Şehitkamil Belediye Başkanı Rıdvan Fadıloğlu, neden ‘evet’ denilmesi gerektiğini anlattı. Başkan Fadıloğlu, 16 Nisan Pazar günü gerçekleştirilecek referandum için tüm vatandaşlara mutlaka sandığa gitme çağrısında bulundu. Tüm ülkeyi ilgilendiren ve gelecek nesiler için atılacak önemli bir adım olarak kabul edilen 16 Nisan referandumu öncesi önemli ve dikkat çekici açıklamalarda bulunan Şehitkamil Belediye Başkanı Rıdvan Fadıloğlu, “Bürokratik oligarşinin baskın olduğu bir ülkede 5 yıllık hükumetler olmazsa hiçbir şey düzeltilmez. İşte 16 Nisan bundan dolayı çok önemli. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile Cumhurbaşkanında olmayan bir yetkiyi cumhurbaşkanına vermiyoruz. Aksine sorgulanamayan cumhurbaşkanını sorgulamak istiyoruz” dedi.
Siyasi istikrar olursa ekonomik istikrar olur
Bir ülkede siyasi istikrar ile ekonomik istikrarın mümkün olacağını belirten Rıdvan Fadıloğlu, “Güvenin ve istikrarın olmadığı yerde hiç bir şeyden söz etmek mümkün değil. Bugün eğer belediyecilik hizmetlerinin kalitesinin artmasını istiyorsak, bu merkezi hükümetin duruşu ile orantılıdır. Bize gelen kaynaklar ülkede toplanan vergi gelirlerinin belirli oranının illere dağıtılmasıyla orantılıdır. Eğer bir ülkede siyasi istikrar olursa ekonomik istikrar olur. Ekonomik istikrar olursa o ülkede büyüme olur. Bunun neticesinde oluşan gelirden bir vergi doğar. Bu gelen vergi paylarından da herkesin nüfusuna ve gelişmişlik oranına göre kaynak gelir. Belediyecilikte bu gelen kaynakların harekete geçirilmesiyle direkt olarak vatandaşın hayatına dokunmaktır. Bir kere bu memlekette bu siyasi istikrar olmasa ekonomik gelişim söz konusu olmaz. Ekonominin güçlü olmadığı bir yerde ise başka bir şeyden bahsetmek mümkün değildir. Batı, bu memleketin büyümesinden rahatsız olduğu için bu engellemeleri getiriyor. Merkezi hükumet veya yerel idareler birbirinden ayrılamaz. Bizlerin burada direk halka dokunuşu, merkezi hükümetin kanunlarında genel manada makro planda yapılanmasıyla insanların hayat şartlarını yukarıya taşır. Bunun için geçmiş sıkıntıları bir daha yaşamamak adına, yamalı bohça olmamak adına, tek parça duruşu göstermek adına bir karar verme zorunluluğumuz var” şeklinde konuştu.
"16 Nisan istikrarın devam etmesi için çok önemli"
Kısa dönem hükümetlerle Türkiye’nin uzun vadeli planlamalar yapamayacağını dile getiren Belediye Başkanı Fadıloğlu, “6 aylık bir hükümetin bu memlekette sağlık politikasını iyileştirmesinden bahsedebilir misiniz, bir senelik bir hükümetle bu memleketteki adalet saraylarının yapılması mümkün müydü, bu memlekette bir buçuk senelik hükümetlerle uzaya uydu göndermenin, insansız hava aracı yapmanın, kendi savunma sanayi geliştirmeniz mümkün mü Bunlar uzun vadeli projeksiyonlarla ortaya konan şeyler. Bugün AK Parti; 2023, 2051 ve 2071 vizyonunu ortaya koymaya çalışıyor. Bu vizyonun gerçekleşmesi için de bu memlekette siyasi istikrarın olması lazım. Bunun neticesinde insanın hayatında bir şeyler değişebilsin. Bugün küçücük bir sosyal tesis yapacak olsanız küçücük bir sosyal tesis inşaatın fikir olarak ortaya atılmasıyla içine geçip hizmet vermesi 2 yılınızı alır. Bürokratik oligarşinin baskın olduğu bir ülkede 5 yıllık hükümetler olmazsa siz neyi düzelteceksiniz. İşte 16 Nisan bundan dolayı çok önemli. Burada dikkat edilmesi gereken husus bu istikrarın devam etmesini sağlamaktır. Türkiye’de bu düzenlemeler yapılmazsa bu memlekette sağlık politikasını sürdürülebilir kılmazsınız. Bir buçuk hükümetlerin kurulmasından dolayı bu politikalar üretilemedi” diye konuştu.
