24-12-2015 10:16
Şahin, mesajında, tam bağımsızlığın temellerinin, her türlü yokluk ve en büyük düşman olan açlık karşısında yılmayan Anteplilerin destansı direnişleriyle atıldığını belirtti.
Birinci Dünya Savaşı’nın ardından Anadolu topraklarının İtilaf devletleri tarafından işgali üzerine halkın topyekun bir mücadeleye girdiğini anlatan Şahin, şöyle devam etti:
“İhtilaf devletlerinin Antep’i işgali ile başlayan süreç, Antepliler için olduğu kadar işgal devletleri için de hiç kolay olmamıştı. Çünkü karşılarında, ellerinde top tüfek olmayan ancak daha kuvvetli bir silaha, ‘inanç’a sahip bir kalabalık vardı. Karşılarında direnen insanların gönlündeki Allah inancı, hak inancı, vatan-bayrak sevgisi onların en büyük silahıydı. Ve aslında Fransızlar da biliyorlardı ki; bu millet yeri geldiğinde topunu, tüfeğini, silahını, canını yitirmiş ama istiklal ve istikbale olan inançlarını asla kaybetmemişti.”
Şahin, “Ölürsem şehit, kalırsam gazi olurum” inancı, azim ve kararlılığıyla bundan 94 yıl önce, açlık ve yokluk içindeki bu şehrin, 11 ay boyunca, 70 bin mermi, 6 binden fazla şehit ve sayısız kahramanla istiklal ve istikbal için mücadele ettiğini hatırlattı.
“Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Onlar yalnız Antep’i değil Türkiye’yi de kurtardılar" sözleriyle tanımladığı kahramanlık destanı ile Antep, şanlı tarihini ‘Gazilik’ unvanı ile taçlandırmıştır” diyen Şahin, “Bu; kan ve barut kokusu içinde sevdiklerine siper olanların, kefenleri olan kanlı elbiseleriyle koyun koyuna gömülen şehitlerin, mağaralara sığınarak cepheye cephane akışı için yardımcı olan kadın ve çocukların, el yapımı tezgahlarda silah üretip cepheye yetiştirenlerin, Türk bayrağının Antep Kalesi’nden indirilmesine canları pahasına izin vermeyenlerin, ‘kefen bayraklı kale’nin destanıdır. Bu destan, birlik ve beraberlik ile kardeşlik duyguları ile kenetlenen bir halkın, her türlü yokluk ve zorluk karşısında bile neler yapabileceğinin en güzel kanıtıdır.”
Antep direnişinin bugün de bizlere örnek olması gerektiğine vurgu yapan Şahin, birlik ve beraberliğe ihtiyaç duyduğumuz bu günlerde, ülkemizin huzurunu bozmaya çalışanlara fırsat verilmemesini istedi.
Antep savunması gibi nice destansı mücadelelerin geleceğe ümitle bakılmasını sağladığına işaret eden Şahin, şunları kaydetti:
“Geleceğimizi inşa ederken, dünyanın ilk 10 ekonomisinden biri olmak gibi büyük hedeflerimizi gerçekleştirmek için çalışırken, muhtaç olacağımız kudret, şanlı geçmişimizden aldığımız güç ve damarlarımızda dolaşan kanda mevcuttur. Şehrimizin şanlı geçmişinin ‘Gazilik’ gibi anlamlı bir unvanla taçlanmasını sağlayan atalarımızla, dedelerimizle, kahramanlarımızla bir Gaziantep çocuğu olarak büyük gurur duyuyorum. Bu duygu ve düşüncelerle, gazi şehrimizin düşman işgalinden kurtuluş günü olan 25 Aralık’ın yıldönümünde, ben Gaziantepliyim’ deme onurunu bizlere yaşatan aziz şehitlerimiz ve gazilerimizi, Antep’in tüm gücüyle direnen fedakar ve cefakar halkını bir kez daha rahmet, minnet ve şükranla anıyorum.”
