Kitapta yer alan bilgilere göre, Osmanlı döneminde hastalar ücretsiz tedavi ediliyor, tedavide zengin-fakir ayrımı yapılmıyordu. Hastalar daha çok evlerde tedavi ediliyor, doktorlar bizzat eve kadar gidip hastasıyla ilgileniyordu. Hastalar için yapılan harcamalar sultanların hazinesinden ve kendi mallarından elde edilen gelirlerle karşılanıyordu. Başbakanlık Osmanlı Arşivi Belgeleri Işığında 2. Abdülhamid Devri’nde Kurulan ve Geliştirilen Hastaneler’ adlı 784 sayfalık kitap, Yrd. Doç. Dr. Ahmet Zeki İzgüer, Uzman Ramazan Tuğ ve Prof. Dr. Nil Sarı’nın uzun çalışmaları sonucu ortaya çıktı. Eserdeki belgeler, 2. Abdülhamid döneminde sağlık ve sosyal yardım hizmetlerinin çağdaşlaşıp kurumsallaştığını ortaya koyuyor.
İstanbul Üniversitesi Nadir Eserler Kütüphanesi’nden temin edilen fotoğraflar, EVYAP’ın katkılarıyla hazırlanan kitaba görsel katkı sağlıyor. Kitapta hizmet verilen hasta kesimi esas alınarak hastaneler belirli başlıklar altında toplanıyor, bulundukları belde sırasına göre sağlık kurumlarının listesi yer alıyor.
Osmanlıca belge ve fotoğraflarla bezenen kitapta, 2. Abdülhamid döneminde yapılan, inşa edilen, onarılan, açılışı yapılan hastaneler hakkında bilgiler veriliyor. Eserde yer alan belgelere göre; Osmanlı darüşşifaları vakıf kurumları olduğu için hastalar ücretsiz tedavi ediliyordu. Hastaların tedavisinde zengin ve fakir farkı gözetilmiyordu. Kamu hizmeti veren hastanelerin adaletli bir şekilde Osmanlı coğrafyasına yayılması sağlanıyordu. Sağlık kurumlarının yapılaşmasında ihtiyaç prensibi göz önünde bulunduruluyordu. Hastalar daha çok evlerde tedavi ediliyor, doktorlar bizzat eve kadar gidip hastasıyla ilgileniyordu. Hastalar için yapılan harcamalar, sultanların hazinesinden ve kendi mallarından elde edilen gelirlerle karşılanıyordu. Osmanlı’da asker, misyoner, belediye, saray, eğitim ve kadın hastanelerinin yanı sıra bir çok özel hastane bulunuyordu. Bir çok hastanenin açılışı 2. Abdülhamid’in doğum tarihine denk getiriliyordu.
Osmanlı tarihi boyunca doktorlar hekimlik mesleğini serbest olarak icra ediyordu. Hekimler seyyar olarak muayenehanesiz veya muayenehaneli olarak çalışabiliyordu. Özel hastaneler 19. yüzyılın sonlarında yasa dışı olarak açılmaya başlamıştı. 2. Abdülhamit döneminde özel hastane açma izni resmen verildi. 24 Mayıs 1898 tarihli belgede yer alan Özel Hastane Nizamnamesi’nin ilk maddesiyle hastane kurucusunun Osmanlı tebası olma şartı getirildi. Yabancılar, Osmanlı tebası kişiler adına hastane kurarak faaliyetlerini sürdürdü. Yönetmeliğe aykırı açılan özel hastaneler kapatıldı.
Osmanlı döneminde gayrimüslimlerin eğitim ve sağlık hizmetlerine de izin veriliyordu. Hatta 2. Abdülhamid, 25. saltanat senesi münasebetiyle Musevi mektebi hastaneleri ile diğer gayrimüslimlerin müesseselerine 25 bin kuruş, Musevi mektepleriyle hastanesi için 8 bin kuruş bağışta bulunmuştu.
Osmanlı döneminde belediyeler de hastane açıyordu. Osmanlı’da ilk belediye hastanesi, 1865 kolera salgınından sonra Beyoğlu’nda açıldı. Rahibelerin hizmet verdiği hastanede inanç ve soy ayrımı yapılmadan hastalar ücretsiz tedavi ediliyordu. 2. Abdülhamid döneminde İstanbul’da Şehremaneti’ne bağlı olmak üzere 10 belediye dairesi kuruldu ve bu belediyeler adına hastaneler açıldı. 2. Abdülhamit döneminde belediye hastanesi açılan diğer yerleşim birimleri şu şekildeydi: Antep, Bağdat, Dedeağaç, Dimetoka, Edirne, Kırkkilise, Konya, Kudüs, Samsun, Selanik, Suşehri, Şam, Trablusgarp, Üsküp, Suriye’deki Zor sancağı.
2. Abdülhamid dönemi ayrıca salgın hastalıklarla mücadele devriydi. Hızla yayılan kolera salgını, yeni hastanelere olan ihtiyacın daha da artmasına sebep olmuştu.
Kitapta yer alan bilgilere göre; Osmanlı döneminde açılan hastane çeşitleri şu şekildeydi:
Gureba hastaneleri.
Belediye hastaneleri.
Saray hastaneleri.
Hapishane hastaneleri.
Darülaceze hastaneleri.
Mektep hastaneleri.
