda yaşadık.

 

Polis ne mecliste, ne eylemde yeterli olabildi.

 

Hiç kimse bunun altında ‘askerin talimatıdır, şudur budur’ gibi mesnetsiz bahaneler aramasın.

 

Durum çok nettir; polis gücü otorite ve disiplini sağlamakta yetersizdir.

 

Bu aşamadan sonra polisin yetersiz olup olmadığını değil, niye yetersiz olduğunu konuşmamız lazım.

 

Bugün açıkça gördük ki; polisteki bu eksikliği gidermezsek ve daha da geç kalırsak çok vahim şeylere şahit olabiliriz.

 

Bugün bir ülkenin Cumhurbaşkanı’nın yaşadıklarını, meclisteki olayları hepimiz gördük…

 

Dehşete düşmemek elde mi?

 

Doğa nasıl boşluk tanımazsa, otoritedeki boşluk da haliyle birileri tarafından doldurulur.

 

Siz bu ülkedeki güvenlik açığını kapatmaz ve uyarılara da kulak tıkarsanız, polis gücünüzdeki zaafiyetin yarattığı otorite boşluğunu birileri gelir, doldurur.

 

Şimdi geçmişte yıllarca mecliste milletvekili olarak bulunan birçok ismin polis teşkilatına yaptığı ağır eleştirileri izleyerek şaşırıyorum.

 

Bu polis teşkilatının teçhizat, işgücü, insan gücü ve teknik kabiliyet olarak gelişebilmesi için ne yaptınız ki şimdi şikayet hakkınız var?

 

Bunun böyle olacağı yukarıda da belirttiğimiz üzere evvelden belliydi.

 

Bugün işte o gündü…

 

Bu sebepten geçmişte yaptığınız duyarsızlığı hiçe sayan açıklamalardan vazgeçin ve bundan sonra bu teşkilatı önemseyin…

 

Yoksa yarın bu şikayetleriniz fezaya çıkacak.

 

***

Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir.

 

Dün Doğuş Derya’nın milletvekilliği yemininde birtakım eylemlerin olacağını ve Afrika'nın önünde protesto gösterisi yapılacağını sağır sultan bile duydu.

 

Bu saldırıların gerçekleşme ihtimali bu kadar göz önündeydi…

 

Mesele, etki tepki meselesidir.

 

İnsanların hassasiyetlerine galebe çalarsanız, karşısında da muhakkak bir tepki görürsünüz.

 

Bu tepki, verilen etki ayarında olmak durumundadır.

 

Afrika'nın veya Derya’nın bu ülkenin halkını bile bile kışkırtması nedeniyle en az saldıranlar kadar sorumlu olduğunu düşünüyorum.
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?