Başkan Şahin restorasyon çalışmalarını incelediği tünelde yaptığı açıklamada, “Ser verip, sır vermeyen şehrin sırlarını çözmeye çalışıyoruz.” ifadelerini kullanarak, şunları söyledi:
“Büyük bir hazine. Bu hazinenin her kapağını açtıkça başka bir güzellikle, başka bir derinlikle, başka bir tarihle göz göze geliyoruz. Bu beni acayip heyecanlandırıyor. Böyle bir coğrafyada, böyle bir tarihte, böyle bir onurlu geçmişe sahip olmaktan onur duyuyoruz.”
Tarihi ve kültürüyle yükselen Gaziantep için ser veren, sır vermeyen bu şehrin sırlarını çözmeye devam ettiklerini belirten Başkan Şahin, “Geçen sene Gaziantep Kalesi'nin altındaki tünelleri ilk kez paylaşmıştım. Bu sene epey mesafe kat ettik.” diyerek, tünellerin yakında ziyarete açılacağını duyurdu.
GAZİANTEP KALESİ’NİN BAĞLANTILARI
Kaleden birçok bölgeye tünelle bağlantı olduğu halk tarafından anlatılır. Şekeroğlu Mahallesi'nde yer alan ve 500 yıllık geçmişi olan Kaleoğlu Mağarası'nın kale ile bağlantısı yakın tarihimizde kesilmiştir.
Kolejtepe Mahallesi'nde Mega Haber’e bilgi veren Ökkeş Gülenler, "Kolejtepe’de birçok mağara çıkmıştır. Şahinbey Belediyesinin inşaat yapımında 7 – 8 tane tünel çıkmıştı. Buradan Karayılan’a, Şehreküstü’ye hatta kalenin içine kadar gittiği de söyleniyordu. Daha sonrasında kapandı tabi o tüneller sebepsiz yere." dedi.
Yine Mega Haber’e konuşan Eyüpoğlu Mahallesi sakinlerinden Şevket Taş, mahallenin altının çarşı olduğunu ve altından tırların gidebileceğini belirtirken, aynı mahallenin esnaflarından Servet Kayadelen, "Nenem anlatırdı bize, nenem de doğma büyüme bu mahalleli. Caminin altında mağara var, bir ucu 25 Aralık Devlet Hastanesine çıkıyor." şeklinde açıklama yaptı.
GAZİANTEP NE ZAMAN ÖNE, DÜLÜK NE ZAMAN GERİYE ÇIKTI?
“Antep ne zaman öne çıktı, Dülük ne zaman geriye çıktı?” sorusunun cevabını da Prof. Dr. Bilgehan Pamuk verdi. Prof. Dr. Pamuk Mega Haber’e yaptığı açıklamada, arşiv kayıtlarının depremin olduğunu ifade ettiğini belirterek, şunları söyledi:
“Şu an bulunduğumuz yerin 12 km kuzey batısında yer alıyor Dülük. Zaman içerisinde ehemmiyetini kaybediyor. Arşiv kayıtları depremin olduğunu ifade ediyor. Halep salnamelerinde açık açık ifade ediliyor, ‘800’lü tarihlerde bölgede meydana gelen depremden sonra orası merkezini yavaş yavaş Antep’e kaydırdı.’ diye. Biz bunu miladiye vurursak 1300’lü yıllardan itibaren Antep’in ön plana çıktığını, Dülük’ün de hükmünü kaybettiğini görüyoruz.”
Antep’in yıldızının Haçlı Seferleri ile parladığının altını çizen Pamuk, şöyle devam etti:
“Bölgeye gelen ilk Haçlı Seferleri 1099’da başlıyor. Haçlı Seferleri ile birlikte Antep’in yıldızı parlamış. Önemli bir konu: Antep’teki gözetleme kulesi hükmünde olan kale, yapılan yatırımlarla birlikte muazzam bir kaleye dönüşüyor. Ama Dülük’ün kalesi yok.
Orta Çağ’da da bir yerin ehemmiyetli olmasının anahtarı kalesinin olmasıdır. Bu kalekentler 19. yüzyıla kadar devam etti. 19. yüzyılda uzun menzilli topların çıkmasıyla, kalelerin misyonunu yitirmesiyle birlikte biz şehirlerimizi tabya sistemiyle korumaya başladık. Ama dediğimiz gibi bu dönemde Antep Kalesi tamamıyla askeri.
