Doç. Dr. Sedat Işıkay, çocukların garip, hareket ve davranışlar konusunda uyarılarda bulunarak, "Çocuğunuz sürekli dalıyor mu?, sürekli baygın mı bakıyor?, uykuda garip hareketler mi yapıyor?, ellerinde ve ayaklarında atma hareketi mi yapıyor?, garip garip gülümsüyor mu? Çocuğunuz nöbet geçiriyor olabilir! Nöbet deyince akıla epilepsi geliyor. Nöbet deyince akıla beyinsel hastalık geliyor. Nöbet deyince akıla beyin tümörü geliyor" dedi.
Nöbetin tanımını da yapan Işıkay, "Nöbet çocukluk çağında sık görülen nörolojik bir semptomdur. Yaşanması aile için korkunç ve dehşet verici bir olaydır. Nöbet ani olarak meydana gelen bilincin açık ya da kapalı olduğu bir durumdur. İnsanın vücudunda kasılma, atılma, yüzünde seyirme şeklinde olabileceği gibi bir korku hissi, buruna kötü koku gelmesi, hayaller görme, bulanık görme, bir olayı yaşamış gibi hissetme, baş ağrısı, baş dönmesi şeklinde olabilir" şeklinde konuştu.
Nöbet ateşli mi olur?
Doç Dr. Sedat Işıkay, "Nöbetler ateşli olabileceği gibi ateşsiz de olabilir. 5 yaş altı çocuklarda en sık ateşli nöbetleri görürüz. Ateşli nöbetler genellikle üst solunum yolu enfeksiyonları sonrası görülmektedir. Genellikle masum nöbetlerdir. Ancak, ateşli nöbetler menenjit gibi ciddi beyinsel hastalığın bir semptomu olabilir. Ateşsiz nöbetler halk arasında sara hastalığı olarak bilinen epilepsi hastalığının da bir bulgusu olabilir. Epilepsi hastalığı tekrarlayıcı nöbetler ile karakterize bir hastalıktır. Genellikle ateşsiz nöbetler şeklinde bulgu verir. Nadir olarak ateşin tetiklediği nöbetler ile de bulgu verebilir" ifadelerini kullandı.
Hangi nöbetler tehlikelidir?
Doç. Dr. Işıkay, tehlikeli nöbetlerinde bulunduğunu vurgulayarak, "Nöbetlerin çoğu kısa süreli olup tehlikesizdir. Uzun süren nöbetler tehlikeli olabilir. 5 dakikadan kısa süren nöbetler genellikle masum nöbetlerdir. 5 dakikadan uzun süreli nöbetler müdahale gerektirmektedir" şeklinde konuştu.
Yapılması gereken
Işıkay, nöbet esnasında yapılması gerekenler hakkında ise, "Nöbet aileleri korkutan bir durum olduğu için genellikle yanlış uygulamalar yapılmaktadır. Nöbet geçiren hastaların yüzde 90’ından fazlası ilk beş dakika içerisinde kendiliğinden durduğu için hasta yan çevrilir. Etrafında zarar verebilecek objeler uzaklaştırılır. Hasta kusar ise ağzı temizlenir. Nöbet durmaz ise 5 dk yada daha uzun sürer ise 112 acil servisi arayarak yardım talep edilmelidir. Nöbet esnasında çeneyi açmaya çalışmak, ağız içerisine kaşık gibi cisimler sokmak tehlikelidir. Çene çıkıklarına ve diş kırılmalarına neden olunabilir. Hasta dilini ısırmış ise dili geriye itilir. Nöbet esnasında suyun altına sokulma, bir şeyler yedirip içirmeye çalışmak tehlikeli ve zararlıdır" dedi.
"Ciddi hastalık habercisi olabilir"
Doç. Dr. Işıkay, nöbet ciddi bir hastalığın bulgusu olabileceğini de söyleyerek, "Evet, kesinlikle olabilir. Beyin tümörleri, menenjit, ansefalit (beyin iltihabı), elektrolit bozukluğu, kalsiyum düşüklüğü, D-vitamini eksikliğinin ilk bulgusu nöbet olabilir. Her nöbet ciddiye alınmalı bu açıdan tetkik edilmelidir. Nöbet geçirmiş olan her hasta nöbet sonrası bir Çocuk Nöroloji Uzmanı tarafından görülmelidir. Nöbet sonrası beyin filmi (tomografi, emar) çekilmeli, beyin EEG’si yapılmalıdır. Her hasta çocuk Nöroloji Uzmanı tarafından takibe alınmalıdır" diye konuştu.
