Seul
AA muhabiri, 70 yıl önce 27 Temmuz'da sona eren Kore Savaşı'nı ve ilk Türk tugayının Kore'ye gönderilmesinin ikili ilişkilere ve Türkiye'nin uluslararası sahadaki konumuna yansımalarını derleyerek, savaşta Kuzey Kore'den Güney'e kaçtıktan sonra bir daha dönemeyenlerle görüştü.
Kore Savaşı'nda Kuzey'den Güney'e ailesiyle gelen Kuzey Kore'nin Kosong bölgesinde doğan 86 yaşındaki Um Taek-gu, iki Kore'nin birleşmesiyle doğduğu şehre, Kuzey Kore'deki evine dönmek istediğini, orada arkadaşları ve yakınlarıyla bir araya gelmeyi hayal ettiğini söyledi.
Um, savaştan sonra bir daha doğduğu topraklara gitmediğini ve memleketini çok özlediğini, iki Kore'nin birleşmesini ve Yarımada'da barışın hakim olmasını diledi.
"İki Kore birleşirse Kuzey Kore'deki şehrime gidip yapmak istediğim çok şey var." diyen Um, iki Kore'nin birleşmesini göremeyebileceğini kaydetti.
Kore Savaşı'nda Kuzey'den Güney'e ailesiyle gelen Kuzey Kore'nin Kosong bölgesinde doğan 76 yaşındaki Choi In seo, savaş sırasında yaşı küçük olduğu için pek bir şey anımsamadığını ama ailesiyle Kuzey Kore'den Güney'e kaçtıklarını hatırladığını söyledi.
Choi, iki Kore'nin birleşmesinin şimdilik mümkün görünmediğini dile getirerek "Tüm benliğim ve kalbimle 'Tek Kore'nin olmasını istiyorum. Yaş olarak 70'leri devirdim, bu hayali görebileceğimi sanmıyorum." dedi.
İki Kore'nin birleşmesi durumunda doğduğu yeri ziyaret etmek istediğini belirten Choi, "İki Kore'nin gelecekte birleşip birleşmeyeceğini bilmiyorum ama eğer olursa Kuzey'deki akrabalarımı ziyaret edip küçükken orada yediğim yemekleri tekrar yemek isterim." ifadelerini kullandı.
Kore Savaşı Gazileri Derneği Genel Direktörü Jang Yong-woo, Kore Savaşı'na Türkiye'nin ve Türk askerinin katılımından dolayı Korelilerin Türkiye'yi "kan kardeşi" olarak gördüklerini söyleyerek "Türkiye, bu savaşa en çok asker gönderen ülkelerden biriydi. Küçüklüğümüzde, Türk askerinin bize bir aile gibi davrandıklarını öğrettiler." dedi.
6 Şubat Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından Türkiye'ye yardım kampanyası başlattıklarını belirten Jang, topladıkları yardımları Türkiye'nin Seul Büyükelçiliğine teslim ettiklerini kaydetti.
Kore Savaşı teknik olarak devam ediyor
Kuzey Kore'nin 25 Haziran 1950'de Güney Kore'yi işgal etmesiyle başlayıp 27 Temmuz 1953'te sona eren "Kore Savaşı", birçok barış girişimine rağmen bir barış anlaşması imzalanamadığı için teknik olarak devam ederken, barış anlaşması için bugüne kadar yapılan tüm girişimler sonuçsuz kaldı.
Çin ve Sovyetler Birliği, Kuzey Kore'ye, ABD önderliğindeki Birleşmiş Milletler (BM) de Güney Kore'ye savaş boyunca destek verdi.
BM Güvenlik Konseyinin, BM güçlerini, Kuzey Kore işgalini sonlandırmak için Kore'ye göndermeye onay vermesi üzerine Türkiye de BM tarafında savaşa katılma kararı aldı ve Tuğgeneral Tahsin Yazıcı emrindeki 1. Türk Tugayı, 12 Ekim 1950'de Pusan Limanı'na ulaştı.
Güney Kore Savunma Bakanlığı kaynaklarına göre, savaşa 21 bin 212 askerle toplamda 4 tugayla katılan Türkiye, asker sayısı bakımından Kore Savaşı'na katılan 16 ülke arasında 4'üncü sırada yer aldı.
ABD, 1 milyon 789 bin askerle Kore Savaşı'na en çok asker gönderen ülke oldu. İngiltere 56 bin askerle 2'nci, Kanada 26 bin 791 askerle 3'üncü sırayı aldı.
Savaşta, Güney Kore'de 40 bin 670 BM askeri, 137 bin 899'u Kore askeri olmak üzere 178 bin 569, Kuzey Kore'de ise 508 bin 797 asker hayatını kaybetti.
Kore Savaşı'nda 36 bin 940 askerini yitiren ABD, "en çok kayıp veren ülke" oldu. ABD'yi 1078 kayıpla İngiltere izlerken, Kore Gazi Bakanlığının kayıtlarına göre, cephede hayatını kaybeden 700'ü aşkın asker ile yaralanıp cepheden ayrıldıktan sonra yaşamını yitiren ve kaybolanlar da dahil Türkiye, Kore Savaşı'nda 900'ü aşkın şehit vererek 3'üncü sırada yer aldı.
Türk birlikleri ile Çin kuvvetleri arasında 25-27 Ocak 1951'de Kumyangjang-ni Muharebesi'nde, Türk birlikleri büyük bir başarı gösterdi.
Türk birliği, Kumyangjang-ni'de, kendisinden üç misli kuvvetli düşmana karşı kazandı. Kumyangjang-ni Muharebesi'nde süngü hücumu yapıldı ve bu, tarihteki son süngü taarruzlarından biri olarak görülüyor.
Kumyangjang-ni Muharebesi'ndeki başarıdan dolayı ABD Kongresi tarafından Türk birliklerine, "Mümtaz Birlik Nişanı ve Beratı" verildi. Türk birliklerine, Kore Cumhurbaşkanlığınca da "Cumhurbaşkanlığı Birlik Nişanı" takdim edildi.
Türk Tugayına "Kutup Yıldızı" adı verildi
Savaşa katılan her birliğe bir isim veriliyordu. BM Silahlı Kuvvetler Başkomutanı General Mc Arthur, Türk Tugayına "Kutup Yıldızı" adını verdi.
Savaşta, Güney Kore ve BM tarafından yaklaşık 5 bin kişi, Kuzey Kore ve Çin'den ise yaklaşık 70 bin kişi esir düştü. Ateşkes anlaşmasından bir ay önce Haziran 1953'teki esir değişiminde Türk Tugayı'ndan esir düşen 244 kişinin tamamı döndü.
Kore'nin Busan kentindeki BM Kore Anıtsal Mezarlığı'nda da savaşta şehit olan 462 Türk askeri yatıyor.
Kore Savaşı'nda "B-26" savaş uçağının Kuzey Kore üzerindeki taarruzu sırasında uçaksavarla düşürülmesi sonucu Üsteğmen Muzaffer Erdönmez'in şehit olduğunun belgelenmesinin ardından Türkiye, "Kore Savaşı'na hava desteği sağlayan 8'nci ülke" olarak tanındı.
Kore Savaşı'na katılan birlikler arasında Türk askeri, savaşta öksüz ve yetim kalan Koreli çocuklar için okul inşa eden tek birlik oldu.
O zaman açılan Ankara Okulu'nu ve Türk askerinin fedakarlıklarını unutmayan Güney Kore halkı, Türk halkını kan kardeşi olarak nitelendiriyor.