Yabancılara vatandaşlık için konut satışı yapılması, uzun süredir ülke gündeminden düşmüyor. Uygulamaya birçok kesimden tepki gelirken, ekonomim.com yazarlarından Abdullah Tolu, bugün köşesinde konu hakkında bir yazı kaleme aldı. Tolu, yabancıların vatandaşlık için ikinci el konutları tercih ettiğini ifade etti.
"Yabancıların vatandaşlık için alacakları konutların sıfır veya ikinci el olması neyi değiştirir diye düşünmeyin" diyen Tolu, özellikle konut üretiminin ve dolayısıyla arzının azaldığı, buna paralel olarak konut fiyatları ile kiralarının fahiş yükseldiği bugünlerde konunun öneminin kendiliğinden ortaya çıktığını belirtti.
Yabancıların, Türkiye'nin daha çok 9-10 şehrinde konut sahibi olduğunu vurgulayan Tolu, "Bu şehirlerin de bazı bölgelerinde, mahallelerinde kümelenmiş durumdalar. Özellikle vatandaşlık veya oturum izni alabilmek için buralardan konut satın alıyor, sonra aldıkları konutlarda ya kendileri oturuyor ya da satın alma bedellerini dikkate alarak yüksek bedellerle kiraya veriyorlar" diye yazdı.
Konut sektörünün ülkede 3 önemli sektöründen birisi olduğuna dikkat çeken Tolu, "Şu an yabancılara konut satışları doğrudan yabancı yatırımlar arasında en önemli kalemlerden birisi. Yıl sonuna kadar, yabancılara yapılan konut satışlarından 7 milyar dolar civarında hasılat sağlanması bekleniyor. Bu hem ülkemiz hem de konut sektörü açısından son derece önemli" ifadelerini kullandı.
Abdullah Tolu, yabancıların vatandaşlık dahil gayrimenkul yatırımlarında ikinci el konuta yönelmelerinin konut sektörünü olumsuz yönde etkilemeye başladığını vurgulayarak "Yani, yabancıların ülkemize yaptığı doğrudan yatırımlarda gayrimenkul sektörünün yeri her geçen gün artarken, talebin ikinci el konuta kayması tüm dengeleri değiştirdi. Bunun yanı sıra, ikamet (oturum) iznine yönelik konut talebi de, yükselen fiyatlar dikkate alındığında, ikinci el konuta kaydı" dedi.
'VERGİ KAÇAKÇILIĞININ ÖNÜNÜ AÇIYOR'
Yabancı talebinin ikinci el konuta yönelmesi, konut sektörünü olumsuz yönde etkilemesinin yanında, ciddi vergi kayıp ve kaçağına da neden oluyor. Özellikle yabancılar tarafından iktisap tarihinden itibaren 5 yıl içerisinde ancak 3 yıllık zorunlu satmama süresinden sonra elden çıkarılan konutlarda, değer artış kazancına ilişkin gelir vergisi olmak üzere ciddi vergi kayıp ve kaçağı söz konusu. Bunun kısa süre içerisinde takibi ve kontrol altına alınması ise şu an için pek mümkün görünmüyor.