Gence
Gence kentinde yaşayan Tağıyeva, 28 yıldır şehit ve gazilerin ailelerini ziyaret ederek 500'e yakın askerin özel eşyaları ve fotoğraflarını topladığını, ülkede üç kent dışındaki tüm şehirleri gördüğünü, 5 evin olduğu köylere bile gittiğini ifade etti.
Tağıyeva, "Karabağ Yiğitleri Müzesi"ni, ilk olarak Azerbaycan milli kahramanı Yusuf Mirzayev'in sigarasını getirerek oluşturmaya başladığını anlattı.
Gence garnizonunda çalışırken şehitlere ait eşyaları toplamaya başladığını söyleyen Tağıyeva, "Çatışma zamanlarında garnizona gelen bir asker bir daha geri dönmüyordu. Sorduğumda şehit olduğunu söylüyorlardı. Kim, nasıl şehit oldu, çatışmalar bitince kimse bilmeyecek diye düşündüm ve onların hatırasını yaşatmak için evimde bir müze oluşturmak istedim. Evdeki odalardan birini boşalttık ve eşyalarını toplamaya başladım. Bir oda şimdi oldu üç oda." diye konuştu.
Şehit Ulvi Memedov'un düğününde geline verdiği gülden, Ermenistan sınırında kendisine sıkılan kurşuna kadar birçok eşyanın sergilendiği müzede, rehin alınmamak için yanında getirdiği zehri içen Karatel Hacımahmudova gibi onlarca kadın şehidin eşyası da sergileniyor.
Şehit ve gazi ailelerinin evine bizzat gittiğini belirten Tağıyeva, "1992'den beri şehitlerin, gazilerin evlerine gidiyorum. Onlardan birinin annesi 'Siz şimdiye kadar benim oğlumu kalbinizde saklayıp kapımıza kadar geldiyseniz demek ki benim oğlum ölmemiş.' dedi. Onlar bunu dediği için şehitlerin aileleriyle konuşmayı borç biliyorum." ifadelerini kullandı.
"Her birinde bir ailenin gözyaşı var"
Şehit ve gazi ailelerinin bağışladığı eşyalar arasında şehitlerin kıyafetleri de bulunuyor. Tağıyeva, bu eşyaların kendisine verilmesiyle ilgili, "Hepsi çok kıymatli eşyalar. Her birinde bir ailenin gözyaşı var. Bazısı 'Yirmi yıldır saklıyorum' diyor. Ben de onlara 'sizin kadar saklayamasam da zarar görmemesi için çalışacağım' diyorum." diye konuştu.
Tağıyeva, artık duvarlarda yer kalmadığını ancak son çatışmalarda şehit olanların da eşyalarını sergilemek istediğini belirterek "Yer kalmadı ama elime geçenleri sergilemek mecburiyetindeyim. Taze şehitlerimizin definlerine gittik, aileleriyle konuştuk. Hepsinin kırkı çıksın yadigarlarını toplamaya başlayacağız." dedi.
"Müzeyi başka yere götürmeye yüreğim dayanmaz"
Evindeki tüm eşyaların bir hikayesi olduğunu gözyaşlarıyla anlatan Tağıyeva, "Gittiğimiz her şehit evinden, şehit ailesinden yürek ağrısı ve gözyaşlarıyla çıktık. Hepsinin kendilerine özel ayrı ayrı hatıraları var. Genç olsalar da çok şerefli ömür geçirdiler." diye konuştu.
Kendi ailesinde de askerler olduğunu hatta halasının torunu Turhan Memedov'dan 2 aydır haber alınamadığını vurgulayan Tağıyeva, şehit ailelerini bulmak, görüşmek, müzenin temizliği ve tüm diğer çalışmaları kardeşleri ve yeğenleriyle birlikte, aile olarak yaptıklarına dikkati çekti.
Tağıyeva, müzenin geleceğiyle ilgili ise "Bu müze hep bu evde dursun istiyorum. Başka bir yere götürmeye yüreğim dayanmaz. Ancak burayı büyütmek istiyorum." ifadelerini kullandı.
Savaş bittiği için artık yeni şehitler gelmeyeceğine dair umutlu olduğunu dile getiren Tağıyeva, Karabağ'ın kurtuluşunu gördüğü için Allah'a şükrettiğini de sözlerine ekledi.