İstanbul
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı İsmail Gülle, İstanbul Ekonomi Zirvesi’nin açılışında yaptığı konuşmada, İstanbul Ekonomi Zirvesi gibi uluslararası nitelikteki organizasyonların oluşturduğu ekosistem ile hem güçlü bir ekonomik katma değere hem de küresel ölçekte bir iş ağına zemin oluşturduğunu belirtti.
Gülle, yeşil ekonomi ile mevcut kaynakların etkin kullanımının yanı sıra kullanım sonrası ortaya çıkan tüm atıkların da verimli kullanımının son derece önemli bir süreç olduğuna işaret etti.
İsmail Gülle, küresel ekonomi ve ticaretten istedikleri seviyede paya ulaşan ülkelerin bir anda gelişmekte olan ülkelere sıfır karbona geçişi tavsiye etmelerinin zorlu bir süreci beraberinde getirdiğini dile getirdi.
Türkiye’nin dönüşüm sürecinde öncü ve marka olmak üzere elini taşın altına koyduğunu, TİM olarak kendilerinin de düşük karbonlu üretim ve sürdürülebilir ihracatı önceleyen projelerle bu dönüşüm sürecine katkıda bulunduklarını anlatan Gülle, sürdürülebilir için eylem planlarını belirlediklerini, bunlardaki hedefleri gerçekleştirerek Türkiye’yi sürdürülebilirlik alanında marka ülke haline getireceklerini söyledi.
Gülle, ihracatın yükselen trendinin, yeşil dönüşümle taçlandırarak, “Dış Ticaret Fazlası Veren Türkiye” hedefine ulaşılacağına inandıklarını vurguladı.
Türkiye’ye yatırım noktasında oldukça büyük bir talep olduğuna işaret eden Gülle, özellikle yükselen sektörlerde yeni yatırımların ilk kurulum aşamasında yeşil ekonominin gözetilmesinin oldukça önemli olduğunu belirtti.
“Hükümetler olarak birlikte yapabileceğimiz birçok fırsat var"
Cumhuriyeti Yenilikçi Kalkınma Bakanı Ibrokhim Abdurakhmonov, “Hükümetler olarak birlikte yapabileceğimiz birçok fırsat var. Salgın da bize bu süreçte önemli dersler verdi. Karbondioksiti azaltmak için doğrudan araştırmalar gerçekleştirmeli ve akabinde bu alanda uygulamalar yapabilmeliyiz.” dedi.
Abdurakhmonov, “Yeşil Ekonomi” temasıyla bu yıl 5’incisi düzenlenen İstanbul Ekonomi Zirvesi’nin açılışında yaptığı konuşmada, dünya genelinde yaşanan felaketler ve yıkımlardan ilham alıp daha fazla yenilikçi hamleler yapılması gerektiğini belirtti.
Herkesin geleceği için artık daha dikkatli olunması gerektiğini ifade eden Abdurakhmonov, “Yıkıcı felaket seviyesindeki doğal hadiselere birlikte çözüm aramamız lazım ki bunları fırsatlara çevirebilelim. Şu an negatif olan gelişmeler gelecekte pozitif yansımalara dönüştürülebilir." diye konuştu.
Abdurakhmonov, hükümetlerin iş birliğinde yeşil ekonomi adımlarının özenle atılması gerektiğini belirterek, şunları söyledi:
"Yeşil ekonomi, güvenli ekoloji, temiz endüstri, sağlıklı gıdalar sıklıkla dile getiriliyor, çünkü toplumlarımız ve geleceğimiz bizden bunu talep diyor. Hükümetler olarak birlikte yapabileceğimiz birçok fırsat var. Salgın da bize bu süreçte önemli dersler verdi. İklim değişikliğinin kat be kat arttığını gözlerimizle görüyoruz. Bizlerin fırsata çevirebileceği tespitler için ortak hareketler olmalı. Karşımızda artık bilimsel bir çalışma süreci söz konusu. Karbondioksiti azaltmak için doğrudan araştırmalar gerçekleştirmeli ve akabinde bu alanda uygulamalar yapabilmeliyiz.
Hidrojen gücünden gelebilecek temiz enerji ve kaynaklardan yararlanmak zorundayız. Döngüsel ekonomi çok güzel bir şey ama tertemiz olmalı. Bunun için inovatif yaklaşımlara ihtiyacımız var. Tek bir elektronik araç 80 kilo bakıra ihtiyaç duyuyor. Temiz madencilik gerekli. Her alanda derin planlama yapılarak çabaları nereye kanalize etmemiz gerektiğini çalışmalıyız."
"Yeşil politikaların oluşturulmasını çalışıyoruz"
Karadağ Parlamento Başkanı Aleksa Becic de yeşil ekonominin her fırsatta tartışılması gerektiğini belirterek, "Türkiye ve İstanbul'la ilişkilerimiz çok yüksek seviyede ve bizim için tarihi bir önem taşıyor. Ülkemizin Merkez Bankası Başkanının da burada bulunmasıyla bağlarımızın güçlenmesine katkıda bulunmasını sağlayacağımıza inanıyorum. Ekonomik ilişkileri ve yakınlaşma politikalarımızı daha da geliştireceğiz." dedi.
