İç savaşın sürdüğü Suriye’de ABD öncülüğündeki koalisyon ve bazı ÖSO gruplarının desteğini alan PKK bağlantılı YPG, Suriye sınırındaki Telabyad’ı da ele geçirmiş, yaklaşık 6 ay önce IŞİD’in Kobani’ye yönelik saldırısını püskürtüp Telabyad’ı da alarak, Kobani ve Cezire kantonlarını birleştirmişti. Ele geçirdiği bölgelerde, özellikle Telabyad kırsalında Arap ve Türkmenlere yönelik etnik temizlik başlattığı ileri sürülen YPG güçlerinin, kentin doğusunda bulunan Arapları yaşadığı Mişirfe köyünü yaklaşık bir hafta önce boşalttığı ileri sürüldü.
Yaklaşık 150 hanenin bulunduğu köyde yaşayanların büyük bir bölümünün çatışmaların ilk başladığı dönemlerde Türkiye’ye geçmeyi başardığı belirtilirken, köyde kalan Suriyelilerden genç olanların ise esir alındığı, engelli, kadın, çocuk ve yaşlıların da zorla köyden çıkartıldığı kaydedildi.
Köyün çıkışındaki okul binasını karakola çeviren YPG’nin, okulun çatısına ise keskin nişancı yerleştirdiği belirtildi. Açıkta kalan Suriyelilerden bir kısmı kaçak olarak Türkiye’ye geçerken, kadın, çocuk ve engellilerden oluşan 20 kişilik grup ise mayınlı arazide sıkışıp kaldı. Aç ve susuz kaldığı öğrenilen grubun, yiyecek ve su almak amacıyla defalarca evlerine gitmek istediği ve keskin nişancı ve köy çıkışındaki kontrol noktasında bulunan YPG’liler tarafından ateş açılması nedeniyle geri döndüğü ileri sürüldü.
BEBEĞİNİ GÖSTEREREK YARDIM İSTEDİ
Mayınlı arazide yaşam mücadelesi veren grup, açlık ve susuzluğun yanı sıra aşırı sıcak ve bölgedeki akrep ve böcekler nedeniyle de hayli sıkıntı yaşıyor. Zaman zaman Türkiye sınırına yaklaşan grup, Türk askerinin uyarısı ile tel örgüden uzaklaşıyor. Askerleri ikna etmeye çalışan bir kadın ise iki eliyle kucağındaki bebeği havaya kaldırarak, yaşadıkları açlık ve susuzluğu anlatmaya çalıştı. Bir çocuk ise askerlerin uyarıları üzerine ise mayınlı tel örgüden fazla uzaklaşamadıklarını aksi halde YPG’lilerin ateş açtığını işaretlerle anlatmaya çalıştı.
İŞİD’E YARDIM VE YATAKLIK İDDİASI
Suriye’nin Telabyad kentine bağlı sınır köyü Mişirfe’den kaçak olarak Türkiye’ye geçmeyi başardığını belirten Hasan El Hüseyin, 11 çocuğu ve eşinin ise sınırın Suriye tarafındaki mayınlı bölgede kaldığını ifade etti. YPG’lilerin, köyü IŞİD militanlarına yardım ve yataklık yaptıkları gerekçesiyle boşalttığını söyleyen Hüseyin, “IŞİD’e yardım ve destek sağladığımız gerekçesiyle köyümüzdeki gençler, esir alındı. Biz de köyden çıkartıldık. Ben sınırı bir şekilde geçmeyi başardım. Ama aile sınırın öbür tarafında kaldı. Bir haftadır aç ve susuzlar. Bizim ne IŞDİ ile ne de başka bir örgütle bir bağlantımız yok. Eşim ve çocuklarım köyümüzdeki evimize gidip, su ve yiyecek almak istiyorlar ama köy çıkışındaki keskin nişancı ve kontrol noktasındaki YPG’liler ateş açıyor, köye yaklaştırmıyorlar. Benim temin ettiğim su ve yiyecekler askerlerin izin vermesi durumunda aileme ulaştırabiliyorum. Çok zor durumdalar, ya PYD’liler vuracak ya da hasta olup, ölecekler. Esir alınan gençlerden de haber alamıyoruz. Öldürüldüğünü düşünüyorum. Tek umudumuz Türkiye. Ailemin de Türkiye’ye alınmasını istiyoruz” dedi.
Şanlıurfa’nın Akçakale ilçesine bağlı Çömlekçi sınır köyünde yaşayan Ömer Bakaç, Hasan El Hüseyin’in akrabası olduğunu belirterek, sınır ötesinde bekleyen grubun bir haftadır ölümle burun buruna olduğunu kaydetti. Bakaç, “Bir haftadır aç, susuz, ölüm ortasında, bu sıcaklarda Türkiye’ye geçmek için bekliyorlar. Kimse onlara sahip, çıkmıyor, yardımcı olmuyor. Köylerine gidemiyorlar. PYD onları vuruyor. Köyün ilkokul binası üzerinde keskin nişancı var. Köye gitmek isteyeni vuruyorlar. Evlerine dönerek, oradan ekmek su gibi ihtiyaçlarını almak isteyenler, PYD müdahale ediyor, üzerilerine ateş açıyor. Bu nedenle bir haftadır mayınlı sahadan ayrılamıyorlar. Köylülerimiz yardım ediyor ama yeterli olmuyor. Yetkililerimizden sesimizi duymalarını istiyoruz” diye konuştu.