Avrupa hayır diyorsa ‘evet’ doğru demektir
Avrupa ülkelerinin Türkiye’nin büyümesini engellemek için hayır kampanyasına destek verdiğini vurgulayan Fadıloğlu, “Türkiye son 15 yılda anormal şartlar altında büyüdü. Normal şartlar altında bu sistem yürüse kimse Türkiye’yi tutamaz. Çünkü bunun altında yatan en önemli unsur bizim yetişmiş insan gücümüz, genç nüfusumuz. Ekonomileri harekete geçirenler nüfuslardır. Tüketimin olmadığı yerde üretim yapsanız hiçbir şey ifade etmez. Bugün yaşlanan Avrupa’nın hastasına bakacak doktor yetişmiyor. Bundan rahatsız olan batı bizim büyümemizi engellemek için elinden gelen gayreti gösteriyor. Bugün Almanya, Hollanda, İsviçre niye buna karşı çıkıyor? Bunların bizim dostumuz olmadığını biliyorsan, doğruyu bulmuş olacaksın. Nedir doğru, Onlar hayır diyorsa ‘evet’ doğru demektir. Almanya’nın, Hollanda’nın bas bas bağırmasının altında yatan temel unsur ekonomiktir. İşte bunun için ‘evet’ diyoruz. İstikrardan yana tavır koyuyoruz. Türkiye büyümeye devam ettiği müddetçe yalnızca devlet değil milletin hayat standarttı yukarıya çıkacak. Bu açık olarak ortadadır” ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu kafa karıştırmaktan başka bir şey yapmıyor
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu eleştiren Fadıloğlu, “Kılıçdaroğlu, maalesef 18 maddenin içeriğiyle ilgili tartışma açamıyor. Yalan yanlış, kafa karıştıracak ortaya teoremler sürmekten başka bir iş yapmıyor. Burada yerel ve genelin birbirinden ayrılmaz iki parça olduğunu unutmamak lazım. Çünkü yerelde de genelde de ana fikir millete hizmet etmektir. Genel hükümet politikalarında makro politikalar oturtulur, yerelde de insanın doğumundan ölümüne kadar hizmet esaslı bir uygulama uygulanır. Bu ikisi birbiriyle ne kadar uyum için de çalışırsa o kadar bereket vardır" dedi
Askeri vesayeti devre dışı bırakacağız
Yeni sistem askeri vesayete son verileceğini aktaran Rıdvan Fadıloğlu, “Biz olmayan bir yetkiyi cumhurbaşkanına vermiyoruz. Aksine sorgulanamayan cumhurbaşkanını sorgulamak istiyoruz. Yapanın yaptığı yanına kar kalmasın diyoruz. Çünkü mevcut sistem geçmişte bir ihtilalin neticesinde yapılan yanlışlardan dolayı o dönemin cumhurbaşkanını korumak adına yapılmış olan korumacı bir askeri vesayeti devam ettirmek adına alınan bir karar. Ama biz diyoruz ki askeri vesayetle bir yere gidemeyiz, gidemedik. 1960’ta, 1971’de, 1980’de, 28 Şubat sürecinde biz bunları yaşadık. O zaman askeri vesayeti devre dışı bırakacağız. Millet kendi içinden çıkmış yöneticileri ile kendi kendini idare edecek” değerlendirmesinde bulundu.
Rejim değil, sistem değişikliğine gidiyoruz
Türkiye’de bir rejim değişikliği olmayacağının altını çizen Fadıloğlu, “Rejim değişikliğine gitmiyoruz. Sistem değişikliğine gidiyoruz. Bu versiyon değişikliğine geçmezsek hızlı hareket edemeyiz. Geçmişteki yaşadığımız sıkıntıları yaşamamak adına bu sistemi değiştiriyoruz. Geçmiş dönemlerde yüzde 15 alan bir kişi, koalisyonlarla başbakan oluyordu. Yeni sistemde ise yüzde 50’nin üzerinde kim alıyorsa o idarenin başında olacak. Ve herkes kendini yönetecek olan kişiye oy vermiş olacak” açıklamasını yaptı.
Her vatandaş sandığa giderek kendi nefsine oy verecek
16 Nisan Pazar günü vatandaşlara sandığa gitme çağrısında bulunan Başkan Fadıloğlu, "16 Nisanda ki seçim, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan veya milletvekillerin seçimi değil. Biz millete bir tercih getiriyoruz. Ortada bir yol var ve o yolun içinde otomobil, otobüs, hızlı tren ve uçak var. Biz en güvenli ve en hızlı olan uçakla gitmek istiyoruz. Bunun için bir tercih getiriyoruz. Her vatandaş burada sandığa giderek kendi nefsine oy verecek. Herhangi bir siyasi partiye oy vermeyecek. Yarın kendinin ne ile seyahat etmesini istiyorsa onun tercihinde bulunacak. Sandığa gitmeyenin yarın hesap sorma hakkı yoktur. Sandığa gidecek ve elini vicdanına atarak oyunu kullanacak. Bizim tek derdimiz milletin meselelerini hızlı şekilde çözebilmek. Vatandaşlarımızın mutlak süratte sandığa giderek iradesini özgürce ortaya koyması lazım. Çünkü millet kendi kararını verecek. Millet hangi yolla gitmek istiyorsa o yolu seçecek. ‘evet’e de ‘hayır’a da sonuna kadar saygımız var" diye konuştu.
