’Deniz olsan
Sel olurum anne
Irmak olurum
Sana gelirim ‘’
Ne güzel söylemiş şair. Ah keşke. Ah keşke sel olabilsek; keşke ırmak olabilsek, çağlayarak annemizi bulabilsek. Annesi hayatta olanlar ne mutlu. Onun cennet kokulu nefesini hissedebilmek !
‘’ Uyusunda büyüsün,
Derdin, büyüdüm anne.
Bana o ak sütünden verdin
Büyüdüm anne...’’
Diyebilmek, sarılıp o gül yanağından öpebilmek; ‘’Anneler günün kutlu olsun’’ diyerek bir demet çiçekle ellerinden öpebilmek herkese nasip değil…
Berlin’den 9 yaşında Melissa Deutschmann’ın ‘’Anne Özlemi’’ şiirini okurken hıçkırıklarla boğulan sesini, yakarışını izledim. Dinledim ve kahroldum.
Sevgi güneşiydi sanki gözlerin
Her hallerini özledim anne !
Gittin gideli boş kaldı yerin
Gonca güllerini özledim anne.
Gece gündüz heryerde seni ararım.
Gece yldızlardan seni sorarım
Boynumu büküp saçlarımı tararım
Pamuk ellerini özledim anne..
Şefkatinle gerçekleşsin isterdim.
Sevgiyle senin yaptığını
Baharı düşünüp kara kışladım
Tatlı dillerini özledim anne…
Her zorluğu, her engeli aşardın
Senin varlığınla mutlu yaşardım
Sabah akşam kucağına koşardım,
Sıcak kollarını özledim anne…
HAZRETİ MUSA’NIN CENNET KOMŞUSU KASAP
Anne ve babanın çocukları için, severek katlandıkları fedakârlıklar saymakla bitmez. Bunun karşısında çocukların, anne ve babalarına karşı görevlerini yerine getirmemesini de, onlar affetse Tanrı affetmez. Bu konuda, Mustafa Müslümoğlu Beyin, Cuma günü Yenigün Gazetesi’nde anlattığı 2 güzel kıssa vardı. İzniyle, dilim döndüğünce bunlardan birini aktarmak istiyorum.
Rivayet odur ki, Hz.Musa cennetteki komşusunun kim olacağını merak eder. Allaha günlerce dua eder, tefekkürde-zikirde bulunur. Bunun sonunda, hiç beklemediği bir gün Cebrail Aleyhisselam, Hz.Musa’ya gelerek, ‘’Ey Allahın resulü, Allah duanızı kabul etti. Geliniz, cennet komşunuzu göstereceğim. Buyurun çıkalım’’ der. Yalnız Hz.Musa’nın cennet komşusunu görebilmek için iki koşul vardır. Cebrail Aleyhisselam:
‘’ 1.Göreceğiniz kişiye cennet komşunuz olduğunu bildirmemeniz gerekiyor.
2. Peygamber olduğunuzu da söylememeniz emredildi. ‘’der ve yola çıkarlar.
Yolda, Hz.Musa’nın merakı hâlâ dinmemiştir. Hz.Cebrail’e komşusunun bir peygamber mi olduğunu sorduğunda ‘’Hayır’’ cevabı alır. Hz.Musa’nın merakı daha da artar. ‘’Herhalde komşum, Allaha dua ve tefekkürde çok ilerde olan birisi’’ diye düşünerek yine Hz. Cebrail’e sorar. Yine ’‘Hayır ‘’ cevabı alır.
Hz.Musa’nın merakının en üst düzeye çıktığı anda, Hz.Cebrail karşılarındaki kasap dükkânını göstererek ,’’İşte sizin cennet komşunuz. Gidip tanışın. Benim görevim burada sona erdi’’ der ve ayrılır.
Hz.Musa, dükkâna girer. Selam verir ve Tanrı misafiri olduğunu söyler.
Kasap, ‘’Ey Tanrı misafiri kardeşim .Bugün sabahtan beri, sebebini anlayamadığım birşeyler oldu. Dükkânıma bir bereket, gönlüme bir huzur doldu. İçimde, sanki ben seni bekliyormuşum gibi bir duygu var. Sizi evimde misafir etmek istiyorum’’ der. Hz.Musa’yı evine götürür.
Kasap, Hz.Musa’yı oturttuktan sonra, kısa bir süreliğine izin ister. Onun yanında , tavanda asılı olan zembili aşağıya indirip, içinde bulunan annesini dışarı çıkarıp temizliğini yapar ve pencerenin önüne onu yerleştirir. Annesinin yemeğini yedirir. Onu incitmeden öper, koklar, bir arzusu olup olmadığını sorar. Daha sonra da misafirine döner. Kendisi evde yokken börtü böcekten annesini korumak için zembile koyup, zembilin yerle irtibatını kesmektedir.
Hz.Musa, kasabın annesine hizmetini izler. Sonra kasap durumu izah eder. ‘’ Annem 20 senedir yatalak. Yemeğini bile yiyemiyor. Bende anneme hizmet etmek için evlenmedim. Gündüz 3 defa dükkanı kapatıp, eve gelerek annemin bir ihtiyacı var mı diye bakıyorum.’’
Hz.Musa, kasabı iyice tanımıştır. Şimdi komşusu ile ilgili herşeyi öğrenmiştir. Kasaba sorar: ‘’Pekiyi sen annenin bütün ihtiyaçlarını giderdikten sonra, anneni pencerenin önüne kucaklayıp götürürken, annen kulağına ne söyledi ?’’ deyince kasap cevap verir:
‘’Annem, benim günlük hizmetimden memnun olmalı ki 20 senedir sabah akşam, sesi de çıkmadığı için kulağıma eğilir, ‘ Oğlum, Allah senden razı olsun. Yüce mevlam seni cennette Hz.Musa’ya komşu etsin inşallah’ diye dua eder.’’
Sayın Mustafa Müslümoğlu’ndan alıntı yapmak için izin istemeye vaktim olmadı. Dilerim o da bizi affetmiştir.
Bir çocuk soruyor: ‘’Gittiğin yer çok uzak mı anne?’’ diye. Evet çok uzak. Ancak biz bir hayli yaklaştık galiba. Annesi hayatta olanlara ne mutlu… Bir büyüğümüz, ‘’Anne nefestir. Allah kimseyi nefessiz bırakmasın’’ diyor.
ANNELER GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN…