Minik elinde matkap, mobilyanın ayaklarını takıyor. Ahşapları özenle tezgâha yerleştirdikten sonra menteşelerini çakıyor. Yaz tatilini günde 11 saat marangoz atölyesinde çalışarak geçirecek. Daha 14 yaşında. Yaşıtları tatil planları yapıyor. Onun içinse tatilin anlamı çalışmak. Okuyabilmek, ailesini geçindirmek için para kazanmak zorunda. Kendisi çocuk ama sorumlulukları yetişkin...
Okulların kapandığı gün, bu yıl aynı zamanda Dünya Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Günü olan 12 Haziran’a denk geldi. TÜİK’in 2012 verilerine göre Türkiye’de 6-17 yaş arasında 893 bin çocuk işçi var. Bu çocukların yüzde 49.8’i hem okuyor hem çalışıyor. İ.E. bu çocuklardan sadece biri.
İş bulabilmek için Tokat’tan İstanbul’a göç eden bir ailenin üç çocuğundan biri. İnşaat işçisi babasının kazandığı parayla beş kişilik ailelerini geçindirmeye çalışıyorlar. Son iki yıldır yaz tatillerinde İ.E. de çalışıyor. Ayda kazandığı 300 TL ile ailesine destek oluyor.
"Ailede tek babam çalışıyor. Ona da üzülüyorum. Ben de çalışmak istiyorum. Harçlığımı ve okul masraflarımı çıkartıyorum. Çalışmazsam vicdanım rahat etmiyor. Kazandığım parayla çantamı, okul elbisemi alıyorum. Kalanını da aileme veriyorum. Ailem o parayla eve bir şeyler alıyor, bizi doyurmaya çalışıyor. Benim için tatil yok."
Haftada bir gün çocuk
Sabah sekizde işbaşı yapıyor. Geçen yıl da aynı atölyede çalıştığı için eli işe yatkın. Yapılan mobilyaların bantlarını çekiyor, ayaklarını, menteşelerini takıyor. Siparişler tamamlandıktan sonra montaj için evlere de gidiyor. Akşam saat 19.00’da paydos ettikten sonra ise evin yolunu tutuyor. Tüm hayatı bu. Çocuk olduğunu ise sadece haftada bir gün, izin günlerinde hatırlıyor.
"Alışveriş merkezlerine, lunaparka gitmek istiyorum ama gidemiyorum. Mahallede futbol, dokuz taş oynuyoruz."
İ.E başarılı bir öğrenci. Teşekkür aldığını söylüyor gururla. 8. sınıftan mezun olan İ.E., TEOG’da iyi bir puan aldığını ve Anadolu Lisesi’ne gidebileceğini anlatıyor. Bilgisayar mühendisi olmak istiyor.
Gece 23.00’e kadar market mesaisi
Çalışmak zorunda olan çocuklardan biri de 14 yaşındaki F.E. Yedi çocuklu bir ailenin kızı. Aileleri toplam 10 kişi. Onun da babası inşaat işçisi. Ailede dört çocuk okuyor, diğerleri okul çağında değil. O da üç yıldır kimi zaman yaz tatillerinde, kimi zaman da okul sonrasında çalışıyor.
Okuldan sonra çalıştığı marketten yeni ayrılan F.E.’ nin yaz tatili boyunca yapacağı işi hazır. Tekstil atölyesinde paketleme yapacak.
"5. sınıftayken Tokat’tan İstanbul’a göç ettik. 6. sınıfa geçtiğim yaz çorap tekstilinde çalıştım. Bu yıl okuldan sonra birkaç ay markette çalıştım. Okuldan sonra öğlen 12.00’de gidiyordum markete. Akşam 23.00’te eve geliyordum. Çok geç saatte döndüğüm için bıraktım. Okulla birlikte çok zor oluyordu. Ödevlerimi yapamıyordum. "
Tatil de, karne hediyesi de yok
F.E. için tatil gibi karne hediyesi de bilmediği bir ritüel. İstiyor... "Ne isterdin" sorusuna hiç düşünmeden bilgisayar yanıtını veriyor.
"Ama alamıyorum. Çünkü ailemin maddi durumu olmadığı için kendim çalışıp yardım ediyorum. Babamın maaşı yetmiyor. Her yaz çalıştığım için tatilin nasıl geçtiğini bilmiyorum. Yaz tatili olunca bazı çocuklar çalışıyor, bazıları çalışmıyor. Çünkü onların maddi durumları iyi. Ben de diğer çocuklar gibi gezmek istiyorum ama gezemiyorum. Akrabalarıma gitmek, sahile gitmek isterdim. "
F.E. işe gitmediğinde de evde çalışıyor. Kardeşlerine bakıyor, annesine yardım ediyor.
Çalışma saatleri uzun
Rakamlar da çocukların çalıştığı ağır şartları ortaya koyuyor. DİSK Araştırma Enstitüsü’nün ’Türkiye’de Çocuk İşçiliği Gerçeği Raporu’na göre, 900 bin çocuk ’hane halkına katkı sağlamak’ için çalışıyor. Çocuk işçilerin aylık ortalama maaşı 400 TL. Yüzde 34’ü işte aşırı yoruluyor, yüzde 36’sının haftalık izni, yüzde 89’unun ücretli yıllık izini yok. Üçte birine de işyerinde yemek verilmiyor.
Çalışma saatleri de ağır. 6-17 yaş arasındaki çocukların haftalık çalışma süresi 40 saati buluyor. Okula devam etmeden çalışan çocuklarda bu süre haftada 54 saate çıkıyor.
