Başarılarıyla tekvandoda ülkemizi temsil eden ve madalyaları ile yürekleri kabartan Hatice Kübra İlgün, fanatik.com.tr'ye oldukça samimi açıklamalarda bulundu.
İşte Hatice Kübra İlgün ile yaptığımız özel röportajın tamamı:
Tekvando ile nasıl tanıştın ve profesyonel olarak bu spora başlaman nasıl oldu?
15 yıldır tekvando yapıyorum. İlk defa tekvando ile tanışmam antrenörüm olan Fikret Temuçin'in sporcu taraması için okuluna gelmesiyle başladı. Zayıf ve uzun boylu olduğum için antrenörüm Fikret Temuçin bu spora kas grubu olarak yatkın olacağını düşünmüş. Beni seçti ve yetiştirmeye başladı. Zamanla bu sporda ciddi bir ilerleme kaydedince antrenörüm benimle birebir ilgilenmeye başladı. Katıldığımız turnuvalardan da başarı elde edince serüvenimiz başladı.
'Başaracağıma olan inancım tam'
Başarılarınla her zaman ülkenin gurur kaynağı oldun. Başarının sırrı nedir?
Çok çalışmak, disiplin, hırs ve ülkeme duyduğum sevgi. Salgın sürecinde 3 ay boyunca evimizin çatı katına kurduğumuz antrenman alanında hazırlıkları sürdürdüm. Daha sonra, Gençlik ve Spor Bakanlığınca olimpiyatlara gidecek sporcular için salonlar açıldı. Kamplarımız ve çalışmalarımız çok yoğun geçti. Başaracağıma olan inancım tam.
Müsabakalara hazırlanmadan önce en büyük motivasyon kaynağın neler oluyor? Totem ya da şans getirdiğine inandığın şeyler var mı?
Türkiye şampiyonasındayken babamı kaybettim. Babama Olimpiyatlarda altın madalya alarak Türk Bayrağını dalgalandırmak ve İstiklal Marşımızı okutmak için söz vermiştim. Bu sözü tutmak için elimden geleni yapıyorum ve bu benim en büyük motivasyonum.
'Başarmak için motivasyonum var'
Dünya Tekvando Federasyonu'nun tanıtım yüzü oldun. Bu konuyla ilgili düşüncelerin neler?
Kendimi adadığım tekvando sporunun tanıtım yüzü olarak seçilmem bana büyük bir gurur verdi. Bu videoda cesaret vurgusuyla yer almam da beni ayrıca çok mutlu etti. Bir Türk kadını olarak cesaretimle ön plana çıkmam çok özel bir his. Özellikle bu alanda genç arkadaşlarıma örnek gösterilmem bir yandan da ciddi bir sorumluluk anlamına geliyor. Artık başarmak için böyle bir motivasyonum da var.
'Babamı kaybettikten sonra...'
Procter&Gamble (P&G) Türkiye iş birliği ile yürüttüğü Olimpik Anneler Projesi ile ilgili görüşlerin nelerdir? Sence bu proje Türk sporuna nasıl katkı sağlayacak?
Bir gencin sporda başarılı olmasının arkasında elbette bunun bilincinde olan bir ailesinin olması çok büyük bir etken. Babamı kaybettikten sonra annemin yaptığım spora destek olması benim için çok önemliydi. Hala antrenmanlarımı zaman zaman evimizin çatı katına kurduğumuz alanda yapıyorum. Dolayısıyla başta ebeveynler olmak üzere genç sporculara kendine güven aşılanması, hep arkalarında kendilerine destek olan bir anne ve destekçilerinin olması çok büyük bir değer. Olimpik Anneler projesi de bu önemli desteklerden birisi. Size, annenize ve gelecekte ülkemizi temsil edecek genç sporculara verdiği destekle yarınlara umut oluyor. Bu proje özellikle anneleri spor konusunda bilinçlendirerek çocuklarının bu alanda hem başarılı olmasını hem hayatlarına böyle güzel bir alışkanlığın yerleşmesini hem de sağlıklı bireyler olmalarını sağlaması açısından çok büyük bir öneme sahip. P&G'nin sporculara verdiği maddi ve manevi destek ise başarılarla dolu bir gelecek için büyük bir değer.
