Ankara
Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığının (YTB) ev sahipliğinde ve Irak Türkmen Cephesi Türkiye Temsilciliğinin katkılarıyla gerçekleştirilen anma programı, YTB'nin konferans salonunda gerçekleştirildi.
Katliamda öldürülenlerin ruhuna Kur'an-ı Kerim okunan program, Altunköprü katliamı için yazılan ezgilerin seslendirilmesiyle devam etti.
Programda açılış konuşması yapan YTB Başkanı Abdullah Eren, YTB olarak Türk dünyasının farklı coğrafyalarında farklı zaman dilimlerinde zulme, katliamlara ve sürgüne maruz kalmış fakat yeterince anılmamış olayların anma programlarını son yıllarda hızlı şekilde yapmaya başladıklarını söyledi.
Kırım-Tatar Sürgünü anma programını 2019'da gerçekleştirdiklerini kaydeden Eren, bir sözlü tarih çalışması yaptıklarını ve sürgüne maruz kalmışlarla, Kırım bölgesinde, daha önce yaptıkları kültürel miras envanter çalışmasını güncellediklerini hatırlattı.
Eren, "2019'da, Bulgaristan'dan zorla göç ettirilen 350-360 bin soydaşımızın göçünün 30. yılıydı. Buna ilişkin hem bir almanak çalışması hem bir sözlü tarih çalışması hem de Bursa ve Kocaeli'nde anma programlarını icra ettik." dedi.
Irak Türkmenlerinin çok farklı zamanlarda maruz kaldığı katliamlara dikkati çeken Eren, 28 Mart 1991'de Peşmerge ve Baas güçleri arasında sıkışan, Altunköprü'de küçük bir ilçede barış içerisinde yaşayan Türkmenlerin maruz kaldığı katliamı anlatmak, acılarını paylaşmak, anmak için bu programı düzenlediklerini söyledi.
Eren, Irak'taki Türkmen varlığının 7. yüzyıla kadar dayandığını belirterek, şöyle konuştu:
"Türkiye olarak Irak'ın barış ve istikrarından, toprak bütünlüğünden yana olageldik. Türkiye'nin bu politikasının en önemli bileşenlerinden bir tanesi de Irak'taki Türkmen varlığıdır. Irak'ta bizler Türkmenlerin tüm unsurlarını bir araya toplayacak ve Türkmen kimliğini güçlendirecek çalışmalar yapmaya gayret ediyoruz. Türkiye Bursları'na Irak'ta başvurular artmaya devam ediyor. Biz de her sene daha fazla sayıda hem Irak vatandaşlarını hem de Türkmen kardeşimizi burslandırmaya gayret ediyoruz."
Irak Türkmen Cephesi Türkiye Temsilcisi Mehmet Tütüncü de bu günleri anmalarındaki amaçlarının bir kin ve intikam peşinde koşmak olmadığını kaydederek, "Bu acıların bir daha tekrar etmemesi, bir daha yaşanmaması, bu gibi insanlık suçlarının tekrar sahnelenmemesi için bir uğraştır. Aynı zamanda aziz şehitlerimizin hatırasını da ifa etmektir. " ifadesini kullandı.
"Onları aldılar gittiler ve hiçbir zaman haber alamadık"
Katliamda bir günde ailesinden 4 kişiyi kaybeden Şengül Nalbant, 30 yıl önce bir ramazan ayında bu katliamın tanığı olduğunu belirterek, şunları dile getirdi:
"Bir gün öncesinden başladılar. Tanklar, havan toplarıyla. Annemin akrabası bize evindeki bodruma gelmemizi söyledi. Sabah 6.00'da tekmelerle kapıları açtılar. Annem ve ev sahibi kapıya çıktı, küfrettiler. Büyük ağabeyim askerdi, 3 günlüğüne gelmişti, biri Bağdat'ta üniversitedeydi, en küçük ağabeyim Kerkük'te teknoloji bölümünde mimarlık okuyordu, eniştem de Kerkük'de petrol şirketinde mühendisti. Annem bunları anlattı onlara. Annemi ittiler, küfrettiler, ayağına silah sıktılar. Onları aldılar gittiler ve hiçbir zaman haber alamadık."
Nalbant, askerler tarafından götürenlerin akıbetini öğrenmek için mücadele ettiklerini ve olayın tanığı bir çobanın kendilerine, götürülenlerin kolları ve gözlerinin bağlanarak ilk günde idam edildiklerini söylediğini aktardı.
Katledilenlerin kuyulara atıldığını anlatan Nalbant, öldürülenlerin tek suçunun Türkmen olmaları olduğunu, annesinin 3 yıl sonra kanser hastalığına yakalandığını kaydetti.
Program, Altunköprü Katliamı'nı anlatan kısa belgesel film gösterimi, Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Serhat Erkmen'in, "Altunköprü Katliamı'ndan Irak Türkleri için Çıkartılacak Stratejik Sonuçlar" ve Çankaya Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mahir Nakip'in, "Bugünün Gözüyle Altunköprü Katliamı" sunumlarıyla sona erdi.
Irak'ın devrik lideri Saddam Hüseyin'e bağlı askerler, 28 Mart 1991'de Kerkük'ün 44 kilometre kuzeyinde yer alan Altınköprü kasabasında aralarında çocuk ve yaşlıların da bulunduğu 100'den fazla Türkmen'i katletmişti.