Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezinde düzenlenen Polis Akademisi "Türkiye’nin Yeni Güvenlik Konsepti" Konferansına katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Lozan’ın tartışılamaz kutsal bir metin olmadığını söyleyerek "Elbette tartışacağız, daha iyisine ulaşmanın çabası içinde olacağız. 1. Dünya Savaşı ve 2. Dünya Savaşı geride kaldı, soğuk savaş geride kaldı. Soğuk savaş sonrası oluşan dengeler birer birer yıkılıyor. Buna rağmen bizi hala Lozan’a hapsetmeye çalışıyorlar" dedi.
"Geçmişte yapılan hatalardan dersler çıkartarak kendimize yeni ve aydınlık bir gelecek kurmakta kararlıyız"
15 Temmuz darbe girişiminde şehit olanlara rahmet dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz gecesi bombalanan ve en çok şehidin verildiği Gölbaşı Özel Harekat Merkezi’nin yakınında 800 polis akademisi öğrencisi ve idarecisinin de bulunduğunu belirterek "Bu kardeşlerimizi de ben gazi olarak görüyorum. Aynı şekilde Didim’de kampta bulunan akademi öğrencilerinin de darbecilere karşı direnmek üzere sabaha kadar teyakkuz halinde beklediklerini biliyorum. Onlara da teşekkür ediyorum. Darbe gecesi mücadelenin ön saflarında son yıllarda akademiden yetişmiş genç amir ve polis kardeşlerimizin bulunduğunu görmekten memnun oldum. Bu tablo doğru yolda olduğumuzun işaretidir. Polisimiz artık şu grubun veya bu kesimin değil, sadece Türk milletinin, Türk devletinin polisi olacaktır. Polisi Akademisi, akademi başkanlığı, güvenlik ve adli bilimler enstitüleri, polis amirleri eğitim merkezi, polis meslek eğitim merkezleri, polis meslek yüksekokulları ile işte bu anlayışla çalışmalarını sürdürmektedir. Akademinin kapıları 81 vilayetimizdeki tüm vatandaşlarımızın şartları tutan evlatlarının tamamına açıktır. Akademiye girmek için tek ölçümüz ülkesine ve milletine sadakatle bağlı olmak, başka herhangi bir yere değil, sadece Türkiye Cumhuriyeti Devletine hizmet etmektir. Ruhunu Pensilvanya’ya, bölücü örgüte veya bir başka illegal yapıya satmış hiç kimseye bu akademinin çatısı altında da şehit kanları ile sulanmış bu mübarek topraklarda da yer yoktur, olamaz. Mesleki taassupla kariyerini, ilişkilerini, beklentilerini milletinin ve devletinin üzerinde tutan zihniyeti bir daha gerişi olmayacak şekilde ortadan kaldırdık, kaldırmaya devam ediyoruz. Bu kurum milletin kurumudur, devletin kurumudur ve sadece onlara hizmetle mükellef insanlar yetiştirmekle görevlidir. Müslüman aynı delikten iki kere ısırılmaz. Bu şuurda olacağız. Geçmişte yapılan hatalardan dersler çıkartarak kendimize yeni ve aydınlık bir gelecek kurmakta kararlıyız. Bu konuda en büyük görev yeniden yapılandırdığımız polis akademisinin idareci ve öğrenci mensupları olarak sizlere düşüyor. Yeni Türkiye’yi inşallah gerek hocalarımız gerekse sevgili öğrencilerimiz, sizlerle birlikte inşa edeceğiz" dedi.
