Anadolu’da yerel basın çalışanı olmak ateşten gömlek giymekten farksızdır. Gazetecilik, her babayiğidin karı değildir. Tabiri caizse yazı yazmak yani gazetecilik bir aşktır. Bu tür günlerin gazetecilerin kimlik ve mesleki sorunlarının bir kez daha anımsatılmasına imkan sağlaması dışında başka bir özelliği kalmadığı gibi gazetecilik artık para kazandıran bir meslek te değildir. Gazetecilik mesleğinin en kötü yönlerinden biride senede bir kaç kez hatırlanması.
Aslında bir hünerdir gazetecilik bizim memlekette. Çünkü her kurumun kendi gazetecisi vardır. Belediyelerin, odaların vs. gibi.
Ve gazetecilik girilmemesi gereken yollara girme, söylenmemesi gereken sözleri söyleme sanatıdır. Âmâ şimdi, girilmemesi gereken yollara girmeme, söylenmemesi gereken sözleri söylememe ve kopyala yapıştır ile Instagram'da, facebook'ta sahte takipçi ve beğeni satın alma sanatına dönüştü gazetecilik.
Onun için farklı görüş ve siyasi noktalardayız demekten önce gazetecilikte ortak zemini yakalamak zorundayız. Temel olan gazeteciliktir. Bizler bunu unutup gittik, bambaşka noktalara kaydık. Birçoğumuz gazetecilik değil kamu bültenciliği yapmaya başladık. Artık, haber ve bilgi edinme sürecinin hızlandığı günümüzde basılı gazetelerin şansının her geçen gün azaldığını görmekte bu zorlu sürecin üstesinden gelinecektir. Kalemini satmayan her ne pahasına olursa olsun vatandaşın haber alma yorum okuma hakkını savunan ve bunun gereğini yerine getiren gazetecilere selam olsun. Gazeteci meslektaşlarımızın daha iyi koşullarda çalışmalarını, daha iyi imkânlara kavuşmalarını canı yürekten diliyorum. Ekonomik baskıların, tepelerinde Demokles’in kılıcı gibi asılı durduğu bu zamanda her şeye rağmen ve her türlü sıkıntıya göğüs gererek işini yapan gazetecilerin 10 Ocak çalışan gazeteciler günü kutlu olsun.