Dernek, Avrupa Birliği’nden 450 milyon Euro kaynak sağlayıp üç ayrı şehirde fabrika kurmayı hedefliyor.
Yeraltı kaynaklarının, etkin ve etkili bir şekilde bilimsel yöntemlerle aranmasına yönelik projeler geliştiren Maden Sorunları ve Çözümleri Derneği (MSM), çıkarılan madenin katma değerli ürüne dönüştürülmesi ve maden atıkların tekrar ekonomiye kazandırılması için faaliyetlerine devam ediyor. Bu kapsamda birçok proje üzerinde çalıştıklarını bildiren MSM Başkan Vekili ve Uluslararası Uzman Maden ve Enerji Hukukçusu Yasemin Bal, “Taştan kağıt projesi için çalışmalarımız sürüyor. Atıl taş ocaklarından atık taşları alarak toz haline getirip küçük miktarda plastik hammaddesi ve reçine ile karıştırarak kağıt üreteceğiz. Bilimsel fizibilitelerini hazırladık. Bu projeyle üç ayrı teknolojiyle, İstanbul, Afyon ve Mersin’de fabrika kurulacak. 29 Ekim 2023’de üretime başlamayı hedefliyoruz” açıklamasını yaptı.
Taştan kağıt projesi kapsamında üç konsept üzerinde ilerlediklerini ifade eden Bal, uzun ömürlü, çok kısa ömürlü ve ambalaj alanında kullanılacak kağıt üreteceklerini ifade etti. Proje ile üç ayrı teknolojiyle üç ayrı fabrikada üretim planladıklarını aktaran Bal, “Birinci teknolojiyle plastik esaslı kimyasal içeriğiyle karıştırılan ve 100 ila 200 yıllık uzun ömürlü olan taştan kağıt üretimi yapacağız. Bunun için Ege bölgesinde Afyon ve çevresindeki eski mermer ocaklarında fabrika kurmayı hedefliyoruz. İkinci teknolojiyle yüzde 100 organik kısa ömürlü ambalaj grubu için reçine bazlı taştan kağıt üreteceğiz. Daha çok kireç taşlarının yoğun olduğu Mersin Silifke’de fabrika kuracağız” dedi. Üçüncü teknolojiyle ise çocukların kullandığı kağıtlar, boyama kitabı gibi antibakteriyel özelliğe sahip ve iki yıl içinde doğaya karışacak kağıtlar üretileceğine dikkat çeken Bal, bu kağıt içinde İstanbul’da terk edilmiş taş ocaklarında fabrika kuracaklarını vurguladı.
Su ve ağaç israfını önleyecek
Taştan kağıt projesinin AB kriterlerine uyumlu hale getirildiğinin altını çizen Yasemin Bal, “Her bir fabrika için 150 milyon Euro’luk, AB’den fon desteği sağlanarak üç fabrika kuracağız. Türkiye’nin toplam kağıt ithalatı 10 milyar Euro seviyesinde. Fabrikalar aktif hale geldiğinde ithalatın bir kısmını önleyeceğiz” dedi. Ayrıca klasik kağıt üretimi aşırı içme suyu kullanan ve tüketen bir sürece sahip olduğunu belirten Bal, “Taştan kağıt üretiminde su ve ağaç kullanılmıyor. Bu da israfın önlemi anlamına gelir” diye konuştu. Türkiye’de bulunan maden ocaklarının envanterinin çıkartılıp her bir madende Ar-Ge çalışmasının yapılması gerektiğini söyleyen Yasemin Bal, “Dernek olarak genç mühendislerle bu çalışmaları yapmaya başladık. Türkiye’nin güneyinde nükleer santrallerin kalbinde kullanılan çimentonun üretimi için de çalışma yapıyoruz. Burada da bir çimento fabrikası kurmayı hedefliyoruz” dedi.
“24 ülkede temsilcilik açmayı planlıyoruz”
Sektörün gelişimi için maden bankası ve maden borsasının kurulması gerektiğinin altını çizen Yasemin Bal, Ticaret Bakanlığı’nın yurtdışında ticari şirketler için uyguladığı 24 ülkede hibe ve program desteğinin sivil toplum kuruluşları için de devreye almasını beklediklerini söyledi. Bal, “Bu kapsamda dernek olarak 24 ülkede temsilcilik açmayı planlıyoruz. Lobicilik faaliyetlerimiz ile Türk madenini bu ülkelerde tanıtacağız” dedi. Terk edilmiş ve atıl halde bulunan maden ocaklarındaki atıkların tekrar ekonomiye kazandırılması için çalıştıklarını bildiren Bal, sıfır atık projesini taş ve maden ocaklarına yayacaklarını belirtti. Bal, “Sürdürülebilir madencilik ve çevre için taştan kağıt projemizi, çevre duyarlılığını her zeminde ifade eden ve sıfır atık projesinin güçlü destekçisi olan Sayın Emine Erdoğan’a önerilerini almak için sunacağız” dedi.