"Burnumuzun dibindeki yerler bizden alındığında onunla iftihar edenler oldu"
İnsanlar gibi devletler ve toplumların hayatlarının da sürekli değiştiğini, insanlar gibi devletlerin de doğup, gelişip, öldüklerini belirten Erdoğan "Türkiye gibi çok farklı ve kadim medeniyetlerin, geleneklerin mirasçısı bir ülkede bu değişimler inişleri ve çıkışları ile çok daha sert yaşanıyor. Biz Cumhurbaşkanlığı forsunda ifadesini bulan devletler tarihi itibariyle 2 bin 200 yılı aşkın bir devlet geleneğine sahibiz. Sevgili gençler; biz kabile devleti değiliz, biz çadır devleti değiliz. Biz medeniyetler inşa etmiş bir devlet geleneğinin ta kendisiyiz. Biz onurluyuz, gururluyuz. Ama bu geleneğin içinden geldiğini zanneden bazı gafiller işte 15 Temmuz’u yapmışlardır. Bedelini ağır ödediler, ödemeye devam edecekler. Hala bu gafletin içinde olanlar varsa kendilerine gelmeli ve bu gittikleri yanlış yoldan dönmelidirler. Bizler mensubu olduğumuz inanç itibariyle bin 400 yılı aşkın kesintisiz bir medeniyet geçmişimiz var. Coğrafi esaslı olarak baktığımızda Anadolu merkezli ilk devletimiz 1075 yılında İznik’te kurulan, daha sonra başkentini Konya’ya taşıyan Türkiye Selçuklu Devleti’dir. Osmanlı, Söğüt’te dikilen çınarın 600 yıl boyunca 3 kıta, 7 iklimi kucakladığı dünya tarihinin sayılı devletlerinden birisidir. Türkiye Cumhuriyeti ise yapabileceğimiz tüm fedakarlıkların ardından elimizde kalanla kurduğumuz son devletimizdir. Türkiye Cumhuriyeti ilk devlet değil, kendimizi aldatmayalım. Biz 22 milyon kilometrekarelik dünya ölçeğinde toprağı görmüş bir devletin varisleriyiz. Biz Cumhuriyetin kuruluşunun biraz öncesinde yaklaşık 3 milyon kilometrekarelik topraklara sahiptik. Düştük 780 bin kilometrekareye geldik. ‘Lozan’ ifadesini kullandığımda birileri rahatsız oldu. Niye rahatsız oluyorsunuz? Lozan’da da 3 milyon kilometrekareden maalesef bir yerler tırmıklandı 780 bin kilometrekareye kaldık. Burnumuzun dibindeki yerler bizden alandı. Burnumuzun dibindeki yerler bizden alındığında onunla iftihar edenler oldu. ‘Bu sözleşmeden, bu anlaşmadan başarılı çıktık’ diyenler oldu. Elindekini veriyorsun, hala ‘başarılı çıktık’ diyorsun" diye konuştu.
"Geçmişte yapılan hatalardan dersler çıkartarak kendimize yeni ve aydınlık bir gelecek kurmakta kararlıyız"
15 Temmuz darbe girişiminde şehit olanlara rahmet dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz gecesi bombalanan ve en çok şehidin verildiği Gölbaşı Özel Harekat Merkezi’nin yakınında 800 polis akademisi öğrencisi ve idarecisinin de bulunduğunu belirterek "Bu kardeşlerimizi de ben gazi olarak görüyorum. Aynı şekilde Didim’de kampta bulunan akademi öğrencilerinin de darbecilere karşı direnmek üzere sabaha kadar teyakkuz halinde beklediklerini biliyorum. Onlara da teşekkür ediyorum. Darbe gecesi mücadelenin ön saflarında son yıllarda akademiden yetişmiş genç amir ve polis kardeşlerimizin bulunduğunu görmekten memnun oldum. Bu tablo doğru yolda olduğumuzun işaretidir. Polisimiz artık şu grubun veya bu kesimin değil, sadece Türk milletinin, Türk devletinin polisi olacaktır. Polisi Akademisi, akademi başkanlığı, güvenlik ve adli bilimler enstitüleri, polis amirleri eğitim merkezi, polis meslek eğitim merkezleri, polis meslek yüksekokulları ile işte bu anlayışla çalışmalarını sürdürmektedir. Akademinin kapıları 81 vilayetimizdeki tüm vatandaşlarımızın şartları tutan evlatlarının tamamına açıktır. Akademiye girmek için tek ölçümüz ülkesine ve milletine sadakatle bağlı olmak, başka herhangi bir yere değil, sadece Türkiye Cumhuriyeti Devletine hizmet etmektir. Ruhunu Pensilvanya’ya, bölücü örgüte veya bir başka illegal yapıya satmış hiç kimseye bu akademinin çatısı altında da şehit kanları ile sulanmış bu mübarek topraklarda da yer yoktur, olamaz. Mesleki taassupla kariyerini, ilişkilerini, beklentilerini milletinin ve devletinin üzerinde tutan zihniyeti bir daha gerişi olmayacak şekilde ortadan kaldırdık, kaldırmaya devam ediyoruz. Bu kurum milletin kurumudur, devletin kurumudur ve sadece onlara hizmetle mükellef insanlar yetiştirmekle görevlidir. Müslüman aynı delikten iki kere ısırılmaz. Bu şuurda olacağız. Geçmişte yapılan hatalardan dersler çıkartarak kendimize yeni ve aydınlık bir gelecek kurmakta kararlıyız. Bu konuda en büyük görev yeniden yapılandırdığımız polis akademisinin idareci ve öğrenci mensupları olarak sizlere düşüyor. Yeni Türkiye’yi inşallah gerek hocalarımız gerekse sevgili öğrencilerimiz, sizlerle birlikte inşa edeceğiz" dedi.
