Siz hiç İngiltere veya Amerika'da bir İngiliz'in açtığı dükkana, yaptırdığı binaya veya sattığı bir ürününün markasına Türkçe bir isim verdiğini duydunuz veya gördünüz mü?
Ben şahsım adına duymadım görmedim.
Ne hikmetse ülkemizde bazı kesimler tarafından açılan müesseselere ve ticari markalara yabancı bir isim koymak bir üstünlük vesilesi gibi oldu. Türkçe isimler hor görülmeye ve hatta küçümsenmeye başlandı. Bu durum milli gururumuzu incitmesi gerekirken alalede birşey haline geldi.
Gaziantep gibi halkının konuşma dili
Türkçe olan bir ilde dükkanların tabelalarına ingilizce isim koymanın mantığını ve altında yatan psikolojiyi anlamakta zorlanıyorum.
Birde Gaziantep'e doğunun Paris' i diyorlar. Bu lafı da anlamakta zorlanıyorum. Atalarımız burası doğunun parisi olmasın diye canlarını verdi. Fransız gavurunu kovmak için aylarca mücadele etti. Bizim ilk önce kendimizi küçük görme alışkanlığımızdan kurtulmamız ve aziz Türkçemize sahip çıkmamız lazım.
Örneğin şehrimizd birisi bir bina yapıyor adını bilmem ne "center" bilmem ne "city" koyuyor. Konuyla ilgili yüzlerce örnek verebiliriz.
Bu isimleri koyanlar ise konuştukları zaman nedense bir numaralı Türkçü bir numaralı mukaddesatçı oluyorlar hatta bunların milliyetçiliği karşısında ben ne kadar küçük ve basit bir insanımışsım psikolojine kapılıyorsunuz. Ama Türkçe isim dururken yabancı isim koymayıda kimseye bırakmıyorlar.
Düşünüyorum da Türk çocuklarının giydiği tişörtlerden tutun kullandıkları eşyalara varana kadar çoğunun üstünde İngilizce yazı ve marka var. Dinledikleri müzik ingilizce sevdikleri insanların çoğu yabancı.
Dedelerimiz İstiklal harbinde gavur bizi esir almasın dilimizi kültürümüzü değiştirip bizi köleleştirmesin diye mücadele etti.
Ne yazık ki şimdi dünkü düşmanlarımızın gönüllü kölesi olduk. Ve memleketimizde derin bir aşağılık kompleksi ile kendi kahramanlarını tanımayan ve batının saçma sapan isimlerini ezberleyen nesiller türedi. Tabiatıyla bu nesilller hayranı oldukları bir uygarlığın dilini kendi ana dillerinden daha çok tutacaklardır.