Olimpik Anneler Projesi, P&G ortaklığıyla 2014 yılından itibaren hayatımıza girdi. Genç yeteneklerin ortaya çıkması ve sosyal sorumluluk açısından da faydalarını başarılı bir sporcu olarak bize aktarabilir misin?
Türk bayrağını katıldığımız her müsabakada ya da yarışta göklerde görmek için azim ve destek çok önemli. Azmi biz gösterirken desteği önce annemiz ve ailemiz, arkasından bizi çalıştıran hocamız ve arkasından da maddi ve manevi destek sağlayan kurumlar gösterdiğinde başarı bunun güzel bir sonucu oluyor. Olimpik Anneler projesi de bu anlamda hem bugüne hem de geleceğe önemli katkılar sağlıyor. Sporun bir çocuğun yaşamında neler değiştirebileceğini ve nasıl pozitif katkıları olacağını herkese gösteriyor. Uzaklarda bir yerlerde pek çok yetenekli çocuk ya da genç birinin ellerinden tutmasını bekliyor. Bu noktada P&G, o çocuklara elini uzatıyor. Sporla ilgili bilinçlendirmeyi aileden başlatıp toplumun geneline yayarak değerleri, hedefleri, inançları olan sağlıklı ve dinç nesiller yetiştirilmesine destek oluyor.
Hedeflerini açıkladı
Kariyer planlamanda ileriye dönük hedeflerin neler?
İlk hedefim Avrupa Şampiyonası. Avrupa Şampiyonası'nda altın madalya kazanmak istiyorum. Orada da son iki olimpiyatta şampiyon olmuş önemli bir rakibim var. Başa baş giden bir mücadelemiz var. Orada birinci olursam olimpiyatlarda da altın madalyaya çok yakınım demektir. İki maçta da altın madalya kazanıp ülkeme kadınlarda altın madalya kazandırmak istiyorum. Ben 2024 olimpiyat oyunlarında da ülkemi temsil etmek istiyorum. Ruhum, bedenim elverdiği sürece tekvandoya devam etmek istiyorum. Üniversite eğitimime de yüksek lisans yapıp, kariyerimi sürdürmek istiyorum. Tekvandoda zirve olimpiyat şampiyonluğu, ardından da tekrar kazanmak. Benim hedefim olimpiyat şampiyonluğunu kazanıp, sonraki olimpiyatta yeniden şampiyonluğa ulaşmak.
'Hiçbir şey kolay kazanılmıyor'
Son olarak genç sporculara ne tavsiye vermek istersin?
Başarının arkasında çok çalışmak, motivasyon ve hırs var. Hiçbir şey kolay kazanılmıyor. Özellikle sporda düzenli ve sıkı antrenman, iyi bir motivasyon ve kazanma hırsı hızlı yol almanızda çok etkili. Bunun yanında elbette disiplin ve sorumluluk bilinci de olmazsa olmazlar. Ben genç sporcu arkadaşlarıma en başta bir hedef belirleyip yılmadan, usanmadan bu hedefe ulaşmaları için çalışmalarını öneriyorum. Hiçbir hedef ulaşılamaz değil. Yeter ki isteyip inanalım. Bir tavsiyem daha var: Sadece başarılı bir sporcu olmak için değil sağlığınızı ve bedeninizi korumak için de herhangi bir spor dalıyla uğraşın. Özellikle kadınların da en azından kendilerini savunabilecekleri kadar bir savunma sporu yapmalarını istiyorum.
Mehmet Caner Kolağasıgil | Fanatik.com.tr Özel