Prof. Dr. Veysel Eroğlu, Osmanlının Fransızlara karşı kazandığı Akka Zaferi hakkında açıklama yaptı:
Üç kıtaya hükmeden Osmanlı İmparatorluğu 600 yıl boyunca pek çok zafere imza atmıştır. Bu şanlı zaferlerden birisi de unutulmuş Akka Zaferi’dir. Mühendis olmamın yanında aynı zamanda bir tarihçi olarak bu şanlı zaferlerimizin genç nesillerimize aktarmayı kendimde bir borç olarak görüyorum. Tarihini iyi bilen devletler geleceğe emin adımlarla yürürler. 10 Mayıs 1799 tarihinde Cezzar Ahmet Paşa tarafından Napolyon Bonapart’a karşı kazanılan Akka Zaferi’nin 223. Sene-i devriyesini gönülden kutluyorum.
Napolyon Bonapart'a karşı Akka Kalesi'ni savunarak büyük bir zafer kazanan Cezzar Ahmet Paşa’nın karşısında ilk yenilgisini yaşayan Napolyon Bonapart: ''Akka’da durdurulmasaydım, bütün Doğu’yu ele geçirebilirdim!'' sözünü söylemiştir.
Tarihini bilmeyen milletler atide destanlar yazmaz. Şanlı bir tarihimiz var. Ancak bir dönem geçmişteki bazı zaferlerimiz yeni nesillere unutturulmaya çalışılmıştır. Bunlardan birisi Kut’ül Amare Zaferidir. Birinci Cihan Harbi esnasında 29 Nisan 1916 tarihinde Şanlı Ordumuzun İngilizlere karşı kazandığı bir zaferdi. Bu zaferi yad etmek üzere Kut bayramı olarak 1952 yılına kadar kutlanılmaktaydı. İngilizlerin ricası üzerine Kut’ül Amare Zaferinin kutlaması o sene terkedilmişti. Ancak Sayın Cumhurbaşkanımız bu konuda gereğini yapmış ve bazı tanıtım faaliyetleri düzenlenmiş, kitaplar yayınlanmıştı.
Şimdi Unutturulan başka bir zaferi gündeme taşıyoruz.
AKKA ZAFERİ
Cezzar Ahmed Paşa:
18.Yüzyıl sonlarında Osmanlı Devletinin Suriye bölgesinin idaresinde kilit rol oynayan, Fransız Ordusunun komutanı Napolyon Bonaparta karşı Akkâ Zaferini kazanan kahraman bir Osmanlı veziridir. Cesareti ve kahramanlığı ile nam salmış kişi olduğundan kısa zamanda Rumeli beylerbeyiliği pâyesi ve ardından Karahisar mutasarrıflığı verildi; 1775’te vezirlik rütbesiyle Sayda valiliğine getirildi.
1780 Yılında Şam valiliğine tayin edildi. Daha sonra da Mısır’daki vaziyetin karışıklığı göz önünde tutularak yeniden o bölgeye daha yakın olması hasebiyle Sayda eyaletinde vazifelendirildi. Gerek Şam gerekse Sayda valilikleri sırasında sürekli olarak Akkâ’da oturan Cezzâr Ahmed Paşa, memlük gruplarının çıkardıkları isyanı bastırdıktan sonra Akkâ’daki mevkiini daha da güçlendirdi.
