Basının sorunlarının demokratik hukuk sistemi içinde çözüleceğine dikkat çeken GBC Başkanı Arif Kurt, açıklamasında şu görüşlere yer verdi:
"Ülkemizin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçişi ile birlikte, bugüne kadar süregelen mesleki sorunlarımızın gündeme gelerek, çözüm önerilerimizin uygulanması yönünde umut taşımaktayız.
Bilindiği gibi ülkemizde medya sektörüne genel olarak baktığımızda, basın özgürlüğünden çalışma koşullarına, mesleki standartlardan elektronik haberciliğe kadar bir dizi sorunun acil çözüm beklediğini görmekteyiz.
Türk basını öncelikle, gazetecilik mesleğini ve bu mesleği kimlerin yapabileceğini düzenleyen ‘Gazetecilik Meslek Yasası’na ihtiyaç duymaktadır. Gazetecilik Meslek Yasası, teknolojik gelişmeler de göz önüne alınarak günümüz koşullarına uygun şekilde çıkarılmalıdır.
Bunun yapılabilmesi, gazetecilerin örgütleri aracılığıyla tartışmalarına ve karşılaşılabilecek sorunların çözümü için ortak görüş oluşturmalarına bağlıdır. Çağrımız; siyasetçilerin, bürokratların, hukukçuların ve Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu ile diğer meslek kuruluşlarının temsilcilerinin katılımıyla çalışma gruplarının oluşturulması, kanun teklifi hazırlanması ve Gazetecilik Meslek Yasası’nın ülkemize kazandırılmasıdır.
Aynı kapsamda, darbe dönemlerinden bu yana değişmeyen Türk Ceza Kanunu’nda ve bazı kanun ile yönetmeliklerde yer alan basın özgürlüğünü kısıtlayıcı maddeler değişmelidir. Bu maddelerin değişerek basın özgürlüğünün gerçek anlamda sağlanması, sektörümüz ve ülkemiz için büyük önem taşımaktadır. Basınımıza kendini meşru bir şekilde ifade edebilme ve haber yapabilme hakkının evrensel ölçülerde tanınarak ifade ve basın özgürlüğünün sorun olmaktan çıkması için bu düzenlemelerin yapılması kaçınılmazdır.
Her yıl 24 Temmuz’da vurguladığımız gibi sansür, gazetecilerin 24 Temmuz 1908 tarihinde gerçekleştirdiği onurlu direniş sonucu kalkmış, ancak aradan geçen süreçte yapılan çeşitli yasal düzenleme ve baskılarla yeniden gündeme gelmişti. Yukarıda özetlemeye çalıştığımız düzenlemelerin gerçekleşmesi, sansürün de gerçek anlamda kalkmasının önünü açacak ve böylece 24 Temmuz’lar dayanışma günü olarak değil, bayram olarak kutlanacaktır.
Unutulmamalıdır ki; özgür ve tarafsız basın hepimizin güvencesidir."
"Ülkemizin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçişi ile birlikte, bugüne kadar süregelen mesleki sorunlarımızın gündeme gelerek, çözüm önerilerimizin uygulanması yönünde umut taşımaktayız.
Bilindiği gibi ülkemizde medya sektörüne genel olarak baktığımızda, basın özgürlüğünden çalışma koşullarına, mesleki standartlardan elektronik haberciliğe kadar bir dizi sorunun acil çözüm beklediğini görmekteyiz.
Türk basını öncelikle, gazetecilik mesleğini ve bu mesleği kimlerin yapabileceğini düzenleyen ‘Gazetecilik Meslek Yasası’na ihtiyaç duymaktadır. Gazetecilik Meslek Yasası, teknolojik gelişmeler de göz önüne alınarak günümüz koşullarına uygun şekilde çıkarılmalıdır.
Bunun yapılabilmesi, gazetecilerin örgütleri aracılığıyla tartışmalarına ve karşılaşılabilecek sorunların çözümü için ortak görüş oluşturmalarına bağlıdır. Çağrımız; siyasetçilerin, bürokratların, hukukçuların ve Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu ile diğer meslek kuruluşlarının temsilcilerinin katılımıyla çalışma gruplarının oluşturulması, kanun teklifi hazırlanması ve Gazetecilik Meslek Yasası’nın ülkemize kazandırılmasıdır.
Aynı kapsamda, darbe dönemlerinden bu yana değişmeyen Türk Ceza Kanunu’nda ve bazı kanun ile yönetmeliklerde yer alan basın özgürlüğünü kısıtlayıcı maddeler değişmelidir. Bu maddelerin değişerek basın özgürlüğünün gerçek anlamda sağlanması, sektörümüz ve ülkemiz için büyük önem taşımaktadır. Basınımıza kendini meşru bir şekilde ifade edebilme ve haber yapabilme hakkının evrensel ölçülerde tanınarak ifade ve basın özgürlüğünün sorun olmaktan çıkması için bu düzenlemelerin yapılması kaçınılmazdır.
Her yıl 24 Temmuz’da vurguladığımız gibi sansür, gazetecilerin 24 Temmuz 1908 tarihinde gerçekleştirdiği onurlu direniş sonucu kalkmış, ancak aradan geçen süreçte yapılan çeşitli yasal düzenleme ve baskılarla yeniden gündeme gelmişti. Yukarıda özetlemeye çalıştığımız düzenlemelerin gerçekleşmesi, sansürün de gerçek anlamda kalkmasının önünü açacak ve böylece 24 Temmuz’lar dayanışma günü olarak değil, bayram olarak kutlanacaktır.
Unutulmamalıdır ki; özgür ve tarafsız basın hepimizin güvencesidir."