Yılmazkaya, “Ülkemizin ve Gaziantep’in kanayan yarası olan uyuşturucu sorunu, Türkiye’nin en temel meselelerinin başında gelmektedir. Gençlerimizi bir bataklık gibi içine çeken bu illete acil müdahale edilmesi gerek” ifadelerini kullandı.
Konuyla ilgili önemli değerlendirmelerde bulunan Yılmazkaya, yaşana sorunu Türkiye Büyük Millet Meclisine taşıyarak, Meclis Genel Kurulunda milletvekillerine yaptığı konuşmada, iktidarı madde bağımlılığı konusunda gerekli önlemleri alması adına önemli uyarılarda bulundu.
“Tüm Türkiye’nin ve Gaziantep’in kanayan yarası olan, binlerce gencimizi bataklık gibi içine çeken uyuşturucu belası birçok ailenin korkulu rüyası haline gelmiş” diyen Yılmazkaya, “Madde bağımlısı gençlerimizin ailelerine yaptığımız ziyaretlerde büyük dramlara şahit oluyoruz” ifadelerine yer verdi.
Gaziantep özelinde bilinen 40 bin dolayında madde bağımlısı kişi olduğunu ifade eden Yılmazkaya “Ailede bir kişinin madde bağımlısı olması o ailenin dağılmasına ve yıkılmasına yetiyor” dedi.
MADDE KULLANIMINDAKİ ARTIŞ MİLLİ GÜVENLİK SORUNUDUR, BEKA MESELESİDİR!
Madde bağımlısı gençlerin ailelerine büyük sıkıntılar yaşattığını vurgulayan Yılmazkaya, “Ülkemizde, gözü yaşlı yüzbinlerce anne ve baba çocuklarını içinde bulunduğu uyuşturucu pisliğinden, bu illetten nasıl kurtarırız diye kara kara düşünmekte.
Bir tarafta bu bataklığa saplanmış olan evladını düşünen anne ve babalar diğer tarafta, madde bağımlısı olan çocukları tarafından öldürülme korkusuyla aynı evin içinde yaşamaya çalışan yine aynı anne ve babalar. Maddi ve manevi olarak bir yıkım yaşayan bu aileler ve bu çocuklar kendi kaderlerine terk edilemezler. Bu ailelere gerekli desteğin sağlanması şart” ifadelerini kullandı.
Yılmazkaya, “Ailede madde bağımlısı bireyin olduğu evlerde, eşyaların kaybolması, para çalınması, anne ve babaya saldırı, şiddet, yaralama ve hatta ölümler bile yaşanabiliyor. Daha geçtiğimiz günlerde İstanbul’da bir madde bağımlısı gencin annesini cani bir şekilde öldürdüğü, birkaç gün önce yine bir madde bağımlısının Gaziantep’te dolmuş şoförünü kalbinden bıçaklayarak öldürdüğü kamuoyunda da yer aldı. Bunun gibi birçok örneği vere bileceğimiz madde bağımlısı kişi kendini kesme, intihar girişimi, bilinç kaybı gibi davranışlar sergileyebiliyor. Bu bilinç kaybı yaşayan bağımlı adeta akıl hastası gibi davranışlar sergiliyor. Cinayetlerin %60’ı, saldırıların % 40’ı, tecavüzlerin %33’ü madde kullanımı olan kişiler tarafından gerçekleştiği çeşitli verililerle ortaya konmaktadır. Bu kadar olumsuz sonuçlar doğuran madde kullanımı, kullanan kişinin bilinç kaybıyla kendi öz anne ve babasına zara verdiği, hatta öldürdüğü olaylara kamuoyunda da sıklıkla rastlamaktayız. Son yıllarda madde kullanımındaki patlama, ülkenin içinde bulunduğu durumun aslında ne kadar sıkıntılı olduğunu bizlere net bir şekilde göstermektedir” dedi.
Madde bağımlılığının ülkemiz için “Milli Güvenlik Sorunu” olduğunu vurgulayan Yılmazkaya, “Bugün annesine, babasına zarar veren, bilincini kaybetmiş on binlerce gencin ilerde ülke içindeki bir provokasyonda kullanılmayacağının garantisini kim verebilir. Asıl beka meselesi, milli güvenlik sorunu, madde kullanımındaki artış ve bununla ilgili gerçekçi önleyici tedbirlerin alınmamasıdır” ifadelerini de kullandı.