Asker hastaneleri.
Hilal-i Ahmer Cemiyeti hastaneleri.
Gayrimüslim cemaat hastaneleri.
Yabancı misyon hastaneleri.
Özel hastaneler.
Eğitim hastaneleri.
Kadınlara mahsus hastaneler.
Çocuk hastaneleri.
Salgın hastalıklara mahsus hastaneler.
Hamidiye hastaneleri.
İstanbul Üniversitesi Nadir Eserler Kütüphanesi’nden temin edilen fotoğraflar, EVYAP’ın katkılarıyla hazırlanan kitaba görsel katkı sağlıyor. Kitapta hizmet verilen hasta kesimi esas alınarak hastaneler belirli başlıklar altında toplanıyor, bulundukları belde sırasına göre sağlık kurumlarının listesi yer alıyor.
OSMANLI COĞRAFYASINA ADALETLİ DAĞILIM
Osmanlıca belge ve fotoğraflarla bezenen kitapta, 2. Abdülhamid döneminde yapılan, inşa edilen, onarılan, açılışı yapılan hastaneler hakkında bilgiler veriliyor. Eserde yer alan belgelere göre; Osmanlı darüşşifaları vakıf kurumları olduğu için hastalar ücretsiz tedavi ediliyordu. Hastaların tedavisinde zengin ve fakir farkı gözetilmiyordu. Kamu hizmeti veren hastanelerin adaletli bir şekilde Osmanlı coğrafyasına yayılması sağlanıyordu. Sağlık kurumlarının yapılaşmasında ihtiyaç prensibi göz önünde bulunduruluyordu. Hastalar daha çok evlerde tedavi ediliyor, doktorlar bizzat eve kadar gidip hastasıyla ilgileniyordu. Hastalar için yapılan harcamalar, sultanların hazinesinden ve kendi mallarından elde edilen gelirlerle karşılanıyordu. Osmanlı’da asker, misyoner, belediye, saray, eğitim ve kadın hastanelerinin yanı sıra bir çok özel hastane bulunuyordu. Bir çok hastanenin açılışı 2. Abdülhamid’in doğum tarihine denk getiriliyordu.
ÖZEL HASTANE İZNİ
Osmanlı tarihi boyunca doktorlar hekimlik mesleğini serbest olarak icra ediyordu. Hekimler seyyar olarak muayenehanesiz veya muayenehaneli olarak çalışabiliyordu. Özel hastaneler 19. yüzyılın sonlarında yasa dışı olarak açılmaya başlamıştı. 2. Abdülhamit döneminde özel hastane açma izni resmen verildi. 24 Mayıs 1898 tarihli belgede yer alan Özel Hastane Nizamnamesi’nin ilk maddesiyle hastane kurucusunun Osmanlı tebası olma şartı getirildi. Yabancılar, Osmanlı tebası kişiler adına hastane kurarak faaliyetlerini sürdürdü. Yönetmeliğe aykırı açılan özel hastaneler kapatıldı.
GAYRİMÜSLİMLERİN DURUMU
Osmanlı döneminde gayrimüslimlerin eğitim ve sağlık hizmetlerine de izin veriliyordu. Hatta 2. Abdülhamid, 25. saltanat senesi münasebetiyle Musevi mektebi hastaneleri ile diğer gayrimüslimlerin müesseselerine 25 bin kuruş, Musevi mektepleriyle hastanesi için 8 bin kuruş bağışta bulunmuştu.
BELEDİYELER HASTANE AÇARDI
Osmanlı döneminde belediyeler de hastane açıyordu. Osmanlı’da ilk belediye hastanesi, 1865 kolera salgınından sonra Beyoğlu’nda açıldı. Rahibelerin hizmet verdiği hastanede inanç ve soy ayrımı yapılmadan hastalar ücretsiz tedavi ediliyordu. 2. Abdülhamid döneminde İstanbul’da Şehremaneti’ne bağlı olmak üzere 10 belediye dairesi kuruldu ve bu belediyeler adına hastaneler açıldı. 2. Abdülhamit döneminde belediye hastanesi açılan diğer yerleşim birimleri şu şekildeydi: Antep, Bağdat, Dedeağaç, Dimetoka, Edirne, Kırkkilise, Konya, Kudüs, Samsun, Selanik, Suşehri, Şam, Trablusgarp, Üsküp, Suriye’deki Zor sancağı.
2. Abdülhamid dönemi ayrıca salgın hastalıklarla mücadele devriydi. Hızla yayılan kolera salgını, yeni hastanelere olan ihtiyacın daha da artmasına sebep olmuştu.
Kitapta yer alan bilgilere göre; Osmanlı döneminde açılan hastane çeşitleri şu şekildeydi:
Gureba hastaneleri.
Belediye hastaneleri.
Saray hastaneleri.
Hapishane hastaneleri.
Darülaceze hastaneleri.
Mektep hastaneleri.
Asker hastaneleri.
Hilal-i Ahmer Cemiyeti hastaneleri.
Gayrimüslim cemaat hastaneleri.
Yabancı misyon hastaneleri.
Özel hastaneler.
Eğitim hastaneleri.
Kadınlara mahsus hastaneler.
Çocuk hastaneleri.
Salgın hastalıklara mahsus hastaneler.
Hamidiye hastaneleri.