Birinci Dünya Savaşı’nın ardından Anadolu topraklarının İtilaf devletleri tarafından işgali üzerine halkın topyekun bir mücadeleye girdiğini anlatan Şahin, şöyle devam etti:
“İhtilaf devletlerinin Antep’i işgali ile başlayan süreç, Antepliler için olduğu kadar işgal devletleri için de hiç kolay olmamıştı. Çünkü karşılarında, ellerinde top tüfek olmayan ancak daha kuvvetli bir silaha, ‘inanç’a sahip bir kalabalık vardı. Karşılarında direnen insanların gönlündeki Allah inancı, hak inancı, vatan-bayrak sevgisi onların en büyük silahıydı. Ve aslında Fransızlar da biliyorlardı ki; bu millet yeri geldiğinde topunu, tüfeğini, silahını, canını yitirmiş ama istiklal ve istikbale olan inançlarını asla kaybetmemişti.”
Şahin, “Ölürsem şehit, kalırsam gazi olurum” inancı, azim ve kararlılığıyla bundan 94 yıl önce, açlık ve yokluk içindeki bu şehrin, 11 ay boyunca, 70 bin mermi, 6 binden fazla şehit ve sayısız kahramanla istiklal ve istikbal için mücadele ettiğini hatırlattı.
- GAZİANTEP ÇOCUĞU OLARAK BÜYÜK GURUR DUYUYORUM
“Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Onlar yalnız Antep’i değil Türkiye’yi de kurtardılar" sözleriyle tanımladığı kahramanlık destanı ile Antep, şanlı tarihini ‘Gazilik’ unvanı ile taçlandırmıştır” diyen Şahin, “Bu; kan ve barut kokusu içinde sevdiklerine siper olanların, kefenleri olan kanlı elbiseleriyle koyun koyuna gömülen şehitlerin, mağaralara sığınarak cepheye cephane akışı için yardımcı olan kadın ve çocukların, el yapımı tezgahlarda silah üretip cepheye yetiştirenlerin, Türk bayrağının Antep Kalesi’nden indirilmesine canları pahasına izin vermeyenlerin, ‘kefen bayraklı kale’nin destanıdır. Bu destan, birlik ve beraberlik ile kardeşlik duyguları ile kenetlenen bir halkın, her türlü yokluk ve zorluk karşısında bile neler yapabileceğinin en güzel kanıtıdır.”
Antep direnişinin bugün de bizlere örnek olması gerektiğine vurgu yapan Şahin, birlik ve beraberliğe ihtiyaç duyduğumuz bu günlerde, ülkemizin huzurunu bozmaya çalışanlara fırsat verilmemesini istedi.
Antep savunması gibi nice destansı mücadelelerin geleceğe ümitle bakılmasını sağladığına işaret eden Şahin, şunları kaydetti:
“Geleceğimizi inşa ederken, dünyanın ilk 10 ekonomisinden biri olmak gibi büyük hedeflerimizi gerçekleştirmek için çalışırken, muhtaç olacağımız kudret, şanlı geçmişimizden aldığımız güç ve damarlarımızda dolaşan kanda mevcuttur. Şehrimizin şanlı geçmişinin ‘Gazilik’ gibi anlamlı bir unvanla taçlanmasını sağlayan atalarımızla, dedelerimizle, kahramanlarımızla bir Gaziantep çocuğu olarak büyük gurur duyuyorum. Bu duygu ve düşüncelerle, gazi şehrimizin düşman işgalinden kurtuluş günü olan 25 Aralık’ın yıldönümünde, ben Gaziantepliyim’ deme onurunu bizlere yaşatan aziz şehitlerimiz ve gazilerimizi, Antep’in tüm gücüyle direnen fedakar ve cefakar halkını bir kez daha rahmet, minnet ve şükranla anıyorum.”
