Mehmet Api Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde, Gazetecilik Bölümü öğrencileri ile söyleşi yapan Çiçek, yerel Yeni Gazete, Anadolu Ajansı ve SANKO Holding Basın – Yayın Müdürlüğü deneyimlerini paylaştı.
Okul Müdürü Hacı Ali Öztürk, bölüm öğretmenleri Döne Kırkgöz ve Erkan Solmaz ile Halkla İlişkiler, Tanıtım ve Organizasyon Bölümü’nden Çiğdem Alageyik ile öğrencilerin katıldığı söyleşide, çalışma yaşamına Aralık 1978’de Güneydoğubirlik’te başladığını belirten Çiçek, 1984 yılı sonlarına doğru basın mesleği ile yeni bir yol haritası çizdiğini kaydetti.
Yerel Zafer Gazetesi’nde, merhum Vahittin Bozgeyik’in yanında gazeteciliği öğrenmek için aylarca ve ücret almadan sabahlara kadar çalıştığını anlatan Çiçek, “Mart 1985’te, merhum Mehmet Sağlam’ın sahibi olduğu yerel Yeni Gazete’de basın işkolunda ilk kez maaşlı ve elbette kadrolu olarak görev aldım” dedi.
Yeni Gazete’den 30 Eylül 1987’de Anadolu Ajansı’na geçtiğini kaydeden Çiçek, “31 Ocak 2003’te emekliliğin ardından SANKO Holding’te Basın Danışmanı olarak görev aldım. Ancak, şunu özellikle belirtmek istiyorum. Gazeteciliğin en güzeli yerel basında yapılır. Bu meslekte eğer bir yerlere geldiysem, Vahittin Bozgeyik ve Mehmet Sağlam’dan öğrendiklerim sayesindedir” diye konuştu.
Gazetecilerin görevlerini yaparken, toplumun hassasiyetlerini görmezden gelmemekle beraber, her zaman hep doğrudan, haklıdan yana olması gerektiğine vurgu yapan Çiçek, şöyle devam etti:
“Gazeteci sakin, duyarlı, hedefi ve öncelikleri bulunan, kontrol edebildiği hırsı ile mesleğini icra etmeli. Gazeteci gündemi çok iyi takip etmeli, yerel ya da ulusal olduğu kadar, ülke dışı gelişmeleri de takip etmeli. Gazeteci bilgisini sorduğu soru ile belli etmeli. Doğru bilgi ile hazırlanan ve yönelten tarafından bazı bilgilere sahip olunduğunu belli eden zoru mutlaka dikkati çeker, yanıtını alır, yanıtını bulur.
Toplum mühendisi olan gazeteci, giyim kuşamından oturup kalkmasına, konuşmasından soru sormasına kadar farklı olmalı. Gazetecinin iletişimi iyi olmalı. Ne giyerse giysin kıyafetleri düzgün olmalı. Çok bilinse de İnsanlar kıyafetleri ile karşılanır, fikirleri ile uğurlanır sözünü hiç unutmamak gerekir. Beden dilini çok iyi öğrenin. Özellikle sürekli iletişim içerisinde olduğunuz kişilerin beden dilinden mesajlar çıkarırsanız, başarılı olmak için çok önemli bir engeli aşmış olursunuz.”
Çiçek, gazetecinin kendisini sürekli yenilemesi, diğer bir ifade ile güncellemesi ve her haberinde mesleğinin yanı sıra, kendisini de geliştirmesi gerektiğini bildirdi.
“Yazdığınız haberler sizi kuşatmasın. Haberin etkisinde kalmayın. Her koşulda pozitif olun, pozitif enerji yayın” diyen Çiçek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bardağın dolu tarafını da görmezden gelmeyin. Boş dediğiniz bardak, hava ile doludur. Bardak hiçbir zaman boş değildir. Bundan dolayı bardak boş demek yerine, bardakta su yok diyerek detayı da gördüğünüzü belli edin. Kendinizi kimseden üstün görmeyin ama farklı ve özel olduğunuzu hiç aklınızdan çıkarmayınız. Gazeteci toplumun mühendisidir ve görevi farkına varılmayan olayları fark ettirmektir.