Nöbetin tanımını da yapan Işıkay, "Nöbet çocukluk çağında sık görülen nörolojik bir semptomdur. Yaşanması aile için korkunç ve dehşet verici bir olaydır. Nöbet ani olarak meydana gelen bilincin açık ya da kapalı olduğu bir durumdur. İnsanın vücudunda kasılma, atılma, yüzünde seyirme şeklinde olabileceği gibi bir korku hissi, buruna kötü koku gelmesi, hayaller görme, bulanık görme, bir olayı yaşamış gibi hissetme, baş ağrısı, baş dönmesi şeklinde olabilir" şeklinde konuştu.
Nöbet ateşli mi olur?
Doç Dr. Sedat Işıkay, "Nöbetler ateşli olabileceği gibi ateşsiz de olabilir. 5 yaş altı çocuklarda en sık ateşli nöbetleri görürüz. Ateşli nöbetler genellikle üst solunum yolu enfeksiyonları sonrası görülmektedir. Genellikle masum nöbetlerdir. Ancak, ateşli nöbetler menenjit gibi ciddi beyinsel hastalığın bir semptomu olabilir. Ateşsiz nöbetler halk arasında sara hastalığı olarak bilinen epilepsi hastalığının da bir bulgusu olabilir. Epilepsi hastalığı tekrarlayıcı nöbetler ile karakterize bir hastalıktır. Genellikle ateşsiz nöbetler şeklinde bulgu verir. Nadir olarak ateşin tetiklediği nöbetler ile de bulgu verebilir" ifadelerini kullandı.
Hangi nöbetler tehlikelidir?
Doç. Dr. Işıkay, tehlikeli nöbetlerinde bulunduğunu vurgulayarak, "Nöbetlerin çoğu kısa süreli olup tehlikesizdir. Uzun süren nöbetler tehlikeli olabilir. 5 dakikadan kısa süren nöbetler genellikle masum nöbetlerdir. 5 dakikadan uzun süreli nöbetler müdahale gerektirmektedir" şeklinde konuştu.
Yapılması gereken
Işıkay, nöbet esnasında yapılması gerekenler hakkında ise, "Nöbet aileleri korkutan bir durum olduğu için genellikle yanlış uygulamalar yapılmaktadır. Nöbet geçiren hastaların yüzde 90’ından fazlası ilk beş dakika içerisinde kendiliğinden durduğu için hasta yan çevrilir. Etrafında zarar verebilecek objeler uzaklaştırılır. Hasta kusar ise ağzı temizlenir. Nöbet durmaz ise 5 dk yada daha uzun sürer ise 112 acil servisi arayarak yardım talep edilmelidir. Nöbet esnasında çeneyi açmaya çalışmak, ağız içerisine kaşık gibi cisimler sokmak tehlikelidir. Çene çıkıklarına ve diş kırılmalarına neden olunabilir. Hasta dilini ısırmış ise dili geriye itilir. Nöbet esnasında suyun altına sokulma, bir şeyler yedirip içirmeye çalışmak tehlikeli ve zararlıdır" dedi.
"Ciddi hastalık habercisi olabilir"
Doç. Dr. Işıkay, nöbet ciddi bir hastalığın bulgusu olabileceğini de söyleyerek, "Evet, kesinlikle olabilir. Beyin tümörleri, menenjit, ansefalit (beyin iltihabı), elektrolit bozukluğu, kalsiyum düşüklüğü, D-vitamini eksikliğinin ilk bulgusu nöbet olabilir. Her nöbet ciddiye alınmalı bu açıdan tetkik edilmelidir. Nöbet geçirmiş olan her hasta nöbet sonrası bir Çocuk Nöroloji Uzmanı tarafından görülmelidir. Nöbet sonrası beyin filmi (tomografi, emar) çekilmeli, beyin EEG’si yapılmalıdır. Her hasta çocuk Nöroloji Uzmanı tarafından takibe alınmalıdır" diye konuştu.