Yumuşak iniş (soft landing), sert iniş (hard landing), ekonominin soğutulması ya da ekonomide frene basılması, iç ekonomi, dış ekonomi, cari açık, kur, faiz, reel ekonomi vs. çoğundan bir şey anlaşılmıyor, ya da işin uzmanı olmadığımız için biz bir şey anlamıyoruz. Dışarıda yaşayan insanlar için tüm ekonomi deyimlerin tek bir anlamı var;
Alım Gücü!
Döviz fiyatlarındaki artış hepimizin gündeminde, kimse dolarla maaş almıyor ama harcama kalemlerimizin bir çoğu dolarla olduğu için değer kaybeden Türk lirası ile maaş alıp değer kazanan Amerikan doları ile mücadele ediyoruz. Haliyle ortaya çıkan enflasyon halkın alım gücünü büyük bir ölçüde etkiliyor. Avrupa'da yaşayan biri ülkesinde kazandığı 1000 birim para ile ülkemize geldiğinde parasını 10.800 birim olarak kullanabiliyor. Biz cebimizde 10.800 birim ile Avrupa'ya gittiğimizde paramızı 1000 birim olarak kullanıyoruz. Aradaki makas her gün biraz daha açılıyor. Ya zaten her gün Avrupa'yamı gidiyoruz ne dert ediyorsun demeyin. Biz gitmiyoruz ama bir çok ihtiyacımızı dış dünyadan alıyoruz. Bu yazıyı okuduğunuz telefondan tutup oturduğunuz koltuğun kumaşına kadar bir çok şeyde dışa bağımlıyız. Kendi ürettiğimiz şeylerde de ham madde zamlandı, yerli ürünün ne günahı var deyip kur farkını aynen ekliyoruz.
Kışın artık kapımıza dayanması ile birlikte en basitinden ısınma giderleri için dövizle ödeme yapacağız. Motorine 1 hafta olmadan ikinci zam geldi. Maaşına yılda bir defa gerçekten uzak oranlar üzerinden zam alan insanların mevcut tabloda ayakta durması her gün biraz daha zorlaşıyor. Örnek verecek olursak evine 100 lira giren bir insanın 150 liraya yükselen hayati ihtiyaçları için yapabileceği çok bir şey yok. 50 liralık gideri hayatından çıkarmak zorunda ama nasıl? Daha az ısınarak, daha az gıda alarak, çocuğunun servis ücretinden okul harçlığına kadar bir çok şeyi hayatından çıkartıp hayatından çok daha fazla ödün vererek.
Bu ülkede hayal kurup sonra kurduğu hayalin peşinden koşacak insanlara ihtiyacımız var. Çocukları için hayal kuracak annelere ve babalara.. Gelecekte nasıl biri olmak istediğini hayal eden çocuklara ihtiyacımız var. İnsanların nasıl ısınacağı, nasıl geçineceğinden çok daha fazlasını düşünmeye ihtiyacı var. Günümüz dünyasında artık bazı şeyler lüks olmaktan çıkıp zaruri hale geldi. İyi cihazlar kullanmak, ortalama bir arabaya binip ortalama bir evde yaşamak artık günümüz dünyasında uzak hedefler olmamalı.
Siyasetin sığ sularında geniş düşünceler meydana getirmek ve bu ülkeyi hak ettiği refah seviyesine getirmek öncelikli konumuz olmalı. Aksi takdirde bu topraklarda yarım kalmış ve hayalden öteye geçememiş yaşantılar ortaya çıkarmaya devam ederiz.
Kalın sağlıcakla..
A. Haşim Özyurt
hasimozyurt@gmail.com