"Telefondaki ses “Size kötü bir haberim var” dediğinde açıkçası biraz endişelenmiştim. Erciyes Üniversitesi bünyesindeki İyi Klinik Uygulama ve Araştırma Merkezi’nden (İKUM) arıyorlardı. Gönüllü olarak iki doz aşı olduğum faz-2 çalışmaları tamamlanmış, “kodlar kırılmış” ve faz-2’ye katılan 250 gönüllüden hangisine aşı hangisine plasebo (boş aşı) yapıldığı belli olmuştu.
Ben plasebo yapılan yaklaşık 50 kişinin içindeydim. Mart ayında başlayan süreçte her hafta Kayseri’ye gidip aşı sonrası antikor seviyesinin belirlenmesi için kan vermiştim. Yaklaşık 2 aylık yoğun ve tempolu bir süreçti. Plasebo da bu çalışmanın önemli bir unsuru olduğu için ben sürece gereken gönüllü katkıyı yapmış olmanın huzurunu taşıyordum.
ETKİNLİĞİN İŞARETİ
Asıl merakım ise bu telefondan sonra başladı. Çünkü asıl önemli olan aşı grubundaki gönüllülerin kanındaki antikor seviyesiydi. Kısa bir süre önce bu süreç de tamamlandı. Netice rapor haline getirilerek Sağlık Bakanlığı’na gönderildi. Resmi açıklama Sağlık Bakanlığı tarafından yapılacak ama gönüllülerin tamamında antikor oluştuğunu öğrendim. Hatta bazılarında oran beklenenin üzerinde çıkmış. Uzmanlar verilerin gayet olumlu olduğunu belirterek memnuniyetlerini ifade ediyor. Çünkü bu durum aşının etkin olacağına işaret ediyor.
SON DÖNEMEÇ: FAZ-3
Bundan sonraki en kritik süreç faz-3... Ay sonunda bu aşama da başlayacak. Aşı adayının ne kadar koruma sağladığı net olarak bu çalışmada belli olacak. Faz-3’ün 10 bine yakın gönüllüyle uluslararası düzeyde yapılması bekleniyor. Eğer sonuçlar aynı şekilde olumlu çıkarsa hemen “acil kullanım onayı” alınabilecek ve seri üretime geçilmiş olacak. Özdarendeli, “Faz-3’ten de umutluyuz, umuyoruz ki yıl sonunda Türkiye aşısına kavuşacak ve insanlarımız yaşamlarına kaldığı yerden devam edecek” diyor."
KAYNAK: HÜRRİYET