Haberi doğru ve tarafsız aktarın. Gazeteci hissetmezse yaşayamaz. Ben yapılan haber doğru mu yanlış mı ona bakarım. Kime yaradığı ve yaramadığı, siyasi görüşü ve düşüncesi gazeteciyi ilgilendirmez. Yazacağınız şey doğrular olmalı. Habercilikte tek doğru vardır, olayın, yazılan haberin doğru olması. Sonuçta çıkar uğruna, ‘yazarsam filan rahatsız olur’ diyecekseniz yolun başında daha sakin, riski olmayan meslek seçin.”
Gazeteci, subay, öğretmen, polis ve din adamının hata yapma lüksünün olmadığının altını çizen Çiçek, “Bir şekilde toplumun önündeler, rol modelidirler” ifadelerini kullandı.
Bir soru üzerine, her mesleğin kendisine göre tehlikesi bulunduğuna vurgu yapan Çiçek, “Öncelikle şunun altını çizelim, riski göze alamazsanız başarılı olamazsınız. Bir madencinin, polisin, askerin işinin tehlikesi daha mı az? Bu nedenle gazetecilik tehlikeli veya şu iş tehlikesiz diye bir ayrım olmamalı. Her mesleğin riski olduğu kadar, güzelliği de vardır. Haberlerinizle toplumu bilgilendirmenin güzelliğini, gururunu, huzurunu neye değişebilirsiniz” yanıtını verdi.
Gazeteciliğin, yanlış olduğuna inansa da yürürlükte olan kanunlara uymayı ve inanca saygıyı gerektirdiğine işaret eden Çiçek, “Bunlara dikkat edilmesi halinde gazetecinin kutsal bir görevi yerine getirdiğine inanıyorum. Çünkü, toplumla yönetenler arasındaki en önemli bağdır, köprüdür, yazdıkları ve duyurdukları ile kamuoyunu bilgilendiriyor” değerlendirmesini yaptı.
Çiçek, gazetecinin zenginliği çok gelir, ev, araba sahibi olmak olarak değil, “sürekli, ihtiyaçları karşılamaya yetecek, gününde alacağı maaş, borçsuz, evine ekmek götürecek gelire sahip olmak” anlamında görmesi halinde, beklentisi azalacağından kendisini habercilikte daha bağımsız bir noktaya taşıyacağını da sözlerine ekledi.
Okul Müdürü Hacı Ali Öztürk, bölüm öğretmenleri Döne Kırkgöz ve Erkan Solmaz ile Halkla İlişkiler, Tanıtım ve Organizasyon Bölümü’nden Çiğdem Alageyik ile öğrencilerin katıldığı söyleşide, çalışma yaşamına Aralık 1978’de Güneydoğubirlik’te başladığını belirten Çiçek, 1984 yılı sonlarına doğru basın mesleği ile yeni bir yol haritası çizdiğini kaydetti.
Yerel Zafer Gazetesi’nde, merhum Vahittin Bozgeyik’in yanında gazeteciliği öğrenmek için aylarca ve ücret almadan sabahlara kadar çalıştığını anlatan Çiçek, “Mart 1985’te, merhum Mehmet Sağlam’ın sahibi olduğu yerel Yeni Gazete’de basın işkolunda ilk kez maaşlı ve elbette kadrolu olarak görev aldım” dedi.
Yeni Gazete’den 30 Eylül 1987’de Anadolu Ajansı’na geçtiğini kaydeden Çiçek, “31 Ocak 2003’te emekliliğin ardından SANKO Holding’te Basın Danışmanı olarak görev aldım. Ancak, şunu özellikle belirtmek istiyorum. Gazeteciliğin en güzeli yerel basında yapılır. Bu meslekte eğer bir yerlere geldiysem, Vahittin Bozgeyik ve Mehmet Sağlam’dan öğrendiklerim sayesindedir” diye konuştu.
HEP DOĞRUDAN VE HAKLIDAN YANA OLUNMALI
Gazetecilerin görevlerini yaparken, toplumun hassasiyetlerini görmezden gelmemekle beraber, her zaman hep doğrudan, haklıdan yana olması gerektiğine vurgu yapan Çiçek, şöyle devam etti:
“Gazeteci sakin, duyarlı, hedefi ve öncelikleri bulunan, kontrol edebildiği hırsı ile mesleğini icra etmeli. Gazeteci gündemi çok iyi takip etmeli, yerel ya da ulusal olduğu kadar, ülke dışı gelişmeleri de takip etmeli. Gazeteci bilgisini sorduğu soru ile belli etmeli. Doğru bilgi ile hazırlanan ve yönelten tarafından bazı bilgilere sahip olunduğunu belli eden zoru mutlaka dikkati çeker, yanıtını alır, yanıtını bulur.
