İstanbul
İş Yatırım Uluslararası Piyasalar Direktörü Şant Manukyan, ABD Merkez Bankası'nın (Fed) varlık alımlarını azaltmaya başlamasını (tapering), sıkılaştırmadan ziyade bir normalleşme olarak görmek gerektiğini belirterek, "'Geçtiğimiz yıl verilen aşırı likiditeye artık ekonomi gerek duyuyor mu?' noktasındayız. Dolayısıyla taperinge gidilmesini bir hata olarak görmüyorum, aksine gidilmemesi bir hata olur." dedi.
AA muhabirine küresel finansal piyasalardaki son gelişmeler ve merkez bankalarının para politikaları hakkında değerlendirmelerde bulunan Manukyan, içinden geçilen dönemde belirsizliklerin yer değiştirdiğini, geçen aylarda konuşulan salgının nasıl ilerleyeceği gibi konuların en azından gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerden bazıları için geride kaldığını söyledi.
Manukyan, artık enflasyon trendi, merkez bankaları politikalarının nasıl şekilleneceği ve büyüme gibi belirsizliklerin tartışıldığına işaret ederek, bunların ortadan kalkmasının ise zaman alabileceğini kaydetti.
Fed'in, taperinge ne zaman başlayacağı konusunun ağustos sonuna kadar netlik kazanabileceğini anlatan Manukyan, "Diğer yandan enflasyon tartışması biraz daha uzun sürecektir. Enflasyondaki mevcut seviyeler geçici mi, yoksa hakikaten enflasyon dinamikleri değişiyor mu? Fed'in, enflasyonun geçici olduğu konusunda piyasayı ikna ettiğini görüyoruz ama 4. çeyreğe kadar rakamlarda biraz daha net bir şekilde bu görülmezse tekrar enflasyon dinamiklerinin daha kuvvetli bir şekilde ortaya çıkabileceğini düşünüyorum." diye konuştu.
Manukyan, büyüme konusundaki belirsizliklerin giderilmesinin ise ABD ve Çin'in politikasına bağlı olacağını vurgulayarak, şunları kaydetti:
"ABD tarafında net olarak bilmediğimiz bütçenin ne kadarlık kısmının geçeceği. ABD'de 2022'de ara seçimler var. Bu seçimlerde Cumhuriyetçilerin herhangi bir şekilde Senato veya Temsilciler Meclisi'nde bir üstünlük elde etmesi, harcamalar konusunda bir belirsizlik yaratacaktır. Çin tarafının ise önümüzdeki yıl normal büyüme patikasına geçmesi önemli olacaktır. Dolayısıyla bu belirsizlikleri kademeli olarak ortadan kaldırabileceğiz. İlk sırada yer alan Fed'in taperinge başlamasına ilişkin zamanlama ağustos ayı gibi şekillenecek, diğerleri ise biraz daha zaman alacak diye düşünüyorum."
"Asıl volatilite faiz artırımlarının tartışılmasıyla ortaya çıkacak"
Şant Manukyan, son dönemde Fed yetkililerinin "faiz artırımına başlanması için erken olduğu" değerlendirmeleri karşısında, ABD Hazine Bakanı Janet Yellen'in "daha yüksek bir faiz seviyesinin hem Fed hem de toplum için pozitif olacağı" açıklamasında bulunduğunun hatırlatılması üzerine, verilen mesajların netliği hakkında şunları söyledi:
"Ben baktığımda, Fed'in net bir şekilde tapering sinyali verdiğini görüyorum. Orada şunu yapıyorlar, Fed Başkanı Jerome Powell'ın böyle bir şey söylemesi, piyasayı hazırlama anlamında bile olsa fiyatlamaları çok sert etkileyecektir. Ancak yerel Fed Başkanları ve Yellen gibi daha önce Fed Başkanlığı yapmış, şimdi de kamuda önemli bir görevi olan birisinin bu tip uyarılar yapması hem hemen fiyatlanmıyor, hem de insanların kafasında 'Bize bir şey anlatmaya çalışıyorlar galiba' düşüncesini oluşturuyor. Dolayısıyla bu tarz konuşmaları ABD'de çevredeki isimler yapacak. Muhtemelen Fed'in temmuz toplantısı ya da ağustostaki Jackson Hole toplantısında da tapering zamanlaması açısından tablo net bir şekilde oluşacak."
Manukyan, "Fed'in 2008'deki genişlemeci para politikalarının ardından faiz artırımına gitme zamanlaması hata olarak değerlendirilmişti. Sizce Fed yeniden aynı hataya düşer mi?" sorusu karşısında, "O tarihlerde biraz daha farklı bir konu vardı aslında. Finansal sistemin çöküşünden kaynaklanan bir kredi problemi mevcuttu. Şu andaki para politikasına baktığımızda, taperingi sıkılaştırmadan ziyade bir normalleşme olarak görmeliyiz. 'Geçtiğimiz yıl verilen aşırı likiditeye artık ekonomi gerek duyuyor mu?' noktasındayız. Dolayısıyla para politikasını sıkılaştırmak olarak görmemek lazım. Ben taperinge gidilmesini bir hata olarak görmüyorum, aksine gidilmemesi bir hata olur ama faiz artırımına başlanması ayrı bir konu." yanıtını verdi.
