Yaşam

Almanya'da mühendislik okudu, Mekke'de oteller yaptı şimdi Kahramanmaraş'ta tatlıcı o

14 yaşında ailesi birlikte Almanya’ya giden 57 yaşındaki inşaat mühendisi Yunus Terli 2011 yılında Suudi Arabistan'a giderek orada oteller yaptı. Terli koronavirüs sürecinden memleketi Kahramanmaraş'a dönerek tatlıcılık yapıyor.

Almanya'da mühendislik okudu, Mekke'de oteller yaptı şimdi Kahramanmaraş'ta tatlıcı o
11-03-2022 10:37

14 yaşında ailesi birlikte Almanya’ya giden Terli, orada okuyarak inşaat mühendisi oldu ve bu ülkede 20 yıl mühendis olarak çalıştı. Cuma namazı için sürekli gittiği camide, cami hocası ile birlikte, “Allah'ım; yiyeceğimi, içeceğimi, aşımı ekmeğimi, sevdiğin kulların arasına tayin eyle” diye dua eden Terli, bu duasından yarım saat sonra gelen birisinin, "Umreye gider misin?" sözü üzerine teklifi yaptığı duanın bir yansıması olarak düşünerek Suudi Arabistan’a taşınmaya karar verdi.  

ETTİĞİM DUA KABUL OLDU

Hikayesini İHA muhabirine anlatan Terli, “1979 yılında Almanya’ya gittim. Orada okulları bitirdim. Mühendis oldum. Bir Cuma günü Cuma namazına gittim. Hocamın adı da Yunus’tu benim adım da Yunus. Hocama dedim ki 'Ben dua edeceğim sen de amin der misin' dedim. Hocam da; ‘Ben her duaya amin demem’ dedi. Ben de bunun üzerine hocama; ‘Hocam Müslümanın dilinde, damarında, kanında zulüm olmaz’ ondan sonra hocam benle birlikte; ‘Allah'ım; yiyeceğimi, içeceğimi, aşımı ekmeğimi, sevdiğin kulların arasına tayin eyle’ duasını ettik. Hocam da ben de duaya amin dedik. Aradan yarım saat geçmeden, adamın birisi ofisin camını kırarcasına içeri girdi. Girdiği zaman sorduğu ilk soru; ‘Mekke ye gider misin’ dedi, 'sen gel, benim ettiğim duanın aminisin' dedim.  'Mekke’de 8 bin 400 kişilik bir otel yapılacak, buraya Almanya’dan kaliteli eleman arıyor' dedi. Aradığı özellikler de bizde vardı. Kendi imkanlarımız ile daha önce orada hac yapmıştık. Yine gider umremizi yaparız dedim ama hala ordayız” dedi. 


 
KABE'DE OTELLER YAPTI

Suudi Arabistan’da birçok otel yaptığını belirten Terli şunları kaydetti: “20 sene orada kendi iş yerimiz vardı. Kabe'ye gittik ve oradaki otelleri yaptık. Oradaki hacılar ve hocalar dediler ki; ‘Mekke’de Türk tatlısı yok, bunu yaparsanız güzel olur’ dediler. Ben de gittim 18 bin dolara makineler aldım. Saate 660 tane kıvrım tatlı, saatte 5 kilo döken İzmir lokması makinesi yaptım. Oraya gelen Allah'ın misafirlerine ikram ettim. Korona dolayısıyla şehrime tekrar geldim. Burada da bu işi yapıyorum. Hem vatandaş el değmeden tatlı yesin hem de hijyenik olsun istedim. Türkiye’de HES kodumuz kalktı ve koronanın bittiğini ilan ettiler. Biz rabbimizden umut ediyoruz ki, tekrar Allah'ın evi peygamber diyarının yeniden hacılarımıza açılmasını, en kısa zamanda devlet büyüklerimizden rica ediyoruz.”