Sinyal falan vermemişti. Az kalsın ölüyordum. En azından bir ‘geçmiş olsun' demelerini beklerdim” dedi.
Eskişehir'de yaşayan Aslı Ece Ersoy (22), 1 Ekim günü sabah saatlerinde işe gitmek için evinden motosikletiyle yola çıktı. Atatürk Bulvarı üzerinde sol şeritten ilerleyen Ersoy, iddiaya göre aynı bulvar üzerinde orta şeritten dönel kavşağa yaklaşırken aniden sola dönüş yapmak isteyen hafif ticari araca çarptı. Kazanın ardından olay yerine 112 Acil Sağlık ve polis ekipleri sevk edildi.
Ağır yaralanan Ersoy, ambulansla Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesine kaldırıldı. 20 gün yoğun bakımda kaldıktan sonra hayati tehlikeyi atlatan Ersoy, gerekli tedavilerinin ardından taburcu edildi. Vücudunun çeşitli yerlerinde çoklu kırıklar olan Ersoy; yürüyemediğini, sol elini kullanamadığını ve ağrılarının olduğunu kaydetti.
Ailesinin ve tekerlekli sandalyenin yardımıyla günlük hayatına devam eden Ersoy, fizik tedavi ve rehabilitasyon ile tekrar ayağa kalkmak istediğini de belirtti. Arkadaşları ve yakın çevresi tarafından motosiklet tutkunu olarak bilinen Aslı Ece Ersoy en büyük tutkusunun elinden alındığını söyledi.
“En azından bir ‘geçmiş olsun' demelerini beklerdim”
Geçirdiği kazayı ve yaşadıklarını anlatan 22 yaşındaki Aslı Ece Ersoy, “Motosikletimle işe giderken, akan trafikte sol şeritte yoluma devam ediyordum. Sonrasında orta şeritten giden bir araç, kavşaktan dönmek için aniden önüme kırdı. Sinyal falan vermemişti. Sonrası aslında çok da yok. Bir ses duydum, ondan sonra gözlerimi açtığımda birisi bana bakıyordu. Gözlerimi tekrar kapattığımda, ambulanstaki sesler vardı. Sonraki gözlerimi açışım da hastanede oldu. Şu anda yürüyemiyorum. Sol elimi kullanamıyorum. Omurgam kırıldığı için ağrım da var. Şu anda ağrılı bir süreç yaşıyorum ve fizik tedavi de alıyorum. Çarpıştığım araç Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi (ESKİ) aracıydı. Ben onlardan bir dönüş beklerdim, en azından bir ‘geçmiş olsun' demelerini. Ben neredeyse 20 gün yoğun bakımda kaldım. Bu sürede az kalsın ölüyordum. En son hemşirenin bana ‘Aslı kendine gel, nefes al' diye bağırdığını ve her tarafın karardığını hatırlıyorum o gün. Yani bu süreçte sadece kaza geçirmedim, birçok kere az kalsın ölüyordum. Hiç kimse geçmiş olsun bile demedi. Ben şoförden özür beklemiyorum, ama en azından kurumun özür dilemesini beklerdim” diye konuştu.
Abdullah Güçlü - Şevket Can Çikot