PYD’liler, bir süre sonra İHA ekibinin Türkiye tarafından yaptığı video çekimini fark etti. PYD bayrağının da bulunduğu okulun çatısında branda çekilerek oluşturulan gölgelik alandaki bir PYD’li dikkat çekti. PYD’linin keskin nişancı olduğu ileri sürülürken, keskin nişancı ve kendisini uyarmaya gelen arkadaşı, bir süre sonra okulun çatısına dayanan merdiven yardımıyla inerek, izlerini kaybettirdi.
Yaklaşık 150 hanenin bulunduğu köyde yaşayanların büyük bir bölümünün çatışmaların ilk başladığı dönemlerde Türkiye’ye geçmeyi başardığı belirtilirken, köyde kalan Suriyelilerden genç olanların ise esir alındığı, engelli, kadın, çocuk ve yaşlıların da zorla köyden çıkartıldığı kaydedildi.
Köyün çıkışındaki okul binasını karakola çeviren YPG’nin, okulun çatısına ise keskin nişancı yerleştirdiği belirtildi. Açıkta kalan Suriyelilerden bir kısmı kaçak olarak Türkiye’ye geçerken, kadın, çocuk ve engellilerden oluşan 20 kişilik grup ise mayınlı arazide sıkışıp kaldı. Aç ve susuz kaldığı öğrenilen grubun, yiyecek ve su almak amacıyla defalarca evlerine gitmek istediği ve keskin nişancı ve köy çıkışındaki kontrol noktasında bulunan YPG’liler tarafından ateş açılması nedeniyle geri döndüğü ileri sürüldü.
BEBEĞİNİ GÖSTEREREK YARDIM İSTEDİ
Mayınlı arazide yaşam mücadelesi veren grup, açlık ve susuzluğun yanı sıra aşırı sıcak ve bölgedeki akrep ve böcekler nedeniyle de hayli sıkıntı yaşıyor. Zaman zaman Türkiye sınırına yaklaşan grup, Türk askerinin uyarısı ile tel örgüden uzaklaşıyor. Askerleri ikna etmeye çalışan bir kadın ise iki eliyle kucağındaki bebeği havaya kaldırarak, yaşadıkları açlık ve susuzluğu anlatmaya çalıştı. Bir çocuk ise askerlerin uyarıları üzerine ise mayınlı tel örgüden fazla uzaklaşamadıklarını aksi halde YPG’lilerin ateş açtığını işaretlerle anlatmaya çalıştı.
İŞİD’E YARDIM VE YATAKLIK İDDİASI
Suriye’nin Telabyad kentine bağlı sınır köyü Mişirfe’den kaçak olarak Türkiye’ye geçmeyi başardığını belirten Hasan El Hüseyin, 11 çocuğu ve eşinin ise sınırın Suriye tarafındaki mayınlı bölgede kaldığını ifade etti. YPG’lilerin, köyü IŞİD militanlarına yardım ve yataklık yaptıkları gerekçesiyle boşalttığını söyleyen Hüseyin, “IŞİD’e yardım ve destek sağladığımız gerekçesiyle köyümüzdeki gençler, esir alındı. Biz de köyden çıkartıldık. Ben sınırı bir şekilde geçmeyi başardım. Ama aile sınırın öbür tarafında kaldı. Bir haftadır aç ve susuzlar. Bizim ne IŞDİ ile ne de başka bir örgütle bir bağlantımız yok. Eşim ve çocuklarım köyümüzdeki evimize gidip, su ve yiyecek almak istiyorlar ama köy çıkışındaki keskin nişancı ve kontrol noktasındaki YPG’liler ateş açıyor, köye yaklaştırmıyorlar. Benim temin ettiğim su ve yiyecekler askerlerin izin vermesi durumunda aileme ulaştırabiliyorum. Çok zor durumdalar, ya PYD’liler vuracak ya da hasta olup, ölecekler. Esir alınan gençlerden de haber alamıyoruz. Öldürüldüğünü düşünüyorum. Tek umudumuz Türkiye. Ailemin de Türkiye’ye alınmasını istiyoruz” dedi.
Şanlıurfa’nın Akçakale ilçesine bağlı Çömlekçi sınır köyünde yaşayan Ömer Bakaç, Hasan El Hüseyin’in akrabası olduğunu belirterek, sınır ötesinde bekleyen grubun bir haftadır ölümle burun buruna olduğunu kaydetti. Bakaç, “Bir haftadır aç, susuz, ölüm ortasında, bu sıcaklarda Türkiye’ye geçmek için bekliyorlar. Kimse onlara sahip, çıkmıyor, yardımcı olmuyor. Köylerine gidemiyorlar. PYD onları vuruyor. Köyün ilkokul binası üzerinde keskin nişancı var. Köye gitmek isteyeni vuruyorlar. Evlerine dönerek, oradan ekmek su gibi ihtiyaçlarını almak isteyenler, PYD müdahale ediyor, üzerilerine ateş açıyor. Bu nedenle bir haftadır mayınlı sahadan ayrılamıyorlar. Köylülerimiz yardım ediyor ama yeterli olmuyor. Yetkililerimizden sesimizi duymalarını istiyoruz” diye konuştu.
PYD’liler, bir süre sonra İHA ekibinin Türkiye tarafından yaptığı video çekimini fark etti. PYD bayrağının da bulunduğu okulun çatısında branda çekilerek oluşturulan gölgelik alandaki bir PYD’li dikkat çekti. PYD’linin keskin nişancı olduğu ileri sürülürken, keskin nişancı ve kendisini uyarmaya gelen arkadaşı, bir süre sonra okulun çatısına dayanan merdiven yardımıyla inerek, izlerini kaybettirdi.