Toplum mühendisi olan gazeteci, giyim kuşamından oturup kalkmasına, konuşmasından soru sormasına kadar farklı olmalı. Gazetecinin iletişimi iyi olmalı. Ne giyerse giysin kıyafetleri düzgün olmalı. Çok bilinse de İnsanlar kıyafetleri ile karşılanır, fikirleri ile uğurlanır sözünü hiç unutmamak gerekir. Beden dilini çok iyi öğrenin. Özellikle sürekli iletişim içerisinde olduğunuz kişilerin beden dilinden mesajlar çıkarırsanız, başarılı olmak için çok önemli bir engeli aşmış olursunuz.”
Çiçek, gazetecinin kendisini sürekli yenilemesi, diğer bir ifade ile güncellemesi ve her haberinde mesleğinin yanı sıra, kendisini de geliştirmesi gerektiğini bildirdi.
BARDAK BOŞ DEĞİLDİR
“Yazdığınız haberler sizi kuşatmasın. Haberin etkisinde kalmayın. Her koşulda pozitif olun, pozitif enerji yayın” diyen Çiçek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bardağın dolu tarafını da görmezden gelmeyin. Boş dediğiniz bardak, hava ile doludur. Bardak hiçbir zaman boş değildir. Bundan dolayı bardak boş demek yerine, bardakta su yok diyerek detayı da gördüğünüzü belli edin. Kendinizi kimseden üstün görmeyin ama farklı ve özel olduğunuzu hiç aklınızdan çıkarmayınız. Gazeteci toplumun mühendisidir ve görevi farkına varılmayan olayları fark ettirmektir.
Haberi doğru ve tarafsız aktarın. Gazeteci hissetmezse yaşayamaz. Ben yapılan haber doğru mu yanlış mı ona bakarım. Kime yaradığı ve yaramadığı, siyasi görüşü ve düşüncesi gazeteciyi ilgilendirmez. Yazacağınız şey doğrular olmalı. Habercilikte tek doğru vardır, olayın, yazılan haberin doğru olması. Sonuçta çıkar uğruna, ‘yazarsam filan rahatsız olur’ diyecekseniz yolun başında daha sakin, riski olmayan meslek seçin.”
Gazeteci, subay, öğretmen, polis ve din adamının hata yapma lüksünün olmadığının altını çizen Çiçek, “Bir şekilde toplumun önündeler, rol modelidirler” ifadelerini kullandı.
Bir soru üzerine, her mesleğin kendisine göre tehlikesi bulunduğuna vurgu yapan Çiçek, “Öncelikle şunun altını çizelim, riski göze alamazsanız başarılı olamazsınız. Bir madencinin, polisin, askerin işinin tehlikesi daha mı az? Bu nedenle gazetecilik tehlikeli veya şu iş tehlikesiz diye bir ayrım olmamalı. Her mesleğin riski olduğu kadar, güzelliği de vardır. Haberlerinizle toplumu bilgilendirmenin güzelliğini, gururunu, huzurunu neye değişebilirsiniz” yanıtını verdi.
Gazeteciliğin, yanlış olduğuna inansa da yürürlükte olan kanunlara uymayı ve inanca saygıyı gerektirdiğine işaret eden Çiçek, “Bunlara dikkat edilmesi halinde gazetecinin kutsal bir görevi yerine getirdiğine inanıyorum. Çünkü, toplumla yönetenler arasındaki en önemli bağdır, köprüdür, yazdıkları ve duyurdukları ile kamuoyunu bilgilendiriyor” değerlendirmesini yaptı.
Çiçek, gazetecinin zenginliği çok gelir, ev, araba sahibi olmak olarak değil, “sürekli, ihtiyaçları karşılamaya yetecek, gününde alacağı maaş, borçsuz, evine ekmek götürecek gelire sahip olmak” anlamında görmesi halinde, beklentisi azalacağından kendisini habercilikte daha bağımsız bir noktaya taşıyacağını da sözlerine ekledi.