Tapering sinyalinin yaklaşık 6 aylık bir süre öncesinde verileceği, dolayısıyla piyasalarda çok sert hareketlerin yaşanmasını beklemediğini aktaran Manukyan, "Taperingden sonra ikinci adım faiz artırımlarına başlanması olacaktır. Faiz artırımlarına 2023'ün ilk yarısında mı ikinci yarısında mı başlanacak, yoksa 2022'nin sonuna denk düşebilir mi? Bu tartışılmaya başlanacak ki asıl volatilite burada ortaya çıkacaktır." dedi.
"Emtiada yüksek fiyat kavramı gündemden çıkmayacak"
Şant Manukyan, emtia piyasası fiyatlamalarına ilişkin de görüşlerini paylaşarak, buradaki yükselişte etkili olan ve yatırımların azlığından kaynaklanan arz probleminin sadece geçen yılla sınırlı bir durum olmadığını, 2008 finansal krizinden sonra başladığını ifade etti.
Diğer taraftan altyapı yatırımlarının bir anda toparlanması ile talebin çok hızlı yukarı gittiğini, bunun mevcut zayıf arzla birleşince emtia fiyatlarını hızlı bir şekilde yukarı ittiğini anlatan Manukyan, "Burada da 'altyapı harcamalarının ne kadarı, ne süreyle yapılacak?' konusu önemli. Çok büyük bir ihtimalle önümüzdeki yıl itibarıyla emtia piyasasında bir sakinleşme görmemiz söz konusu olur ama unutmamak lazım ki; emtia fiyatlarındaki seviyeler, yüzde 20-30 yukarı gelmiş bile olsa hala geçtiğimiz 10 yılın ortalaması seviyelerinde kalacak. Dolayısıyla o yüksek fiyat kavramı gündemden çıkmayacak. Yukarı belki daha fazla gitmeyiz veya daha sınırlı gideriz ama öyle bile olsa fiyatlar yüksek kalmaya devam edecek." şeklinde konuştu.
"Tahvil piyasasında enflasyon korkusu söylemde var, fiyatlamada yok"
Manukyan, tahvil piyasasındaki gelişmelerin de çok ilginç olduğuna işaret ederek, ABD'de yüksek enflasyon riski olmasına rağmen 10 yıllık tahvil faizlerinin yüzde 1,45 civarına inmiş durumda olduğunu söyledi.
Japonya ve Almanya'nın tahvil faizlerinde de 1-1,5 aydır aynı yönde bir yaklaşımın söz konusu olduğuna değinen Manukyan, "Sadece ABD değil diğer önemli piyasaların tahvillerine baktığımızda enflasyon korkusu söylem olarak var ama fiyatlamalarda böyle bir korku gözükmüyor. Tahvil yatırımcıları, Fed'in enflasyonun geçici olduğu düşüncesine güveniyor ama sanki başka bir rahatsızlıkları var gibi gözüküyor. Ya büyümede yavaşlama bekleniyor, ya da teminat piyasasında bir problem var diye düşünülüp kaliteli teminat olduğu için bu bonolar toplanmaya çalışılıyor." dedi.
"Kripto paralar bir iş modeli olarak hayatta kalacak"
Şant Manukyan, kripto para piyasasına yönelik de değerlendirmelerde bulunarak, "Kripto paralar çok genç bir piyasa. Yüksek riskli olduğu muhakkak, çünkü regülasyonlar daha yeni yeni geliyor. Dolayısıyla bu piyasaya yatırım yaparken yatırımcıların çok yüksek bir risk aldığını bilmesi lazım. Diğer taraftan geçtiğimiz yıllarda sürekli bu söylenen 'lale balonu', 'kesinlikle bir sahtekarlık' söylemlerinin de artık geride kaldığını düşünüyorum." ifadelerini kullandı.
Basel Bankacılık Denetim ve Gözetim Komitesi'nin bankaların portföylerinde bitcoin ve diğer kripto para birimlerini bulundurmaları durumunda en zorlu sermaye yükümlülüğü şartlarına tabi olmalarına yönelik bir teklif hazırladığını anımsatan Manukyan, alışılagelmiş enstrümanların regülasyonlarının burada uygulanmaya başladığına işaret etti.
Manukyan, söz konusu piyasada vergilendirme konularının da tartışıldığını, dolayısıyla artık kripto paraların finansal araç olarak kabul edilmeye başlandığını belirterek, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Piyasada 10 binin üzerinde bir kripto varlık var. Bunların çok büyük bir kısmı girilmeyecek olan varlıklar. Nasdaq'da da aynısını gördük... İnternet bazlı yeni bir iş modeli kuruluyor, binlerce şirket geldi ama çok azı Amazon ya da Google olmayı başardı. Burada da benzer bir durum var. Bazı kripto varlıkların son derece kullanışlı olabileceğini görüyoruz ama büyük bir çoğunluğunun kullanım alanı olmayacaktır. Dolayısıyla yatırımcıların ne aldığını, neden aldığını bilmesi lazım. Sadece 'X tweet attı, Y'den duydum' tarzında bir yatırım yapılmaması gerekiyor. Bir piyasa var, iyi analiz edilmesi gerekiyor ve çok volatil. Bu volatilite zaman içinde azalır mı? Evet bence azalacak ama o zamana kadar yine çok kısa süre içinde yüzde 40-50'lere varan hızlı düşüşler görmeye devam edeceğiz. Ancak bir iş modeli olarak burası hayatta kalacak."