Siyasi istikrar olursa ekonomik istikrar olur
Bir ülkede siyasi istikrar ile ekonomik istikrarın mümkün olacağını belirten Rıdvan Fadıloğlu, “Güvenin ve istikrarın olmadığı yerde hiç bir şeyden söz etmek mümkün değil. Bugün eğer belediyecilik hizmetlerinin kalitesinin artmasını istiyorsak, bu merkezi hükümetin duruşu ile orantılıdır. Bize gelen kaynaklar ülkede toplanan vergi gelirlerinin belirli oranının illere dağıtılmasıyla orantılıdır. Eğer bir ülkede siyasi istikrar olursa ekonomik istikrar olur. Ekonomik istikrar olursa o ülkede büyüme olur. Bunun neticesinde oluşan gelirden bir vergi doğar. Bu gelen vergi paylarından da herkesin nüfusuna ve gelişmişlik oranına göre kaynak gelir. Belediyecilikte bu gelen kaynakların harekete geçirilmesiyle direkt olarak vatandaşın hayatına dokunmaktır. Bir kere bu memlekette bu siyasi istikrar olmasa ekonomik gelişim söz konusu olmaz. Ekonominin güçlü olmadığı bir yerde ise başka bir şeyden bahsetmek mümkün değildir. Batı, bu memleketin büyümesinden rahatsız olduğu için bu engellemeleri getiriyor. Merkezi hükumet veya yerel idareler birbirinden ayrılamaz. Bizlerin burada direk halka dokunuşu, merkezi hükümetin kanunlarında genel manada makro planda yapılanmasıyla insanların hayat şartlarını yukarıya taşır. Bunun için geçmiş sıkıntıları bir daha yaşamamak adına, yamalı bohça olmamak adına, tek parça duruşu göstermek adına bir karar verme zorunluluğumuz var” şeklinde konuştu.
"16 Nisan istikrarın devam etmesi için çok önemli"
Kısa dönem hükümetlerle Türkiye’nin uzun vadeli planlamalar yapamayacağını dile getiren Belediye Başkanı Fadıloğlu, “6 aylık bir hükümetin bu memlekette sağlık politikasını iyileştirmesinden bahsedebilir misiniz, bir senelik bir hükümetle bu memleketteki adalet saraylarının yapılması mümkün müydü, bu memlekette bir buçuk senelik hükümetlerle uzaya uydu göndermenin, insansız hava aracı yapmanın, kendi savunma sanayi geliştirmeniz mümkün mü Bunlar uzun vadeli projeksiyonlarla ortaya konan şeyler. Bugün AK Parti; 2023, 2051 ve 2071 vizyonunu ortaya koymaya çalışıyor. Bu vizyonun gerçekleşmesi için de bu memlekette siyasi istikrarın olması lazım. Bunun neticesinde insanın hayatında bir şeyler değişebilsin. Bugün küçücük bir sosyal tesis yapacak olsanız küçücük bir sosyal tesis inşaatın fikir olarak ortaya atılmasıyla içine geçip hizmet vermesi 2 yılınızı alır. Bürokratik oligarşinin baskın olduğu bir ülkede 5 yıllık hükümetler olmazsa siz neyi düzelteceksiniz. İşte 16 Nisan bundan dolayı çok önemli. Burada dikkat edilmesi gereken husus bu istikrarın devam etmesini sağlamaktır. Türkiye’de bu düzenlemeler yapılmazsa bu memlekette sağlık politikasını sürdürülebilir kılmazsınız. Bir buçuk hükümetlerin kurulmasından dolayı bu politikalar üretilemedi” diye konuştu.