Ravanda Kalesi’ni görüyorsunuz, Rum Kale’yi görüyorsunuz. Bu arada yapılan bütün kaleler, Roma Dönemi’nde yapılan kalelerin tümü güvenlik amaçlıdır. Güneyden gelecek saldırıları durdurabilmek için.”
Mega Haber’e konuşan Doç. Dr. Yunus Emre Tansü ise Selahattin Eyyubi’nin torunu El Melik Salih Ahmed’in Antep’in yeni yerini beğenmesiyle merkezin buraya taşındığını söyleyerek, şu ifadelere yer verdi:
“Bu bölge Eyyubi Devleti’nin egemenliği altına giriyor. Halep’te çok etkin bir aile var, Daye Oğulları Ailesi. Ayntab da yani o zamanki Dülük de bu ailenin egemenliği altında. Sultan Selahattin Dülük’e geldiğinde, bu bölgeyi Daye ailesinden alıyor. Dayeler, Nurettin Mahmut’un oğlunu destekliyor ama burayı, Azez’i, Maraş’ı, Sultan Selahattin Eyyubi’nin egemenliğine terk etmek zorunda kalıyor.
Daha sonra Sultan Selahattin Eyyubi ve çocuklarının döneminde Antep, Memlük egemenliğine girinceye kadar yani Mısır’da Memlük Devleti kurulup, Eyyubi Devleti sona erinceye kadar bu bölge Eyyubi egemenliği altında kalıyor. Selahattin Eyyubi bu bölgeye geliyor yani 1183’te; Azez’e, Maraş’a, Urfa’ya, Birecik’e ve Dülük’e de geliyor.
O zaman daha Antep, ‘Ayntab’ dediğimiz yere taşınmamış. Onu da zannedersem Selahattin’in torunu yapıyor. El Melik Adil’in oğlu El Melik Salih Ahmed buraya geliyor, Antep’in yeni yerini beğeniyor. Halep’ten ustalar çağırttırıyor. Annesi cariye olduğu için taht hakkından vazgeçiyor ve buraya yerleşiyor.
Yerleştikten sonra 33 yıl bugünkü Antep’in olduğu yerde, kalenin olduğu yerde yaşıyor. Buraya Halep Kalesi’nin küçük bir benzerini inşa ettiriyor, mahalleleri yaptırıyor, kendine de çok güzel bir kasır yaptırıyor. 33 yıl Ayntab ve civarını abade ediyor, burada da vefat ediyor. Ama türbesi nerededir bilmiyoruz.”
Haber: Başak AKAY
“Büyük bir hazine. Bu hazinenin her kapağını açtıkça başka bir güzellikle, başka bir derinlikle, başka bir tarihle göz göze geliyoruz. Bu beni acayip heyecanlandırıyor. Böyle bir coğrafyada, böyle bir tarihte, böyle bir onurlu geçmişe sahip olmaktan onur duyuyoruz.”
Tarihi ve kültürüyle yükselen Gaziantep için ser veren, sır vermeyen bu şehrin sırlarını çözmeye devam ettiklerini belirten Başkan Şahin, “Geçen sene Gaziantep Kalesi'nin altındaki tünelleri ilk kez paylaşmıştım. Bu sene epey mesafe kat ettik.” diyerek, tünellerin yakında ziyarete açılacağını duyurdu.
GAZİANTEP KALESİ’NİN BAĞLANTILARI
Kaleden birçok bölgeye tünelle bağlantı olduğu halk tarafından anlatılır. Şekeroğlu Mahallesi'nde yer alan ve 500 yıllık geçmişi olan Kaleoğlu Mağarası'nın kale ile bağlantısı yakın tarihimizde kesilmiştir.
Kolejtepe Mahallesi'nde Mega Haber’e bilgi veren Ökkeş Gülenler, "Kolejtepe’de birçok mağara çıkmıştır. Şahinbey Belediyesinin inşaat yapımında 7 – 8 tane tünel çıkmıştı. Buradan Karayılan’a, Şehreküstü’ye hatta kalenin içine kadar gittiği de söyleniyordu. Daha sonrasında kapandı tabi o tüneller sebepsiz yere." dedi.
Yine Mega Haber’e konuşan Eyüpoğlu Mahallesi sakinlerinden Şevket Taş, mahallenin altının çarşı olduğunu ve altından tırların gidebileceğini belirtirken, aynı mahallenin esnaflarından Servet Kayadelen, "Nenem anlatırdı bize, nenem de doğma büyüme bu mahalleli. Caminin altında mağara var, bir ucu 25 Aralık Devlet Hastanesine çıkıyor." şeklinde açıklama yaptı.
