Savcı Karaca, "Anayasanın ve kanunların kendisine verdiği yargılama görevini yapıp tahliye kararı verdiği için tutuklanan hâkimlerin olmasının şaşkınlığını daha henüz atılamamışken, sırf kanundan kaynaklanan hem bir yetki hem de bir görev olan soruşturma görevini yapan, ilk anda nereye gittiğini ve içinde ne olduğunu bilmediğimiz ancak bugün gelinen aşamada içinde ne olduğu ve kimlere gittiği herkesçe bilinen ’insani olmayan malzeme’ dolu TIR’ların hedeflerine ulaşmasının bir süre geciktirildiği için tutuklanan Cumhuriyet savcılarının olması kaçınılmazdı." dedi.
Azarlanınca, hemen kıyama durup özür dileyen yargı mensuplarının olduğuna dikkat çeken Savcı Karaca, "Yürütmenin güdümünde, onun istediği doğrultuda karar veren, yürütmenin başı tarafından azarlanınca, hemen kıyama durup özür dileyen yargı mensuplarının olduğu yerde, sırf Anayasanın ve kanunların kendisine verdiği yargılama görevini yapıp tahliye kararı verdiği için tutuklanan hâkimlerin olmasının şaşkınlığını daha henüz atılamamışken, sırf kanundan kaynaklanan hem bir yetki hem de bir görev olan soruşturma görevini yapan, ilk anda nereye gittiğini ve içinde ne olduğunu bilmediğimiz ancak bugün gelinen aşamada içinde ne olduğu ve kimlere gittiği herkesçe bilinen ’insani olmayan malzeme’ dolu TIR’ların hedeflerine ulaşmasının bir süre geciktirildiği için tutuklanan Cumhuriyet savcılarının olması kaçınılmazdı. Üzüntüm, verilen bu haksız ve mesnetsiz karara ilişkin değil, ülkemizin geldiği noktaya, bizzat meslektaşlarımın da sunduğu katkıdır." ifadelerini kullandı.
’TIR SORUŞTURMASI MEVZUATA UYGUN YAPILDI’
’TIR soruşturması’ olarak bilinen soruşturmaların mevzuata uygun yapıldığını ısrarla vurgulayan Savcı Karaca, "Açığa alınmamıza ve daha sonra da hakkımızda yakalama kararı çıkarılmasına sebep olan, kamuoyunda ’TIR soruşturması’ olarak bilinen soruşturmalar, soruşturmanın başladığı ilk andan son anına kadar yürürlükteki mevzuata uygun yapılmıştır. MİT tarafından savcılığımıza valilik aracılığı ile sunulan yazıya göre ’ülke içindeki depolar arası bir nakil’, o tarihteki Başbakan Sayın Erdoğan tarafından ise Suriye’de bulunan Türkmenlere ’insani yardım malzemesi’ taşıdığı iddia edilen TIR’ların içinde pek de ’insani olmayan malzemenin’ taşındığını bugün herkes bilmektedir. Olay tarihinde yürürlükte bulunan kanunlara göre ’insani olmayan bu malzemeyi’ taşıma yetkisi ve görevi bulunmayan MİT’in, bu konuda yetkili olan askeri makamlara haber ve bilgi vermeden tamamen gayri yasal ve gayri meşru görünüşte gerçekleştirmeye çalıştığı bu sevkiyatların mevzuata aykırı olduğu MİT kanununda sonradan yapılan değişikliklerle de teyit edilmiştir." açıklamasını yaptı.
’REYHANLI’DA 52 VATANDAŞIMIZ HAYATINI KAYBETMİŞTİ, BİR KAMYON ROKET BAŞLIĞI YAKALANMIŞTI’
"Silah ve mühimmat nakledileceği ihbarına ’boş ver’ diyememek en büyük kabahatimiz olsa gerek." diyen Savcı Kabaca, çarpıcı bilgileri verdi; "Bugün gelinen noktada, silah ve mühimmat sevkiyatı yapılacağına ilişkin yapılan ihbarlara kulağımızı tıkamayıp yasal soruşturma yetkisini kullandığımız için maalesef ’Yavuz hırsız ev sahibini bastırır’ misali, hakkımızda açığa alınma ve şimdi de yakalama kararı verilmiştir. Devletin istihbarat kurumunun, çok kısa bir süre önce yine bu bölgede yakalanan bir kamyon roket başlığı ile aynı şekilde ve yöntemle yasalara aykırı bir sevkiyat yapabileceği ihtimalini düşünememek ve silah-mühimmat nakledileceği ihbarına ’boş ver’ diyememek en büyük kabahatimiz olsa gerek. Zira çok kısa bir süre önce Reyhanlı’da 52 vatandaşımızın hayatını kaybettiği bir bombalı saldırının yapıldığı, bir kamyon dolusu roket başlığının yakalandığı, Özgür Suriye Ordusu’na mensup bir albayın bir MİT görevlisi tarafından Suriye Devleti istihbarat birimine teslim edildiği, iç savaş yaşanan Suriye’ye uzun bir sınırımızın olduğu, Güneydoğu’da 30 yıldır devam eden bölücü terörün bulunduğu gerçeğini göz önüne alarak ihbarı ciddiye almamız da kabahatimizi daha da büyütüyor."
