Merkez Hakem Kurulu Başkanı Serdar Tatlı, herkes için zorlu geçen Süper Lig'in 2020-2021 sezonuna dair sorulara yanıt verdi. Ayrıca tatlı çok özel açıklamalarda bulundu.
Tatlı, Halil Umut Meler'i üst üste Beşiktaş maçlarına vermelerini, "Bir kulüp yöneticisinin veya teknik direktörün ‘Bir daha bizim müsabakamıza gelmesin' demesini hakem camiası olarak kabullenmedik. Bu bir tavırdı” sözleriyle açıkladı.
İşte Merkez Hakem Kurulu Başkanı Serdar Tatlı'nın Milliyet'e verdiği o röportaj:
‘Nihat beye minnettarım'
Oldukça çekişmeli bir sezon geride kaldı? Kendinizi ve hakemleri başarılı görüyor musunuz?
“Türkiye liglerinin oynanmaya başladığı günden bu yana geçen süre içinde takım sayısının 21 olduğu, geçen yıl pandemiden dolayı sezonun geç bitirildiği, önümüzdeki Avrupa şampiyonası nedeniyle milli takımın durumundan dolayı sıkıştırılmış, yoğun bir maç planlamasıyla karşı karşıya kaldık göreve geldiğimizde. Dolayısıyla böylesine zor bir sezonu genel anlamda son haftasına kadar şampiyon olacak takımın belli olmadığı, üç takımın da şansının bulunduğu, hatta gollerin dahi hesaplandığı bir ligi tamamladık. Küme düşme hattı da öyle idi. Hakem arkadaşlarıma ve kurul üyelerime teşekkür ediyorum. Bizim daima yanımızda olan ve destek veren Futbol Federasyonu başkanımız Nihat beye de minnettarım. Bir dediğimizi iki etmedi. Bize cesaret verdi, rahat çalışma ortamı sağladı. Hiç bir konuda müdahalesi olmadı. Haftalık hakem atamalarını bile basından öğrendi. Alt klasmanlarda hakem antrenman ücretlerinin düşük olduğunu söyledim, anında yüzde yüz zam yaptı. Eğer başarılı isek, Nihat başkanın hakemlere ve bize olumlu yaklaşımının karşılığıdır bu.”
‘Kaygım olmadı'
Türkiye'de gelenektir. Sezon bitmeden MHK'ler değiştirilir, adaylar konuşulur. TFF başkanı Nihat Özdemir sizden ve ekibimizden memnun olduğunu söyledi. Hiç kaygı duydunuz mu sezon sonunda gidersek ya da istifamız istenir mi diye?
“Sen hatırlarsın, sezon başında şöyle bir ifade kullanmıştım. Bunu kurulun ilk toplantısında da arkadaşlarıma söyledim. Aynı şeyi hakemlerle yüz yüze geldiğimiz ilk seminerde de ifade ettim. Benim görevde ne kadar kalacağım önemli değil. İster üç ay ister üç yıl. Yani böyle bir planlama, hesap yaparak gelmedim. Benim ve ekibimin bu süreçte ne yapacağım önemlidir. Hiç bir şekilde böyle bir kaygım olmadı. Göreve gelirken de görev sırasında da bu hissi taşımadım. Ama bizim camiayı en iyi tanıyan insanlardan birisin. Sezon başladığı zaman şöyle algılar oluşturulmaya çalışılır. “Bu MHK devre arasını zor görür veya sezon sonu gider” diye. Bu her MHK için böyle olmuştur. İşleri bitti, başarısız oldular gibi. Yıllardır böyle. Hakemlik yaptığım dönemde de böyle idi. Bizzat tanık oldum. Dışarıda kalan insanların, kendini aday gören ve daha iyisini yapacağını düşünen insanlar MHK'leri yıpratmaya çalışırlar. Ne yaptığımız önemlidir. Türk hakem camiasına bir katkı sağlayabildi isem mutlu olurum. Ben kendimle yüzleşmeyi de bilirim. Ne yapıp yapamadığımı sorgularım. Dersler çıkarırım. Hatalarımız olmadı mı? Oldu. Bunları biliyor ve daha iyisi için çalışmaya devam ediyoruz.”
‘İnatlaşma değildi'
Halil Umut Meler'i peşi sıra iki Beşiktaş maçına atadınız... Sezonun en çok konuşulan olayıydı...
“Onun açıklaması şöyle: Halil'i verdik, yönetti, bitti. Performansı son derece başarılı olmasına rağmen, Beşiktaş kulübü ve Sergen hocadan gelen tepkiler bizim için yeterli olmadı. İnatlaşma değildi. Oradaki mesaj şu idi; eğer hakemimiz bizim kriterlerimize göre başarılı bir maç yönetmiş ise, maç sonrası herhangi bir kulüp yöneticisinin veya teknik direktörün ‘Bir daha bizim müsabakamıza gelmesin' demesini hakem camiası olarak kabullenmedik. Bu bir tavırdır. Hakemlik camiasının dik duruşunu gösterme açısından, hakemimize sahip çıkma açısından böyle bir uygulama yaptık. Kimse ardında başka bir niyet aramasın. Umut Meler de bizi mahçup etmedi.”