Becic, Avrupa'da ve dünyada yapılması gerekenleri konunun paydaşlarıyla ele alacaklarını hatırlatarak, "Sorunları masaya yatırıp yeniden gözden geçirmemiz gerekiyor. Hem yasal hem de uygulama açısından çalışmalarımızı en güçlü şekilde gerçekleştirmekteyiz. Yeşil ekonomi de buna dahil. Gerekli yasal çerçeveler için yeşil politikaların oluşturulmasını çalışıyoruz. Parlamentomuz bölgede bu açıdan ilk olacak. Bir insanın ürettiği yeşil makine hiç bir robotun yapabileceği katkıyı yapamaz. Hemen harekete geçmemiz gerekiyor. Karadağ olarak hazırız. Eylemlerimiz büyük olduğumuzu ispat etmeye hazır." şeklinde konuştu.
"İklim değişikliğiyle mücadele alanlarına yatırım yapmamız lazım"
Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) Risk ve Uyum Başkan Yardımcısı ve Riskten Sorumlu Başkan Annemarie Straathof da, "Sermaye zeminimizi son 5 senenin başarısından güç alarak yeşil finansımızı artırarak yüzde 40'a getirdik. Hedefimiz 2025 için yeşil oranımızı yüzde 50'ye çıkarmak. Yeşil öncelikli olmakla birlikte adil fırsat ve dijitalleşmeyi önceliklendiriyoruz. Yeşil ekonomiye geçiş çerçevesi açıkladık, Paris Sözleşmesiyle birlikte çerçevemiz çok net eylem planları da içeriyor. Salgını düşününce belli başlı hedeflerimiz de mevcut." diye konuştu.
Straarthof, şunları söyledi:
"Verimli bir şekilde iklim ve çevre hedeflerimize ulaşmak istiyoruz. Spesifik olarak çevre ve iklim değişikliğiyle mücadele alanlarına yatırım yapmamız lazım. Sürdürülebilir şehirler, karbonsuzlaşma, doğal sermayenin korunması, yenilenebilirlik gibi alanlara yatırım yapmak istiyoruz. Enerji verimliliği konusunda dikkati çekmek istiyoruz. Kümülatif sera gazının emisyonlarında azalma hedefliyoruz. Çalışmalarımız Paris Sözleşmesi ve iklim değişikliğiyle ilgili alanlara paralel gitmektedir. İklim krizi yüzyılımızın en büyük felaketi ve aciliyeti kesindir. Politikacılar ve Merkez Bankaları yakından bu konuyu takip etmektedir. Belli başlı kuruluşların karmaşık operasyonları sürdürmesi gerekiyor. İklim krizini finansal bir risk olarak görüyoruz. Müşterilerimizin sıkıntıları söz konusu. Çevre risklerini de düşündüğümüz zaman dünya çapında projeleri finanse etmek istiyoruz."
“Ülkeler özveriyle bu konulara ağırlık verirse biz bu işin üstesinden geliriz”
Devlet Eski Bakanı ve İstanbul Ekonomi Zirvesi Yönetim Kurulu Başkanı Kürşad Tüzmen ise Paris İklim Anlaşması’nın imzalanmasını anımsatarak, anlaşmada imza konulan hedefe yüzde 80 uzakta olunduğunu söyledi.
Gelişmekte olan ekonomilerin bu hedefleri yakalayabilmesi gerektiğini ifade eden Tüzmen, “Gelişmiş ekonomiler de önlemleri daha iyi alabildiklerini söylüyorlar ama onlar da bu taahhütleri yerine getiremediler. İnşallah bu hedefe ulaşma aşamasına geleceğiz. Ülkeler biraz daha özveriyle bu konulara ağırlık verirse biz bu işin üstesinden geliriz.” diye konuştu.
Tüzmen, ihracat ve turizmi Türkiye ekonomisinin koşan iki atı olarak niteleyerek, bu yüzden bu "koşan at"ların mahmuzlanması gerektiğini dile getirdi.
“Turizmde gelecek yeni bir vizyonla ele alınmalı”
Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Yönetim Kurulu Başkanı Firuz Bağlıkaya da gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakmak için üzerlerinde büyük bir sorumluluk bulduğunu belirtti.
Bağlıkaya, turizmde geleceğin yeni bir vizyonla ele alınıp yol haritalarının artık buna göre oluşturulması gerektiğini ifade ederek, iklim değişikliği, çevre felaketleri, orman yangınları, kıtlık ve kuraklık gibi sorunların zaman içinde turizm hareketleri üzerinde olumsuz etki yaratacağını, tüm bu konulara duyarlılık göstererek önlem alan destinasyonların öne çıkacağını söyledi.
TÜRSAB olarak sürdürülebilirlik konusuna büyük önem verdiklerini aktaran Bağlıkaya, üyelerinin bilinçlendirilmesi ve bilgilendirilmesini sağlamak üzere Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ile imzaladıkları iş birliği protokolü çerçevesinde eğitim programları ile seyahat acentelerinin sürdürülebilirlik konusunda eğitim almalarını sağlamak ve aldıkları eğitimlerin, sertifikalandırılması için çalışmalar gerçekleştirdiklerini kaydetti.
İstanbul Ekonomi Zirvesi İcra Kurulu Başkanı Abdullah Değer ise insanlığın doğaya çok zarar verdiğini, bunların sorunlarının yaşandığını belirtti.
Bundan sonraki nesillere daha iyi bir dünya bırakılabileceğini aktaran Değer, “İstanbul Ekonomi Zirvesi’nin dünyayı kurtarmak gibi bir iddiası yok ama dünyayı kurtarma iddiası olan insanları buluşturma iddiası var.” dedi.