"Burnumuzun dibindeki yerler bizden alındığında onunla iftihar edenler oldu"
İnsanlar gibi devletler ve toplumların hayatlarının da sürekli değiştiğini, insanlar gibi devletlerin de doğup, gelişip, öldüklerini belirten Erdoğan "Türkiye gibi çok farklı ve kadim medeniyetlerin, geleneklerin mirasçısı bir ülkede bu değişimler inişleri ve çıkışları ile çok daha sert yaşanıyor. Biz Cumhurbaşkanlığı forsunda ifadesini bulan devletler tarihi itibariyle 2 bin 200 yılı aşkın bir devlet geleneğine sahibiz. Sevgili gençler; biz kabile devleti değiliz, biz çadır devleti değiliz. Biz medeniyetler inşa etmiş bir devlet geleneğinin ta kendisiyiz. Biz onurluyuz, gururluyuz. Ama bu geleneğin içinden geldiğini zanneden bazı gafiller işte 15 Temmuz’u yapmışlardır. Bedelini ağır ödediler, ödemeye devam edecekler. Hala bu gafletin içinde olanlar varsa kendilerine gelmeli ve bu gittikleri yanlış yoldan dönmelidirler. Bizler mensubu olduğumuz inanç itibariyle bin 400 yılı aşkın kesintisiz bir medeniyet geçmişimiz var. Coğrafi esaslı olarak baktığımızda Anadolu merkezli ilk devletimiz 1075 yılında İznik’te kurulan, daha sonra başkentini Konya’ya taşıyan Türkiye Selçuklu Devleti’dir. Osmanlı, Söğüt’te dikilen çınarın 600 yıl boyunca 3 kıta, 7 iklimi kucakladığı dünya tarihinin sayılı devletlerinden birisidir. Türkiye Cumhuriyeti ise yapabileceğimiz tüm fedakarlıkların ardından elimizde kalanla kurduğumuz son devletimizdir. Türkiye Cumhuriyeti ilk devlet değil, kendimizi aldatmayalım. Biz 22 milyon kilometrekarelik dünya ölçeğinde toprağı görmüş bir devletin varisleriyiz. Biz Cumhuriyetin kuruluşunun biraz öncesinde yaklaşık 3 milyon kilometrekarelik topraklara sahiptik. Düştük 780 bin kilometrekareye geldik. ‘Lozan’ ifadesini kullandığımda birileri rahatsız oldu. Niye rahatsız oluyorsunuz? Lozan’da da 3 milyon kilometrekareden maalesef bir yerler tırmıklandı 780 bin kilometrekareye kaldık. Burnumuzun dibindeki yerler bizden alandı. Burnumuzun dibindeki yerler bizden alındığında onunla iftihar edenler oldu. ‘Bu sözleşmeden, bu anlaşmadan başarılı çıktık’ diyenler oldu. Elindekini veriyorsun, hala ‘başarılı çıktık’ diyorsun" diye konuştu.