İç savaşın hayatı neredeyse durma noktasına getirdiği Suriye’den göç edenlerin yaşamları da paramparça. Birçoğu yakınını savaşa kurban verirken, kimi aileler ise göç ettikleri ülkelerde bir birlerinin izini kaybetti. Tanımadıkları ülkedaşlarıyla onları bir araya getiren ise yaşadıkları acıların ortak oluşu.
Geride arazilerini, evlerini, okullarını ve arkadaşlarını bırakarak Türkiye’ye sığınan bir çok mülteci bunların yanı sıra bir birlerini de kaybetti.
Türkiye’ye girişte kaybettiği kızına bir hafta sonra kavuşabilen Nadiye Seleme, eşi ve erkek çocuklarını ise savaşta kaybetmiş. Hayatta kalan tek yakınıyla bir arada olmanın mutluluğunu yaşayan Seleme, “Bir sabah Beşer Esed’in uçaklarının saldırısı sonucu bir oğlumu ve eşimi şehit verdim. Sonra Türkiye’ye gelirken kızımla bir birimizi kaybettik. Aradan geçen birkaç gün sonra yeniden kızımla bir birimizi bulmayı şans eseri başardık. Şimdi ikimiz derme çatma bir yerde hayırseverlerin desteğiyle yaşam mücadelesi veriyoruz. Başka akrabalarımızda vardı. Fakat onlarla da bir birimizi kaybettik. Bizim yaşadığımız bu acıyı Allah kimseye yaşatmasın. Allah Türkiye’den razı olsun" dedi.
Türkiye’de 9 çocuğuyla birlikte bir yakınına sığınan Yunis El Salih ise bir gün savaş bittiğinde ülkesine dönmeyi hayal ettiğini söyledi. Yunis El Salih, “Atılan bombalar ve çatışmalar bizi ülkemizden ayırdı. 9 çocuğumla Türkiye’ye geçmek için sınıra geldim. Sınırda uzun sıkıntılar sonrasında Türkiye’ye sığındım.Biz geldik fakat bir çok yakınım yeğenlerim, amcalarım şehit oldu. Bazı akrabalarımızla da bir birimizi kaybettik. Tek tesellim çocuklarımla bir arada bulunuyor olmam" ifadelerini kullandı.
Savaş çıktıktan sonra bir çok akrabasını göremediğini belirten Fatıma Hulusi de “Suriye’de Şam’da olan akrabalarım vardı. Hiç birinin savaş çıktıktan sonra göremiyorum. Kendi ailemi ise göç etmeye başladığımızda kaybettim. Böyle param parça bir hayat mücadelesi veriyoruz. Her birimiz bir yerlerde bir birimizden habersiz yaşıyoruz" dedi.
Geride arazilerini, evlerini, okullarını ve arkadaşlarını bırakarak Türkiye’ye sığınan bir çok mülteci bunların yanı sıra bir birlerini de kaybetti.
EŞİ VE OĞLU ŞEHİT OLAN ANNE KIZINI DA KAYBETTİ
Türkiye’ye girişte kaybettiği kızına bir hafta sonra kavuşabilen Nadiye Seleme, eşi ve erkek çocuklarını ise savaşta kaybetmiş. Hayatta kalan tek yakınıyla bir arada olmanın mutluluğunu yaşayan Seleme, “Bir sabah Beşer Esed’in uçaklarının saldırısı sonucu bir oğlumu ve eşimi şehit verdim. Sonra Türkiye’ye gelirken kızımla bir birimizi kaybettik. Aradan geçen birkaç gün sonra yeniden kızımla bir birimizi bulmayı şans eseri başardık. Şimdi ikimiz derme çatma bir yerde hayırseverlerin desteğiyle yaşam mücadelesi veriyoruz. Başka akrabalarımızda vardı. Fakat onlarla da bir birimizi kaybettik. Bizim yaşadığımız bu acıyı Allah kimseye yaşatmasın. Allah Türkiye’den razı olsun" dedi.
BÜTÜN AKRABALARINI KAYBEDEN BABA 9 ÇOCUĞUYLA
Türkiye’de 9 çocuğuyla birlikte bir yakınına sığınan Yunis El Salih ise bir gün savaş bittiğinde ülkesine dönmeyi hayal ettiğini söyledi. Yunis El Salih, “Atılan bombalar ve çatışmalar bizi ülkemizden ayırdı. 9 çocuğumla Türkiye’ye geçmek için sınıra geldim. Sınırda uzun sıkıntılar sonrasında Türkiye’ye sığındım.Biz geldik fakat bir çok yakınım yeğenlerim, amcalarım şehit oldu. Bazı akrabalarımızla da bir birimizi kaybettik. Tek tesellim çocuklarımla bir arada bulunuyor olmam" ifadelerini kullandı.
SAVAŞ BAŞLADIĞINDAN BERİ AİLESİYLE GÖRÜŞEMİYOR
Savaş çıktıktan sonra bir çok akrabasını göremediğini belirten Fatıma Hulusi de “Suriye’de Şam’da olan akrabalarım vardı. Hiç birinin savaş çıktıktan sonra göremiyorum. Kendi ailemi ise göç etmeye başladığımızda kaybettim. Böyle param parça bir hayat mücadelesi veriyoruz. Her birimiz bir yerlerde bir birimizden habersiz yaşıyoruz" dedi.