Faruk Bildirici’den Nagehan Alçı’ya ‘üniforma’ eleştirisi! ‘İnsanı ve barışı savunmanın yolu…’

Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici, bugün kaleme aldığı yazısında eski Ukrayna Devlet BaÅŸkanı Petro PoroÅŸenko ile yaptığı röportaj sırasında askeri üniforma giyen Nagehan Alçı’ya yer verdi.

“Elbette gazeteci haksızlıklara karşı çıkar, insan yaÅŸamını savunur; her zaman barıştan yana olur. Ama insanı ve barışı savunmanın yolu savaÅŸta taraf tutmak deÄŸil, tam tersine saf tutmamaktan geçer” diyen Bildirici, “Askeri üniforma giymek, eline silah almak, taraflardan birinin sembollerini üzerinde taşımak gazeteciyi ‘savaÅŸan taraf’ konumuna sokar… Askeri sembollerle savaÅŸ alanında pozisyon almak, gazeteciyi silahlı güçlerin parçası haline getirir. Haberlerinin, söyleÅŸilerinin nesnelliÄŸi ve güvenilirliÄŸi kalmaz. Daha önemlisi savaÅŸ alanındaki diÄŸer gazetecilerin yaÅŸamını da tehlikeye atar…” deÄŸerlendirmesinde bulundu.

Faruk Bildirici’nin ‘Molotof kokteyli atmayı öğreten gazeteci’ baÅŸlıklı yazısı şöyle:

“BBC’nin Orta DoÄŸu Büro Åžefi Jeremy Bowen da Ukrayna’daki savaşı izleyen gazetecilerden. Twitter’da “Ukraynalı gönüllü savaşçılar” için hazırlanan bir görseli paylaÅŸtı. Molotof kokteylinin Rusya tankları ve zırhlı araçlarının neresine atılırsa daha etkili olacağı, araç fotoÄŸrafları üzerinde çizimlerle anlatılıyordu.

Zafer Arapkirli, KRT TV’deki programında Jeremy Bowen’in bu paylaşımını “utanç verici” olarak nitelendirdi. Son derece haklıydı. SavaÅŸlarda gazeteciliÄŸin temel ilkesi, tarafsızlıktır. Jeremy Bowen ise bu tavrıyla açıkça taraf tutuyor, savaşçıların molotof kokteylini daha öldürücü biçimde atmaları için hazırlanan broşürü yaymaya çalışıyordu.

Ãœstelik BBC gibi, Ä°ngiltere’nin Arjantin ile karşı karşıya geldiÄŸi “Falkland Savaşı”nda bile tarafsızlığını korumaya özen gösteren bir medya kuruluÅŸunun deneyimli bir muhabirinin böyle taraf tutması Batı medyasının Ukrayna’da geldiÄŸi noktanın özeti gibi…

Habertürk’ten Nagehan Alçı da savaÅŸ alanında gazetecilik çizgisinden uzaklaÅŸmanın baÅŸka bir örneÄŸi. Ukrayna’da eski Devlet BaÅŸkanı Petro PoroÅŸenko ile konuÅŸurken askeri mont giydi. EleÅŸtirilince de “o sırada üşüdüğü için askeri montu giydiÄŸini ama onunla dolaÅŸmadığını” söyledi. “Gazeteci iÅŸgal karşısında tarafsız olamaz” diye de ekledi.

Nagehan Alçı’nın bu yaklaşımına hak vermek mümkün deÄŸil. Elbette gazeteci haksızlıklara karşı çıkar, insan yaÅŸamını savunur; her zaman barıştan yana olur. Ama insanı ve barışı savunmanın yolu savaÅŸta taraf tutmak deÄŸil, tam tersine saf tutmamaktan geçer. Gazeteci, “savaşın savaÅŸmayan tarafı” olduÄŸu takdirde insana ve barışa katkıda bulunabilir.

Zaten gazetecilerin, savaÅŸ alanında üzerinde “Press” yazılı kask ve yelek giymelerinin nedeni savaÅŸan taraflardan kolayca ayırt edilebilmektir. Ama askeri üniforma giymek, eline silah almak, taraflardan birinin sembollerini üzerinde taşımak gazeteciyi “savaÅŸan taraf” konumuna sokar.

Nagehan Alçı da -15 dakika için bile olsa- Ukraynalı sivil savaşçıların sarı bantlı montunu giyerek o savaşçılardan birinin kimliğine büründü. Üniformalı fotoğrafı yazısında yayımlayarak da kendisini indirgediği pozisyonu okur ve izleyicilerin yanı sıra tüm taraflara ilan etti.

Hatırlarsınız, Bosna’da da Türkiye gazetesi muhabiri Yusuf Sancak, tüfeÄŸi eline alıp poz vermiÅŸ, sonra da “Cephede bir Sırp vurdum” diye yazma ayıbını iÅŸlemiÅŸti. Buket Aydın da Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Suriye harekâtını izlerken askeri kamuflaj pantolon ile yayın yapmıştı.

Bu tür militanca davranışlar ve askeri sembollerle savaÅŸ alanında pozisyon almak, gazeteciyi silahlı güçlerin parçası haline getirir. Haberlerinin, söyleÅŸilerinin nesnelliÄŸi ve güvenilirliÄŸi kalmaz. Daha önemlisi savaÅŸ alanındaki diÄŸer gazetecilerin yaÅŸamını da tehlikeye atar…”