Fırat Aydınus'u finale veremedik
Çok merak ediyorum. Hakemliği biten Fırat Aydınus'u niçin Kupa finaline vermediniz? Sanki planlamıştınız, ne değişti de vazgeçtiniz?
“MHK talimatında bir yaş sınırlandırması var. Sözleşmeli hakemler 47'sine kadar devam ediyor. Çok yoğun, özellikle 30 ile 42. hafta arasında inanılmaz bir maç trafiği yaşadık. Küme düşme adaylarının çok olduğu bir maraton içinde hakemlerimizin, Cüneyt olsun, Fırat olsun, Halis, Yaşar olsun, tüm hakemlerin her maçta performansları beklentilerin üzerinde idi. Fırat yaş haddini doldurmasına rağmen, çok büyük bir özveri ile hakemliğe devam edecekmiş gibi çok başarılı maçlar yönetti. Fırat'a elbette bir kupa finali ile ödüllendirme, onare etmek düşüncelerimin arasında idi. Fakat son haftaya kadar Fırat'ı kullanmak durumunda kaldık. Son hafta şampiyonu belirleyecek müsabakalardan bir tanesine verdik. Göztepe - Beşiktaş maçına. Fırat'ı bu çok önemli müsabakada tercih ettiğimizden dolayı üç gün sonraki kupa finaline hakemlerin virüsle ilgili test sürecini de dikkate aldık ve teamülün gereğini yerine getiremedik.”
Yıllık sözleşme planı
Yaş konusunda bir talimat değişikliği söz konusu. TFF başkanı da onayladı. Fırat hoca devam edecek mi sizce?
“Biz sezon içerisinde Avrupa'daki sistemleri araştırdık. Hakemlik yaş sınırına baktık. İngiltere'de durum çok farklı. Tamamen bağımsız. İtalya, Almanya ve İspanya'ya baktık. Onların da yaş sınırının ileri çekilmesi, hatta kaldırılması konusunda düşünce içinde olduklarını öğrendik. Biz de bunun üzerine bir çalışma başlattık. Devam ediyor. Başkanımızla istişare ediyoruz. Böyle bir düzenlemeye gitmemiz söz konusu olabilir. Sadece fizik olarak hazır olmaları değil, sezon içinde gösterdikleri performans da bir kriter bizim için. Biz de yaş sınırına gelen hakemler için futbolcularda olduğu gibi yıllık sözleşme yapabiliriz. Herkesi kapsayacağını söyleyemeyiz. Bu bir teşvik aslında. Başarılı olan hakem maç aldı. Genel baktığınızda hakemlik performanslarının kabul görmesi gerekiyor. Bizim ölçülerimizde başarı sağlayamayan barajın altında kaldı. Bu kriterin eleştirilmesini doğru bulmuyorum. 15 maçın altında kalanlar sözleşme imzalamayacak zaten. Maç başı ücret alacaklar. Her MHK için performans önemlidir, isim değil.”
Kadın hakemlere müjde
Ülkemizde kadın hakemliği çok konuşuluyor. Hak ettikleri değeri görmüyorlar fikrindeyim. Avrupa'da final maçı yönetiyor kadınlar. Biz de o günleri görebilecek miyiz?
“Biz dünya kadınlar gününde bu arkadaşlarımızı onurlandırdık. Sembolik değildi bu düşüncemiz. Önümüzdeki sezon talimatta değişiklik yapıyoruz. Sadece BAL ligi veya kadınlar liginde maç yönetiyorlardı. Özellikle FİFA hakemlerinden başlamak üzere dört tane FİFA kadın hakemimizi klasman kadrolarında ilan edeceğiz. Artık onlar ikinci ve üçüncü lig müsabakası yönetebilecekler. Önemli bir değişim gerçekleştireceğiz. Çok kıymetli ve bugüne kadar kimsenin cesaret edemediği bir adım atacağız. Önümüzdeki sezon klasman hakemleri içinde kadın adını görecek kamuoyu. Onların başarısı diğer kadın hakemlerimizin geleceği açısından da sorumluluk gerektiriyor. Biz MHK olarak kadınlarımıza güveniyor ve teşvik etmeyi görev biliyoruz.”
VAR kadrosu oluşacak
Video Asistan Hakemliği kadrosu oluşturulacak mı?