TEDAVİ SÜRECİ MADDE BAĞIMLISININ TERCİHİNE BIRAKILMAMALI!
Yılmazkaya, “Ateş-buz, bonzai, esrar, snus ve skunk gibi sentetik içerikli uyuşturucular kültür ve eğitim düzeylerinin alt seviyede olduğu maddi açıdan gelir düzeyi düşük bölgelerde sıklıkla kullanılmaktadır. Ülkemizde uyuşturucunun %80’i sokak satıcılarından ve internetten temin edilmektedir.
Uyuşturucu bağımlısının tedavi olmak için yattığı AMATEM gibi merkezlerden tedavi olmadan istediği zaman çıkabiliyor olması yanlış bir uygulamadır. Bura önemli olan madde bağımlısı kişinin tam anlamıyla tedavisi yapılmadan çıkmasının yasal olarak engellenmesidir. Bu tedavi sürecinin madde bağımlısı ile ailesinin kontrolüne bırakılmadan devlet kontrolünde yapılması gerek. Tedavi için merkeze yatan madde bağımlısı ile ilgili sürecin tamamlandığının kararını ancak tedavi eden doktor ve psikologların vereceği, kontrollü, güvenlikli komplike tedavi merkezlerinde, akıl hastası tedavi eder gibi sürecin tamamlana kadar devam edeceği bir sistem kurulmalıdır” ifadelerini kullandı.
GAZİANTEP’E BÖLGEYİ KAPSAYAN BÜYÜK BİR AMATEM YAPILMALIDIR!
Ulusal güvenliğimizi tehdit eden bir noktaya gelen madde bağımlılığı ile mücadelenin sadece emniyet güçlerince yapılmasının yeterli olmadığını, bu konuda ailelerin ve toplumun eğitiminin de önemine vurgu yapan Yılmazkaya, “Bugüne kadar yaptığımız tüm uyarılara rağmen maalesef Gaziantep ilimizde madde bağımlılığı her geçen gün artıyor, yuvalar yıkılıyor. Sınır kenti olmasının yanı sıra, en fazla uyuşturucu madde yapımını sağlayan mülteci nüfusunun bulunduğu illerinde başında gelmesi, maddenin ucuz olması, imalatının kolay olması, eğitimsiz aile ve bireyler, işsizlik ve yoksulluk gibi kriterlerde önemli etkenlerin başında gelmektedir.
Uyuşturucuyla mücadelede teminin ve kullanımın engellenmesi, ailelerin ve toplumun bu konuda bilinçlendirilerek gerekli eğitimin verilmesinin yansıra en önemli diğer faktör tedavisinin düzenli ve tam yapılmasıdır.
Özellikle ateş-buz denilen sentetik uyuşturucunun tedavi süreci oldukça zor olup, uzun süreli yatışların gerektiği AMATEM sağlık kuruluşlarının varlığıyla mümkündür.
Bir hekim olarak özellikle belirtmeliyim ki; bölgeyi temsilen ilimde yatak ve sağlık personel altyapısı yeterli olan büyük bir AMATEM sağlık merkezine acilen ihtiyaç vardır!
Gelinen nokta itibariyle uyuşturucu ile mücadele sadece ulusal bir sorun olmaktan çıkarak uluslararası bir boyut kazanmaktadır. Ülke olarak uyuşturucu ile mücadelede yapımının ve dağıtımının engellenmesi adına da gerekli adımların atılması şarttır.
Siyasi iktidar başta olmak üzere, özellikle kamu, sivil toplum, üniversite, medya, sanat ve spor camiası bu süreçte birlikte hareket ederek madde bağımlılığı sorunuyla mücadeleyi daha bilinçli bir şekilde sürdürmelidir. Ülkemizin asıl beka meselesi uyuşturucuyla mücadeledir! Bu bilinçle toplumun tüm kurum ve kuruluşlarıyla birlikte hareket etmesi, madde bağımlılığı konusunda yapılacak mücadelenin daha etkin sonuçlar doğurmasına neden olacaktır ” ifadelerini kulandı.