Akkâ, Sayda ve Beyrut’ta ticarî faaliyetleri kontrolü altına aldı, çok gelir getiren ve Avrupalı tüccarların gözde malları olan pamuklu, hububat ve ipekli ticaretini kontrol altına aldı. Bu iktisadî güç siyasî kudretinin de anahtarı oldu. Onun bu faaliyetleri özellikle Fransızlar’ı endişeye sevketti, ticarî menfaatleri zedelenen Fransızlar, Cezzâr hakkında menfi propaganda başlattılar. Hatta İstanbul’daki Fransız elçisi Cezzâr’ı III. Selim’e şikâyet ettiğiği tarihi vesikalarda ifade edilmektedir. Ancak o sırada Fransa’da Napolyon Bonapart devri başlamıştı. Siyaset, Onun Mısır, Ortadoğu, İran ve Hindistan ile alakalı cüretkâr hayali ile yepyeni bir şekil kazandı. Mısır’ı işgal eden Napolyon’un bu hareketine Osmanlı Devleti çok sert bir tavır aldı. Osmanlı hükümeti, Mısır’ı çok iyi tanıyan Cezzâr’ı Mısır seraskeri olarak tayin etti. Asker takviyesi ile lüzumlu askeri mazzeme ve mühimmatı göndermeyi kararlaştırdı. Napolyon hayalini gerçekleştirmek için Mısır’dan Suriye bölgesine ilerleyip El-Ariş, Gazze ve Yafa'yı işgal etmişti. Yafa ancak 6 gün direnebildi. Fransızlar burada çoluk çocuk, kadın, ihtiyar demeden 4000 ahaliyi hunharca katlettiler. Fransız Ordusu, 18 Mart 1799'da Akka önüne gelmişti. Napolyon, bu bölgenin kilidi durumundaki Akkâ’yı zapta karar verdi. 19 ve 20 Mart 1799’daki hücumlarla başlayan Akkâ muhasarasında Cezzâr Ahmed Paşa, Fransızlara şiddetle karşı koydu.
Akka’yı müdafaa etmek üzere yeni kurulmuş Nizâm-ı Cedîd askerine mensup bir kuvvet de mevcuttu. Ayrıca İstanbul’dan donanma ile yeni askerî kuvvetler gönderilmişti. Napolyon Akka’yı birkaç günde teslim alıp böylece Şam, Bağdat, Hindistan yolunun kendisine açılacağını hayal ediyordu. Muhtemelen Büyük İskender’in hayalini görüyordu. Öncelikle Cezzar Ahmed Paşaya bir mektup yazarak ömrünün ahir zamanında kendisini kurtararak ibadetle meşgul olmasını kaleyi teslim etmesini teklif etti. Cezzar o tarihlerde muhtemelen 75 yaşlarında idi. Kaledeki bütün askerleri topladı ve tarihi bir nutuk irad etti. Bütün askerler ve ahali kanlarının son damlasına kadar çarpışacaklarına yemin ettiler ve küstah Napolyon’a ders verelim dediler. Cezzar Ahmed Paşanın elçiye verdiği cevap gurur vesilemizdir:
“Devlet-i Ali Osman bu şehri size teslim etmek için beni vezir yapmadı, ben Boşnak Cezzar Ahmed Paşayım. Şehadet rütbesine ulaşıncaya kadar şehirden size bir damla bile içecek vermeyeceğim.”
Birbiri ardınca yaptığı saldırılardan bir hiçbir netice alamayan Bonapart, 10 Mayıs 1799 tarihinde yardım kuvvetlerinin yetişmesiyle birlikte büyük bir hezimete uğradı. Takriben 1724 Doğumlu o tarihte 75 Yaşında olan Kahraman Cezar Ahmed Paşa ve Askerleri, şanlı tarihimize AKKA ZAFERİ namıyla bir sahife daha yazmışlardı. Ruhları şad olsun.
Bu hezimet Napolyon Bonapart’ın Doğu hayalini de suya düşürdü. Bir süre sonra 20 Mayıs’ta kuşatmayı kaldırıp geri çekilmeye mecbur oldu.
Ahmed Paşa'nın karşısında ilk yenilgisini yaşayan Napolyon: ''Akka'da durdurulmasaydım, bütün Doğu'yu ele geçirebilirdim!'' sözünü söylemiştir.
Cezzâr Ahmed Paşa, sert siyasetiyle asayişi temin ederken Akkâ, Sayda, Beyrut gibi önemli merkezlerin iktisadî bakımdan gelişmelerini sağlamış; Akkâ’da biri kendi adını taşıyan altı cami, iki çarşı ve birçok han, hamam, çeşme, yedi su değirmeni yaptırmış, surları esaslı şekilde onartmıştır. Ölümüne kadar Akka Beylerbeyliği vazifesini yürütmüştür.
Cezzar Ahmed Paşa, 7 Mayıs 1804'te vefat etti. Allah rahmet eylesin. Ruhu şad, makamı Cennet olsun.