Avrupa hayır diyorsa ‘evet’ doğru demektir
Avrupa ülkelerinin Türkiye’nin büyümesini engellemek için hayır kampanyasına destek verdiğini vurgulayan Fadıloğlu, “Türkiye son 15 yılda anormal şartlar altında büyüdü. Normal şartlar altında bu sistem yürüse kimse Türkiye’yi tutamaz. Çünkü bunun altında yatan en önemli unsur bizim yetişmiş insan gücümüz, genç nüfusumuz. Ekonomileri harekete geçirenler nüfuslardır. Tüketimin olmadığı yerde üretim yapsanız hiçbir şey ifade etmez. Bugün yaşlanan Avrupa’nın hastasına bakacak doktor yetişmiyor. Bundan rahatsız olan batı bizim büyümemizi engellemek için elinden gelen gayreti gösteriyor. Bugün Almanya, Hollanda, İsviçre niye buna karşı çıkıyor? Bunların bizim dostumuz olmadığını biliyorsan, doğruyu bulmuş olacaksın. Nedir doğru, Onlar hayır diyorsa ‘evet’ doğru demektir. Almanya’nın, Hollanda’nın bas bas bağırmasının altında yatan temel unsur ekonomiktir. İşte bunun için ‘evet’ diyoruz. İstikrardan yana tavır koyuyoruz. Türkiye büyümeye devam ettiği müddetçe yalnızca devlet değil milletin hayat standarttı yukarıya çıkacak. Bu açık olarak ortadadır” ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu kafa karıştırmaktan başka bir şey yapmıyor
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu eleştiren Fadıloğlu, “Kılıçdaroğlu, maalesef 18 maddenin içeriğiyle ilgili tartışma açamıyor. Yalan yanlış, kafa karıştıracak ortaya teoremler sürmekten başka bir iş yapmıyor. Burada yerel ve genelin birbirinden ayrılmaz iki parça olduğunu unutmamak lazım. Çünkü yerelde de genelde de ana fikir millete hizmet etmektir. Genel hükümet politikalarında makro politikalar oturtulur, yerelde de insanın doğumundan ölümüne kadar hizmet esaslı bir uygulama uygulanır. Bu ikisi birbiriyle ne kadar uyum için de çalışırsa o kadar bereket vardır" dedi
Askeri vesayeti devre dışı bırakacağız
Yeni sistem askeri vesayete son verileceğini aktaran Rıdvan Fadıloğlu, “Biz olmayan bir yetkiyi cumhurbaşkanına vermiyoruz. Aksine sorgulanamayan cumhurbaşkanını sorgulamak istiyoruz. Yapanın yaptığı yanına kar kalmasın diyoruz. Çünkü mevcut sistem geçmişte bir ihtilalin neticesinde yapılan yanlışlardan dolayı o dönemin cumhurbaşkanını korumak adına yapılmış olan korumacı bir askeri vesayeti devam ettirmek adına alınan bir karar. Ama biz diyoruz ki askeri vesayetle bir yere gidemeyiz, gidemedik. 1960’ta, 1971’de, 1980’de, 28 Şubat sürecinde biz bunları yaşadık. O zaman askeri vesayeti devre dışı bırakacağız. Millet kendi içinden çıkmış yöneticileri ile kendi kendini idare edecek” değerlendirmesinde bulundu.
Rejim değil, sistem değişikliğine gidiyoruz
Türkiye’de bir rejim değişikliği olmayacağının altını çizen Fadıloğlu, “Rejim değişikliğine gitmiyoruz. Sistem değişikliğine gidiyoruz. Bu versiyon değişikliğine geçmezsek hızlı hareket edemeyiz. Geçmişteki yaşadığımız sıkıntıları yaşamamak adına bu sistemi değiştiriyoruz. Geçmiş dönemlerde yüzde 15 alan bir kişi, koalisyonlarla başbakan oluyordu. Yeni sistemde ise yüzde 50’nin üzerinde kim alıyorsa o idarenin başında olacak. Ve herkes kendini yönetecek olan kişiye oy vermiş olacak” açıklamasını yaptı.
Her vatandaş sandığa giderek kendi nefsine oy verecek
16 Nisan Pazar günü vatandaşlara sandığa gitme çağrısında bulunan Başkan Fadıloğlu, "16 Nisanda ki seçim, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan veya milletvekillerin seçimi değil. Biz millete bir tercih getiriyoruz. Ortada bir yol var ve o yolun içinde otomobil, otobüs, hızlı tren ve uçak var. Biz en güvenli ve en hızlı olan uçakla gitmek istiyoruz. Bunun için bir tercih getiriyoruz. Her vatandaş burada sandığa giderek kendi nefsine oy verecek. Herhangi bir siyasi partiye oy vermeyecek. Yarın kendinin ne ile seyahat etmesini istiyorsa onun tercihinde bulunacak. Sandığa gitmeyenin yarın hesap sorma hakkı yoktur. Sandığa gidecek ve elini vicdanına atarak oyunu kullanacak. Bizim tek derdimiz milletin meselelerini hızlı şekilde çözebilmek. Vatandaşlarımızın mutlak süratte sandığa giderek iradesini özgürce ortaya koyması lazım. Çünkü millet kendi kararını verecek. Millet hangi yolla gitmek istiyorsa o yolu seçecek. ‘evet’e de ‘hayır’a da sonuna kadar saygımız var" diye konuştu.