“Sayın Zekeriye Alp döneminde böyle bir kadro tahsis edildi. İlk olarak Özgüç Türkalp daimi VAR hakemi olarak görev yapıyor. Bizim de çalışmalarımız var. UEFA'nın ve Avrupa'daki diğer ülkelerin kriterlerine bakıyoruz. Biliyorsunuz üç yıllık yeni bir sistem. Uygulayanlar sistemi oturtmaya çalışıyor. Aksaklıklar elbette olacaktır. VAR kadrolarının sahadan bağımsız oluşturulması yönünde çalışmalar yapılıyor. Özgüç gibi sadece VAR'da görev yapacak bir kadro oluşturmayı planlıyoruz. Sistem şunu gerektiriyor; hakem hem VAR sertifikası almış, hem saha deneyimi olacak. Yaşadığımız deneyimler bunu gösteriyor. VAR kadrosunda olanlar için sabit bir ücret söz konusu değil. Erken bu konu. İlerleyen süreçte belki.”
VAR, sahadaki hakemi tembelliğe sevk ediyor mu?
“Hayır, bilakis şöyle. Öncelikle VAR odasında oturan hakemin kendini sürekli yenilemesi şart. O odada her şeye hakim olmak zorundasın. VAR hakemleri çok daha fazla çalışmalı, kural bilmeli, protokolü doğru uygulamalı. Çok önemli bir sorumluluk bu. Hakem konusuna gelince. Şöyle bir önlem aldık, tembelliği dizginlemeye çalıştık. Saha içindeki hakem, nasıl olsa VAR var, her şeyi VAR'a bırakayım düşüncesinde ise, o arkadaşlarımızı uyardık. Bizim için önemli olan hakemin performansıdır. Eğer VAR tarafından hataları düzeltilmiş olsa da, MHK nezdinde başarısız kabul edilir. Onları da maç yönetmelerine odaklandırdık. Hakemin görüş alanı dışındaki VAR müdahalelerini ayrı değerlendiriyoruz elbette. Ona bakış açımız farklıdır. VAR hakemin süzemediği kritik pozisyonlarda devreye giriyorsa, sistemin adaleti sağlaması açısından yararlıdır.”
Hepsi silinip gidebilirdi
Sezona gençleştirme projesi ile başladınız ama ligi deneyimli hakemlerle tamamladınız. Bu, gençlerin şevkini kırdı mı?
“Hayır hiç öyle değil. Tamamen bu uygulamanın faydasını gördük. Örnek vereyim, sözleşmeli hakem dışında 7-8 hakeme şans verdik. Bu hakemlerimizden biri Erkan Özdemir. O kadar başarılı oldu ki. 15 maç bandını yakaladı. Barış Saka, Burak Şeker, Yasin Kol var. Bu hakem arkadaşlarımızı süper lig ile tanıştırdık. Bu arkadaşlarımızı zaten genel olarak ligin ilk yarısında kullandık. Süreci iyi değerlendirdik. Onları süper lig takımları da tanıdı kamuoyu da.
Böylesine yatırım yaptığımız bu arkadaşları ikinci yarının son dönemlerinde, maçların zorlaştığı süreçte biraz da korumak adına geri plana çektik. Kötü bir maçta tüm emekler, hepsi silinip gidebilirdi. Koruma iç güdüsüdür bu. O çocukları kaybetme riski vardı. Onları koruduk ki, yeni sezonda maç verelim, kaldıkları yerden devam etsinler dedik.
Her maçı izliyorum
Haftada kaç maç izliyorsunuz?
“Her maçı izliyorum. Maç analiz ekibimiz var. Bu maçlardan çok kritik pozisyonlar bize gönderilir. MHK'deki tüm arkadaşlarımıza da müsabakaları paylaştırıyorum. Bana rapor veriliyor. Tüm müsabakalara hakimiz. Eğitim departmanımız da çalışıyor. Bu pozisyonlar üzerinden de değerlendirme yapıyoruz. Bu sadece süper lig için geçerli değil. 1. lig ve diğer tüm liglerle ilgili bize sürekli bilgi ve görüntü ulaşıyor. Özellikle genç hakemlerimiz için deneyimli gözlemci arkadaşlarımızı görevlendiriyor ve onların performansını yakından takip ediyoruz. Yani sadece televizyon başında değil işimiz.”
Önce ben gereğini yaparım
Samimi olarak yanıt verin. Göreve gelme aşamanızda dış etkenlerin rolü oldu mu?
“Bazı yorumcular programlarında öneride bulunabilir. Bunları ifade ediyorlar mı? Filanca şu işi yapabilir, bu görev gelsin gibi sohbetler futbolun içinde var mı? Var, herkes kişisel fikrini söyleyebilir mi? Evet. Bir yerlerde konuşurken fikrini beyan ediyorlarsa, bunun eleştirilecek tarafı olabilir mi? Spor insanlarının bunu söylemesi kadar doğal ne olabilir? Olumlu veya olumsuz şeyler de olabilir. Karar vericilerin fikri önemlidir. Bu; milli takım, MHK veya bir başka makam için geçerlidir. Birileri adımızı söylüyor ise bunun bizimle ne ilgisi olabilir? Şahsım adına ifade ediyorum; işimizi, görevimizi doğru ve iyi yapmakla alâkalıdır her şey. Kendimi başarısız görürsem, gereğini önce ben yaparım.”