Çalışan çocukların eğitim de aksıyor. TÜİK’in 2012 verilerine Türkiye’de 6-17 yaş arasında 1 milyon 297 bin çocuk okula gitmiyor. Bu çocukların yaklaşık yüzde 35’i ekonomik işlerde, yüzde 40’ı ise ev işlerinde çalışıyor.
Umay Aktaş Salman/El Jazeera Türk
Okulların kapandığı gün, bu yıl aynı zamanda Dünya Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Günü olan 12 Haziran’a denk geldi. TÜİK’in 2012 verilerine göre Türkiye’de 6-17 yaş arasında 893 bin çocuk işçi var. Bu çocukların yüzde 49.8’i hem okuyor hem çalışıyor. İ.E. bu çocuklardan sadece biri.
İş bulabilmek için Tokat’tan İstanbul’a göç eden bir ailenin üç çocuğundan biri. İnşaat işçisi babasının kazandığı parayla beş kişilik ailelerini geçindirmeye çalışıyorlar. Son iki yıldır yaz tatillerinde İ.E. de çalışıyor. Ayda kazandığı 300 TL ile ailesine destek oluyor.
"Ailede tek babam çalışıyor. Ona da üzülüyorum. Ben de çalışmak istiyorum. Harçlığımı ve okul masraflarımı çıkartıyorum. Çalışmazsam vicdanım rahat etmiyor. Kazandığım parayla çantamı, okul elbisemi alıyorum. Kalanını da aileme veriyorum. Ailem o parayla eve bir şeyler alıyor, bizi doyurmaya çalışıyor. Benim için tatil yok."
Haftada bir gün çocuk
Sabah sekizde işbaşı yapıyor. Geçen yıl da aynı atölyede çalıştığı için eli işe yatkın. Yapılan mobilyaların bantlarını çekiyor, ayaklarını, menteşelerini takıyor. Siparişler tamamlandıktan sonra montaj için evlere de gidiyor. Akşam saat 19.00’da paydos ettikten sonra ise evin yolunu tutuyor. Tüm hayatı bu. Çocuk olduğunu ise sadece haftada bir gün, izin günlerinde hatırlıyor.
"Alışveriş merkezlerine, lunaparka gitmek istiyorum ama gidemiyorum. Mahallede futbol, dokuz taş oynuyoruz."
İ.E başarılı bir öğrenci. Teşekkür aldığını söylüyor gururla. 8. sınıftan mezun olan İ.E., TEOG’da iyi bir puan aldığını ve Anadolu Lisesi’ne gidebileceğini anlatıyor. Bilgisayar mühendisi olmak istiyor.
Gece 23.00’e kadar market mesaisi
Çalışmak zorunda olan çocuklardan biri de 14 yaşındaki F.E. Yedi çocuklu bir ailenin kızı. Aileleri toplam 10 kişi. Onun da babası inşaat işçisi. Ailede dört çocuk okuyor, diğerleri okul çağında değil. O da üç yıldır kimi zaman yaz tatillerinde, kimi zaman da okul sonrasında çalışıyor.
Okuldan sonra çalıştığı marketten yeni ayrılan F.E.’ nin yaz tatili boyunca yapacağı işi hazır. Tekstil atölyesinde paketleme yapacak.
"5. sınıftayken Tokat’tan İstanbul’a göç ettik. 6. sınıfa geçtiğim yaz çorap tekstilinde çalıştım. Bu yıl okuldan sonra birkaç ay markette çalıştım. Okuldan sonra öğlen 12.00’de gidiyordum markete. Akşam 23.00’te eve geliyordum. Çok geç saatte döndüğüm için bıraktım. Okulla birlikte çok zor oluyordu. Ödevlerimi yapamıyordum. "
Tatil de, karne hediyesi de yok
F.E. için tatil gibi karne hediyesi de bilmediği bir ritüel. İstiyor... "Ne isterdin" sorusuna hiç düşünmeden bilgisayar yanıtını veriyor.
"Ama alamıyorum. Çünkü ailemin maddi durumu olmadığı için kendim çalışıp yardım ediyorum. Babamın maaşı yetmiyor. Her yaz çalıştığım için tatilin nasıl geçtiğini bilmiyorum. Yaz tatili olunca bazı çocuklar çalışıyor, bazıları çalışmıyor. Çünkü onların maddi durumları iyi. Ben de diğer çocuklar gibi gezmek istiyorum ama gezemiyorum. Akrabalarıma gitmek, sahile gitmek isterdim. "
F.E. işe gitmediğinde de evde çalışıyor. Kardeşlerine bakıyor, annesine yardım ediyor.
Çalışma saatleri uzun
Rakamlar da çocukların çalıştığı ağır şartları ortaya koyuyor. DİSK Araştırma Enstitüsü’nün ’Türkiye’de Çocuk İşçiliği Gerçeği Raporu’na göre, 900 bin çocuk ’hane halkına katkı sağlamak’ için çalışıyor. Çocuk işçilerin aylık ortalama maaşı 400 TL. Yüzde 34’ü işte aşırı yoruluyor, yüzde 36’sının haftalık izni, yüzde 89’unun ücretli yıllık izini yok. Üçte birine de işyerinde yemek verilmiyor.
Çalışma saatleri de ağır. 6-17 yaş arasındaki çocukların haftalık çalışma süresi 40 saati buluyor. Okula devam etmeden çalışan çocuklarda bu süre haftada 54 saate çıkıyor.
Çalışan çocukların eğitim de aksıyor. TÜİK’in 2012 verilerine Türkiye’de 6-17 yaş arasında 1 milyon 297 bin çocuk okula gitmiyor. Bu çocukların yaklaşık yüzde 35’i ekonomik işlerde, yüzde 40’ı ise ev işlerinde çalışıyor.
Umay Aktaş Salman/El Jazeera Türk