Savcı Karaca, açıklamasını şu cümlelerle sonlandırdı; "Daha önceki açıklamamda da ifade edildiği üzere, dünya terörle mücadele ederken, ülkemizde bizler terörle hukuki yollarla mücadele etmiş Cumhuriyet savcıları olarak, terör örgütüne silah taşındığı şüphesiyle başlattığımız bir soruşturma faaliyetinden dolayı önce açığa alındık şimdi ise hakkımızda yakalama kararı çıkarılıyor. Bunun takdirini kamuoyuna bırakıyorum."
Azarlanınca, hemen kıyama durup özür dileyen yargı mensuplarının olduğuna dikkat çeken Savcı Karaca, "Yürütmenin güdümünde, onun istediği doğrultuda karar veren, yürütmenin başı tarafından azarlanınca, hemen kıyama durup özür dileyen yargı mensuplarının olduğu yerde, sırf Anayasanın ve kanunların kendisine verdiği yargılama görevini yapıp tahliye kararı verdiği için tutuklanan hâkimlerin olmasının şaşkınlığını daha henüz atılamamışken, sırf kanundan kaynaklanan hem bir yetki hem de bir görev olan soruşturma görevini yapan, ilk anda nereye gittiğini ve içinde ne olduğunu bilmediğimiz ancak bugün gelinen aşamada içinde ne olduğu ve kimlere gittiği herkesçe bilinen ’insani olmayan malzeme’ dolu TIR’ların hedeflerine ulaşmasının bir süre geciktirildiği için tutuklanan Cumhuriyet savcılarının olması kaçınılmazdı. Üzüntüm, verilen bu haksız ve mesnetsiz karara ilişkin değil, ülkemizin geldiği noktaya, bizzat meslektaşlarımın da sunduğu katkıdır." ifadelerini kullandı.
’TIR SORUŞTURMASI MEVZUATA UYGUN YAPILDI’
’TIR soruşturması’ olarak bilinen soruşturmaların mevzuata uygun yapıldığını ısrarla vurgulayan Savcı Karaca, "Açığa alınmamıza ve daha sonra da hakkımızda yakalama kararı çıkarılmasına sebep olan, kamuoyunda ’TIR soruşturması’ olarak bilinen soruşturmalar, soruşturmanın başladığı ilk andan son anına kadar yürürlükteki mevzuata uygun yapılmıştır. MİT tarafından savcılığımıza valilik aracılığı ile sunulan yazıya göre ’ülke içindeki depolar arası bir nakil’, o tarihteki Başbakan Sayın Erdoğan tarafından ise Suriye’de bulunan Türkmenlere ’insani yardım malzemesi’ taşıdığı iddia edilen TIR’ların içinde pek de ’insani olmayan malzemenin’ taşındığını bugün herkes bilmektedir. Olay tarihinde yürürlükte bulunan kanunlara göre ’insani olmayan bu malzemeyi’ taşıma yetkisi ve görevi bulunmayan MİT’in, bu konuda yetkili olan askeri makamlara haber ve bilgi vermeden tamamen gayri yasal ve gayri meşru görünüşte gerçekleştirmeye çalıştığı bu sevkiyatların mevzuata aykırı olduğu MİT kanununda sonradan yapılan değişikliklerle de teyit edilmiştir." açıklamasını yaptı.
’REYHANLI’DA 52 VATANDAŞIMIZ HAYATINI KAYBETMİŞTİ, BİR KAMYON ROKET BAŞLIĞI YAKALANMIŞTI’
"Silah ve mühimmat nakledileceği ihbarına ’boş ver’ diyememek en büyük kabahatimiz olsa gerek." diyen Savcı Kabaca, çarpıcı bilgileri verdi; "Bugün gelinen noktada, silah ve mühimmat sevkiyatı yapılacağına ilişkin yapılan ihbarlara kulağımızı tıkamayıp yasal soruşturma yetkisini kullandığımız için maalesef ’Yavuz hırsız ev sahibini bastırır’ misali, hakkımızda açığa alınma ve şimdi de yakalama kararı verilmiştir. Devletin istihbarat kurumunun, çok kısa bir süre önce yine bu bölgede yakalanan bir kamyon roket başlığı ile aynı şekilde ve yöntemle yasalara aykırı bir sevkiyat yapabileceği ihtimalini düşünememek ve silah-mühimmat nakledileceği ihbarına ’boş ver’ diyememek en büyük kabahatimiz olsa gerek. Zira çok kısa bir süre önce Reyhanlı’da 52 vatandaşımızın hayatını kaybettiği bir bombalı saldırının yapıldığı, bir kamyon dolusu roket başlığının yakalandığı, Özgür Suriye Ordusu’na mensup bir albayın bir MİT görevlisi tarafından Suriye Devleti istihbarat birimine teslim edildiği, iç savaş yaşanan Suriye’ye uzun bir sınırımızın olduğu, Güneydoğu’da 30 yıldır devam eden bölücü terörün bulunduğu gerçeğini göz önüne alarak ihbarı ciddiye almamız da kabahatimizi daha da büyütüyor."
Savcı Karaca, açıklamasını şu cümlelerle sonlandırdı; "Daha önceki açıklamamda da ifade edildiği üzere, dünya terörle mücadele ederken, ülkemizde bizler terörle hukuki yollarla mücadele etmiş Cumhuriyet savcıları olarak, terör örgütüne silah taşındığı şüphesiyle başlattığımız bir soruşturma faaliyetinden dolayı önce açığa alındık şimdi ise hakkımızda yakalama kararı çıkarılıyor. Bunun takdirini kamuoyuna bırakıyorum."