Ankara
Uluslararası Vestibüler Derneği Başkanı Prof. Dr. Nuri Özgirgin, baş dönmesi olarak bilinen vertigonun özellikle ileri yaşlarda arttığına dikkati çekerek, "60 yaş üzeri nüfusun ise tamamının yüzde 30'unda denge problemi var, 80 yaş üzerinde bu oran yüzde 85." dedi.
Prof. Dr. Özgirgin ile Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Neşe Çelebisoy, Dünya Vertigo Farkındalık Haftası kapsamında Uluslararası Vestibüler Derneğince bir otelde düzenlenen "Vertigoda Hayat Yolunda" bilgilendirme toplantısında basın mensuplarıyla bir araya geldi.
Vertigonun en sık doktora gitme nedenlerinden biri olduğunu vurgulayan Özgirgin, bu rahatsızlığın en sık nedenleri arasında iç kulak kristalinin yerinden oynaması, soğuk algınlığı ya da grip kaynaklı kulak enfeksiyonu, vestibüler sinir inflamasyonu ve migrenin yanı sıra son dönemde depremden etkilenen kişilerde de sık görülen kaygı tabanlı baş dönmelerinin yer aldığını anlattı.
Prof. Dr. Özgirgin, özellikle yaşam süresinin uzamasının denge sistemi üzerinde de etkili olduğunu belirterek, "Bütün popülasyonda yaşam boyu baş dönmesi sıklığı yüzde 17-30 arasında. Yani sağlıklı nüfus dediğimiz grubun üçte biri hayatı boyunca bir yerde baş dönmesini yaşamış oluyor. 60 yaş üzeri nüfusun ise tamamının yüzde 30'unda denge problemi var, 80 yaş üzerinde bu oran yüzde 85." bilgisini paylaştı.
2050 itibarıyla dünyada 60 yaş üstü nüfusun 1,6 milyara ulaşmasının beklendiğine dikkati çeken Özgirgin, "65 yaş üstünün yüzde 30'unda vertigonun geliştiğini dikkate aldığımızda en az 500 milyon insan baş dönmesi, denge problemlerinden etkileniyor olacak." diye konuştu.
"Depremi yaşamış kişiler baş dönmesi ve dengesizlik hissiyle başvuruyor"
Prof. Dr. Özgirgin, yaşlılıkta denge sorunlarının, baş dönmesinin genetik, yanlış beslenme ve yaşam biçiminden kaynaklı olabileceği gibi denge sisteminin fizyolojik yanıtlarında azalma, nörolojik veya kardiyolojik rahatsızlıklardan dolayı yaşanabileceğini söyledi.
"Denge problemi olan kişilerde algı da ciddi şekilde etkileniyor. Düşme riski artıyor, günlük yaşam hareketleri zorlaşıyor. Kişinin yaşam kalitesi bozuluyor." diyen Özgirgin, hastaların tedavilerinde en sık denge egzersizlerini kapsayan "vestibüler rehabilitasyonun" uygulandığını aktardı.
6 Şubat'ta yaşanan Kahramanmaraş merkezli depremlerin toplumun kaygı düzeyini de ciddi şekilde artırdığına işaret eden Özgirgin, "Depremi yaşamış kişiler çok belirgin bir baş dönmesi ve dengesizlik hissiyle bize başvuruyor. Bu, akut baş dönmesi dediğimiz, kişinin dik durma pozisyonunda görsel uyaranlar ve pasif hareketlerle dengesini kaybetmesi durumu. Deprem, etkilediği alanda yaşayan kişilerde bir akut baş dönmesi etkileşimi oluşturdu." ifadesini kullandı.
Özgirgin, bu hastalarda vestibüler rehabilitasyonun yanı sıra antidepresan ilaçlardan da yararlanıldığını söyledi.
Migren ileri yaşlarda yerini baş dönmesi ataklarına bırakıyor
Prof. Dr. Neşe Çelebisoy ise baş dönmesi ve denge bozukluğu ile gelen kişilerde altta yatan nedenin ortaya konulması ve nedene yönelik tedavinin planlanmasının önemine vurgu yaparak, ilk olarak bu sorunun iç kulak hastalığı mı yoksa beyinde dengeyle ilgili yapıları besleyen damarsal bir problem olup olmadığının belirlenmesi gerektiğini aktardı.
Damar tıkanıklıklarının kişinin yaşamını tehdit edebileceğine ve erken müdahalenin önem taşıdığına işaret eden Çelebisoy, migren hastalığı ile baş dönmesi arasında da yakın bir ilişki olduğunu vurguladı.
Çelebisoy, "Migren genellikle 20-40'lı yaşlarda ortaya çıkan, kadınlarda sık görülen bir hastalık. İnsanlar bu yaşlarda sık baş ağrıları yaşarken, menopoz döneminde baş ağrıları hafiflemiş ancak yerini baş dönmesi ataklarının aldığı hastalarla karşılaşıyoruz. Bu nedenle baş dönmesi ataklarıyla gelen hastalarda başka hiçbir neden bulunamadığında mutlaka eskiye ait şiddetli migren olup olmadığı sorgulanmalı. Çünkü migrene yönelik bir tedaviyle de kişiler baş dönmesi ataklarından kurtulabiliyor." değerlendirmesinde bulundu.
Depremden etkilenenlerde baş dönmesi, denge problemleri arttı
Prof. Dr. Çelebisoy, "Kaygı bozukluğu ile ilişkili baş dönmesi ya da denge problemleri, depremden birincil veya dolaylı etkilenen kişilerde çok daha fazla karşımıza çıkıyor. Bu kişilerde ciddi bir algı bozukluğu ortaya çıktı, insanların denge problemleri ve güvensiz hissettiğine dair sıkıntıları arttı." dedi.
Çelebisoy, özellikle orta ileri yaş grubunda, bilinen başka ek hastalıkları da olan kişiler için bu tablonun daha da ağırlaştığını vurguladı.
Prof. Dr. Özgirgin ve Prof. Dr. Çelebisoy, konuşmalarının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Depremden etkilenen kişilerdeki baş dönmesi sorunlarına yönelik soru üzerine Çelebisoy, "Depremden etkilenen hastaların başvurularında genellikle tanımladıkları şikayet, ayaktayken, yürürken kendilerini boşlukta kayar gibi hissettikleri. Önceden bazı yakınmaları da olabiliyor ve üstüne bu durum ekleniyor. Elbette diğer tüm nedenleri eledikten sonra bunun kaygıyla ilişkili baş dönmesi olduğu kanaatine varıyoruz." şeklinde konuştu.
Çocukluk dönemindeki baş dönmesi migren habercisi olabilir
Prof. Dr. Çelebisoy, çocuklardaki baş dönmeleriyle ilgili bir başka soru üzerine şunları kaydetti:
"Çocukluklarda da baş dönmesi sorunuyla karşılaşıyoruz ve bu ileride bir migren öncülü oluyor. Çocuklarda ara ara kusma, baş dönmesi, karın ağrısı görülüyor. Bu şekilde bir nedene bağlanamayan, ardışık gelen sıkıntılar ileride migren öncüleri."