Özel Gaziantep Anka Hastanesi Psikologu Zeynep Pelin Özdemir, eğitim öğretim döneminin ilk yarısının bitimine kısa bir süre kala öğrencileri tatil heyecanı, aileleri ise nasıl bir karne ile karşılaşacakları düşüncesi sardığını belirterek, kötü notlarla ilgili ailelere uyarılarda bulundu. Özdemir, karnelerin bir başarı ölçüsü olarak görülmemesi gerektiğini belirtti. Ebeveynlerin zayıf bir karne karşında göstereceği davranışların, çocuklarının tüm eğitim hayatında önemli rol oynayacağına dikkat çeken Uzman Psikolog Özdemir, "Karne bazı öğrenciler için mutluluk, bazı öğrenciler için ise korku kaynağı olabilmektedir. Dikkat edilmesi gereken karne sonuçları değerlendirilirken yapılan eleştirinin çocuğunun karakterine değil, ders notlarına olmasıdır. Karnesi kötü olan çocuklara aşağılayıcı, kıyaslayıcı ve utandırıcı davranışlar sergilenmemelidir. Bu davranışlar zannedildiği gibi çocuk üzerinde ders verici değil, olumsuz bir benlik gelişimine ve kendine güven eksikliğine neden olabilir. Bunun yerine çocuklarla ders notlarını düzeltilebileceğine yönelik cesaret verici, rehberlik edici konuşmalar yapmak gerekmektedir. Karne başarının tek ölçüsü değildir. Bunu da unutmamalıyız" diye konuştu
"Yarıyıl tatili iyi değerlendirilmeli"
Uzman Psikolog Özdemir, yarıyıl tatilinin iyi değerlendirilmesi gerektiğini hatırlatarak, ailelere şu önerilerde bulundu:
“Bir tarafta eğitim öğretim yılının ilk yarı yılının sona ermesini heyecanla bekleyen çocuklar, diğer tarafta kimi neşeli, kimi kaygılı aileler. İki tarafı da bir araya getirip aynı pencereden bakmasını sağlayacak olan en önemli etken, bu sürecin iyi bir şekilde değerlendirilmesidir. Her çocuğun dinlenme ve eğlenme biçimi, ihtiyacı farklıdır. Bu nedenle hem aile hem de çocuğun ihtiyaçlarına uygun olan bir tatil planlanmalıdır. Yarı yıl tatilinin verimli geçirilmesi, tatil süresince çocuğa ders çalışması yönünde aşırı baskı yapmak anlamına gelmemelidir. Çocuğun ikinci döneme daha enerjik başlaması için yeteri kadar dinlenmesi, eğlenmesi de gerekmektedir. Ancak yarıyıl tatilinde teknolojinin sınırsız kullanımına inanan çocuklara, anne ve babaların tatile girmeden önce kuralların yarıyılda da esnetilerek de olsa devam edeceğinin sinyallerini vermeleri gerekmektedir. Ailelerin çocuklarıyla birlikte sinemaya, tiyatroya gitmesi, müzeleri ziyaret etmesi, spor aktivitelerinde bulunması çocukları için hem eğlenceli olacak hem de onların gelişimine katkı sağlayacaktır.”
"Tatil sadece dinlenmek değildir"
Psikolog Özdemir, yarıyıl tatili öğrenciler için sadece dinlenme, eğlenme, televizyon ve bilgisayar başında zaman geçirme olarak düşünülmemesi gerektiğine de dikkat çekerek, "Tatil dönemini dersten uzak geçirmek ikinci yarıyıla başlarken derslere tekrar adapte olmak konusunda yaşanan problemlerin en önemli nedenidir. Bunun önüne geçmek adına anne ve babaların bu durumu çocuklarına izah etmeleri ve çocukları ile birlikte uyulabilecek bir plan oluşturmaları, onlara sorumluluk bilincinin de kazandırıldığı iyi bir yöntemdir. Bu yöntemde dikkat edilmesi gereken en önemli şey, hazırlanan programda ders için ayrılan sürenin dönem içerisindeki saatler kadar yoğun olmamasıdır" diye konuştu.
"Yarıyıl tatili iyi değerlendirilmeli"
Uzman Psikolog Özdemir, yarıyıl tatilinin iyi değerlendirilmesi gerektiğini hatırlatarak, ailelere şu önerilerde bulundu:
“Bir tarafta eğitim öğretim yılının ilk yarı yılının sona ermesini heyecanla bekleyen çocuklar, diğer tarafta kimi neşeli, kimi kaygılı aileler. İki tarafı da bir araya getirip aynı pencereden bakmasını sağlayacak olan en önemli etken, bu sürecin iyi bir şekilde değerlendirilmesidir. Her çocuğun dinlenme ve eğlenme biçimi, ihtiyacı farklıdır. Bu nedenle hem aile hem de çocuğun ihtiyaçlarına uygun olan bir tatil planlanmalıdır. Yarı yıl tatilinin verimli geçirilmesi, tatil süresince çocuğa ders çalışması yönünde aşırı baskı yapmak anlamına gelmemelidir. Çocuğun ikinci döneme daha enerjik başlaması için yeteri kadar dinlenmesi, eğlenmesi de gerekmektedir. Ancak yarıyıl tatilinde teknolojinin sınırsız kullanımına inanan çocuklara, anne ve babaların tatile girmeden önce kuralların yarıyılda da esnetilerek de olsa devam edeceğinin sinyallerini vermeleri gerekmektedir. Ailelerin çocuklarıyla birlikte sinemaya, tiyatroya gitmesi, müzeleri ziyaret etmesi, spor aktivitelerinde bulunması çocukları için hem eğlenceli olacak hem de onların gelişimine katkı sağlayacaktır.”
"Tatil sadece dinlenmek değildir"
Psikolog Özdemir, yarıyıl tatili öğrenciler için sadece dinlenme, eğlenme, televizyon ve bilgisayar başında zaman geçirme olarak düşünülmemesi gerektiğine de dikkat çekerek, "Tatil dönemini dersten uzak geçirmek ikinci yarıyıla başlarken derslere tekrar adapte olmak konusunda yaşanan problemlerin en önemli nedenidir. Bunun önüne geçmek adına anne ve babaların bu durumu çocuklarına izah etmeleri ve çocukları ile birlikte uyulabilecek bir plan oluşturmaları, onlara sorumluluk bilincinin de kazandırıldığı iyi bir yöntemdir. Bu yöntemde dikkat edilmesi gereken en önemli şey, hazırlanan programda ders için ayrılan sürenin dönem içerisindeki saatler kadar yoğun olmamasıdır" diye konuştu.