Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Bilgehan Tağrikulu, kilo fazlalığı, uzun süre ayakta kalma, ayak yapısı, yürüyüş bozuklukları gibi etkenlerin topuk dikenine yol açabileceğini söyledi.
Medical Park Ankara Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Bilgehan Tağrikulu, topuk dikeni rahatsızlığıyla ilgili açıklamalarda bulundu. Topuk dikeninin, topuk kemiğinin alt kısmında kalsiyum birikmesi nedeniyle oluşan kemiksi çıkıntı olarak tanımlandığına dikkati çeken Tağrikuku, “Çoğunlukla ayağın altından geçen ve topuk kemiğini parmaklara bağlayan ‘plantar fasya’ adındaki kalın doku bandının iltihaplanması sonucunda ortaya çıkar. Kronik fasyanın zorlanmasına bağlıtopukta kalsiyum birikimine bağlı olur” diye konuştu.
Tağrikulu, topuk dikenine neden olabilecek faktörlerini ise kilo fazlalığı, uzun süre ayakta kalma, ayak yapısı, yürüyüş bozuklukları, ankilozan spondilit gibi romatizmal hastalıklar, düz tabanlık ayak kemer bozuklukları, aşil tendiniti olarak sıraladı.
Görülebilecek belirtilere değinen Tağrikulu, “Topukta ağrı, sabah ilk uyandığında bir süre basamama ve gün içinde ayakta kalmaya bağlı artan ağrılar görülebilir” şeklinde konuştu.
“Topuk Dikeni günlük hayatları ve spor hayatını etkileyen ciddi ağrı sebebi olmaktadır”
Topuk dikeninin bireyi nasıl etkilediğinden bahseden Tağrikulu, “Genellikle bu hastalar ayakkabı değiştirerek çözüm ararlar ancak özellikle ayakta çalışan hastalar gün içinde ciddi sosyal hayatı etkileyen ağrılarla baş etmek zorunda kalırlar. Hastaların günlük hayatları ve spor hayatını etkileyen ciddi ağrı sebebi olmaktadır” açıklamasında bulundu.
Topuk dikeninin nasıl anlaşıldığını söyleyen Tağrikulu, topuk ağrısı ile başvuran hastalarda çekilen basit bir düz radyografide değerlendirildiğini ve kolayca tanı konulduğunu vurguladı.
“Tedavide ana unsurlardan birisi de hastanın kilo vermesidir”
Topuk dikeninde tedavi yollarını anlatan Tağrikulu, şunları söyledi:
“Taban germe- açma egzersizleri, tabanlık kullanılması, kilo verme ve beraberinde lokal kortizon ve PRP enjeksiyonları tedavi yöntemleri arasında yer almaktadır. Rf ablasyon ve ESWT işlemi de ek tedavi yöntemlerindendir. Tedavide ana unsurlardan birisi de hastanın kilo vermesidir. Topuk dikeni tedavi edilmezse, hasta hayat kalitesini bozan ağrılarla baş etmek zorunda kalır ve beraberinde düzgün basamamaya bağlı baldır ve uyluğa vuran ağrılara sebep olabileceğinden tedavi edilmesi gerekir.”
“Tedavinin uygulama süresi 10-20 dakika arası”
ESWT tedavisinin ne olduğunu belirten Dr. Öğr. Üyesi Tağrikulu, “Kısaca şok dalga tedavisi olarak adlandırılan ESWT, yüksek basınçlı ses dalgalarının bir uygulama başlığı ile vücudun istenilen bölgesine uygulanmasına dayanan güvenilir bir tedavi yöntemidir. Toplam 3 ila 5 seans olarak uygulanır. Uygulama süresi 10-20 dakika arasıdır. Uygulama sonrasında hasta günlük yaşantısına devam edebilir. Tedavi sonrası 4-6 hafta içerisinde ağrı ve şikâyetler büyük oranda ortadan kalkarak hastanın yaşam kalitesinde düzelme sağlanmış olur” dedi.