GAZİANTEP NE ZAMAN ÖNE, DÜLÜK NE ZAMAN GERİYE ÇIKTI?
“Antep ne zaman öne çıktı, Dülük ne zaman geriye çıktı?” sorusunun cevabını da Prof. Dr. Bilgehan Pamuk verdi. Prof. Dr. Pamuk Mega Haber’e yaptığı açıklamada, arşiv kayıtlarının depremin olduğunu ifade ettiğini belirterek, şunları söyledi:
“Şu an bulunduğumuz yerin 12 km kuzey batısında yer alıyor Dülük. Zaman içerisinde ehemmiyetini kaybediyor. Arşiv kayıtları depremin olduğunu ifade ediyor. Halep salnamelerinde açık açık ifade ediliyor, ‘800’lü tarihlerde bölgede meydana gelen depremden sonra orası merkezini yavaş yavaş Antep’e kaydırdı.’ diye. Biz bunu miladiye vurursak 1300’lü yıllardan itibaren Antep’in ön plana çıktığını, Dülük’ün de hükmünü kaybettiğini görüyoruz.”
Antep’in yıldızının Haçlı Seferleri ile parladığının altını çizen Pamuk, şöyle devam etti:
“Bölgeye gelen ilk Haçlı Seferleri 1099’da başlıyor. Haçlı Seferleri ile birlikte Antep’in yıldızı parlamış. Önemli bir konu: Antep’teki gözetleme kulesi hükmünde olan kale, yapılan yatırımlarla birlikte muazzam bir kaleye dönüşüyor. Ama Dülük’ün kalesi yok.
Orta Çağ’da da bir yerin ehemmiyetli olmasının anahtarı kalesinin olmasıdır. Bu kalekentler 19. yüzyıla kadar devam etti. 19. yüzyılda uzun menzilli topların çıkmasıyla, kalelerin misyonunu yitirmesiyle birlikte biz şehirlerimizi tabya sistemiyle korumaya başladık. Ama dediğimiz gibi bu dönemde Antep Kalesi tamamıyla askeri.
Ravanda Kalesi’ni görüyorsunuz, Rum Kale’yi görüyorsunuz. Bu arada yapılan bütün kaleler, Roma Dönemi’nde yapılan kalelerin tümü güvenlik amaçlıdır. Güneyden gelecek saldırıları durdurabilmek için.”
Mega Haber’e konuşan Doç. Dr. Yunus Emre Tansü ise Selahattin Eyyubi’nin torunu El Melik Salih Ahmed’in Antep’in yeni yerini beğenmesiyle merkezin buraya taşındığını söyleyerek, şu ifadelere yer verdi:
“Bu bölge Eyyubi Devleti’nin egemenliği altına giriyor. Halep’te çok etkin bir aile var, Daye Oğulları Ailesi. Ayntab da yani o zamanki Dülük de bu ailenin egemenliği altında. Sultan Selahattin Dülük’e geldiğinde, bu bölgeyi Daye ailesinden alıyor. Dayeler, Nurettin Mahmut’un oğlunu destekliyor ama burayı, Azez’i, Maraş’ı, Sultan Selahattin Eyyubi’nin egemenliğine terk etmek zorunda kalıyor.
Daha sonra Sultan Selahattin Eyyubi ve çocuklarının döneminde Antep, Memlük egemenliğine girinceye kadar yani Mısır’da Memlük Devleti kurulup, Eyyubi Devleti sona erinceye kadar bu bölge Eyyubi egemenliği altında kalıyor. Selahattin Eyyubi bu bölgeye geliyor yani 1183’te; Azez’e, Maraş’a, Urfa’ya, Birecik’e ve Dülük’e de geliyor.
O zaman daha Antep, ‘Ayntab’ dediğimiz yere taşınmamış. Onu da zannedersem Selahattin’in torunu yapıyor. El Melik Adil’in oğlu El Melik Salih Ahmed buraya geliyor, Antep’in yeni yerini beğeniyor. Halep’ten ustalar çağırttırıyor. Annesi cariye olduğu için taht hakkından vazgeçiyor ve buraya yerleşiyor.
Yerleştikten sonra 33 yıl bugünkü Antep’in olduğu yerde, kalenin olduğu yerde yaşıyor. Buraya Halep Kalesi’nin küçük bir benzerini inşa ettiriyor, mahalleleri yaptırıyor, kendine de çok güzel bir kasır yaptırıyor. 33 yıl Ayntab ve civarını abade ediyor, burada da vefat ediyor. Ama türbesi nerededir bilmiyoruz.”
Haber: Başak AKAY