Doğal Afet dendiğinde, başka ülkelerde başka felaketler akla gelebilir ama; ülkemizde ilk çağrışım ‘’DEPREM’’ le ilgilidir. Ben de lise çağlarında Amasya’da, 1974’de de İzmir’de büyük depremler yaşadım. Gördüğüm üçüncü büyük deprem yine İzmir’de 30 Ekimde (dün) saat 16.51’de 6.9 büyüklüğünde sarstı.
Medyadan izlediğim en büyük depremse Gölcük (Marmara) merkezliydi.17 Ağustos 1999’da yaşanan depremde bölgede her 5 kişiden biri, hayatını kaybetti.112 bin 724 ev ve işyeri yıkıldı veya ağır hasar gördü. Toplamda 376 bin 479 bina hasarlıydı. 17 bin 480 kişi hayatını kaybetti. 43 bin 953 yaralı vardı. 505 kişi de sakat kaldı.
İZMİR’DE ŞUBAT 74 DEPREMİ
Zihnimde yer eden 1 Şubat 1974 tarihinde İzmir’de meydana gelen depremdi.O zaman Tercüman Gazetesi’nde çalışıyorum. Sabah, tam şehir baskısını bitirdik, deprem oldu. Ben, ’’Arkadaşlar, hemen ikinci baskıyı hazırlıyoruz’’ dediğimde, baş makinistimiz ‘’Hangi makinayla?’’ dedi. Dondum kaldım. Alt kattaki makinaları gördüğümde, hayretim bir kat daha arttı. Her ünite ayrı yönde zigzag çizmiş. Ünitelerin ağırlığıyla tutturulan hiza bozulmuştu. Akşama hepsi bir hizaya getirilmişti ama biz ikinci baskıyı (Yıldırım Baskı) kaçırdık. Depremin yarattığı üzüntü ikiye katlandı.
Dışarı çıkıp çevreyi dolaştığımızda İzmir’in ünlü saat kulesinin taç kısmının yıkıldığını, saatin de deprem anında durduğunu gördük. Saat, tarihe tanıklık yapıyordu. Hasar çoktu, ama ‘’Çok şükür ölen yok!’’ derken 2 kişinin hayatını kaybettiğini öğrendik. Kayseri’den gelen 2 misafir, araçlarıyla kaçarken devrilen bir duvarın altında hayatlarını kaybetmişdi. Dünkü depremde, ilk tesbitlere göre, 20 kişi hayatını kaybetti. 786 yaralı var. Sığacık’ta yükselen deniz sokaklara taştı. Depremin yarattığı tsunami ikinci felaketi getirdi. Tekneler alabora oldu.
