USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Ekonomi

KADOİL HEDEF BÜYÜTTÜ

Kadoil markasıyla 350 akaryakıt istasyonu bulunan Kadoğlu Holding, yeni satın alma görüşmeleri yapıyor.

KADOİL HEDEF BÜYÜTTÜ
15-05-2015 18:03
Google News
Kâr marjlarım yeterli bulmayan uluslararası markaların Türkiye’den çıkma planları yaptığı bu süreçte, Kadooğlu Holding Yönetim Kurulu Başkam Tarkan Kadooğlu, bayi sayısı 250’yi aşan iki markayla masada olduklarını söylüyor.

Dağıtım şirketleriyle istasyonlar ara­sındaki bayilik sürecinin beş yıla in­dirilmesinin yarattığı rahatsızlığın ya­nı sıra tavan fiyat uygulamasının kâr­lılıklar üzerindeki baskısı, akaryakıt sektöründe gündem oluşturmaya de­vam ediyor. Kadooğlu Holding Yö­netim Kurulu Başkanı Tarkan Kado­oğlu, bazı uluslararası dağıtım şirket­lerinin Türkiye’den çıkış planlarını da gündeme getiren tavan fiyat uygula­masının serbest piyasa ekonomisinin kurallarına uymadığını söylüyor. Kâr marjlarını yeterli bulmayan uluslar­arası markalara karşılık yerli dağıtım şirketlerinin operasyonel avantajları­na değinen Tarkan Kaooğlu, çıkışla­rın gündeme geldiği sektörde yeni sa­tın almadan söz ediyor. Bayi sayısı 250’yi aşan iki markayla masada ol­duklarını söyleyen Kadooğlu, bu yıl satın alma sürecini tamamlamayı te­menni ettiklerini ifade ediyor.



1 milyar 170 milyon dolar cirolu holdingin bu yıl yüzde 10’un üzerinde büyüyeceğini kaydeden Tarkan Ka­dooğlu, Ekonomistin sorularını şöyle yanıtladı:

Holdingleşme sürecinizi bu yıl tamamladınız. Grupta nasıl bir ya­pılanmaya gidildi?



Kurumsallaşmanın bir gereği ola­rak holdingleşme çalışmalarımızı ta­mamladık. Akaryakıt odaklı bir nok­tadan gıda, enerji, inşaat gibi sektör­leri de bünyemize katarak büyüme­mizi sürdürüyoruz. Akaryakıtta ülke­nin her tarafına yayıldık ve Kadoil markasıyla 350 istasyona ulaştık. Ga­ziantep’teki ayçiçek yağı fabrikamızı da 2014 yılında devreye aldık. Orta­doğu’nun en büyük yağ fabrikasıyız. Enerji işinde de geçen yıl ortasında 18 megavatlık HES projemizi devreye al­dık. Ayrıca inşaat sektöründe de ko­nut ve yap-sat işlerimiz var.



 Holdingin genel yapısına baktığı­nızda geçen yılki cirolarla, petrol fi­yatlarındaki düşüşe rağmen önceki yılki ciroları yakalamış durumdayız. Bildiğiniz üzere brent petrol fiyatı 115’ten 50 dolarlara kadar geldi. Ame­rika’nın kaya gazı, Ortadoğu’nun sa­kinleşmesi ve İran’ın devreye girme­siyle petrolün varil fiyatının iki yıllık süreçte 60-70 dolar arasından olması­nı bekliyorum. Buna rağmen bizim ci­romuzda bir gerileme olmadı. Yeni devreye giren işlerin yanı sıra litre ba­zında yakaladığımız artışla bu yaka­landı. 2014’te 1 milyar 170 milyon do­lar konsolide ciroya ulaştık. Gelirler açısından dağılım ise yüzde 65 akar­yakıt, yüzde 20 bitkisel yağ, yüzde 15 diğer faaliyetlerden sağlandı.



Sektörde tavan fiyat uygulama­sı nedeniyle kârlılıklar gündemde. Sizin açınızdan süreç nasıl ilerliyor, nasıl bir etki söz konusu?



2014’te özellikle büyükşehirlerde yayılma stratejimizi geliştirdik ve hızlı büyüdük. Hedeflerimizde yüzde 10 ci­varında satışları yükseltmek varken, bu rakam yüzde 15’i buldu. 2015 ile il­gili ise yüzde 10 büyüme hedefi koy­duk. 30ünun mülkü bize ait olan 350 bayi sayımızı 450’ye taşımak istiyoruz. Bu yıl intifa dönemi olduğu için bayi­liğe ağırlık vermek istiyoruz. İntifa dö­nemlerinde bu şekilde ilerliyoruz. Sonraki süreçte yine kendi istasyonla­rımızı açmaya devam edeceğiz. Biz büyüme planımızda satın alma da da­hil her koldan ilerlemeye devam ede­ceğiz. Görüştüğümüz iki marka var.



 Hangi markalarla görüşüyorsu­nuz?



Şartları konusunda masada oldu­ğumuz markalar bunlar. Ekibimiz bu konuda bir çalışma yürütüyor. Hede­fimiz hem bayi ayağında büyümek hem de grup içinde istasyon alımı ve yeni dağıtım firmalarını bünyemize katmak. Türkiye genelinde 250 üzeri bayiyle yapılanması güçlü markaları tercih edeceğiz.



Ne zaman neticelenir?



Bu işler hiç belli olmuyor. Yüzde 100 anlaştığımız bir noktada bir pü­rüz çıkabiliyor. O nedenle bitmeden bir şey diyemeyiz.



2015 sonu diyebilir miyiz?



Hayırlısı, temenni ediyoruz.



Tavan fiyat gibi sıkıntıların oldu­ğu sektörde sizin için marka satın al­mayı cazip kılan nedir?



 Bizim açımızdan cazibesi şu, bir anda siz kaç bayi açabilirsiniz. Neti­cede 300 bayiyi bir anda alabiliyorsa­nız, bu önemli bir değer. Enerjinizi doğru yönetmeniz anlamına geliyor.



Total’in dağıtım işinden çıkacak olmasını yerli bir yatırımcı olarak nasıl değerlendiriyorsunuz?

Burada önemli olan nokta, bayi anlaşma süreleridir. Bayilerinizle ar­tık beş yılda bir masaya oturup pa­zarlık ve anlaşma sağlamanız gereki­yor. Bu hem maliyet, hem konsantre­yi bozan bir tutum, hem de yorucu bir ek iş yükü demek. Bu durum şir­ketleri önemli ölçüde etkiliyor. Bir de yerli markaların artık güçlendiğini gö­rüyoruz. Bu da pastanın dağıldığını ve rekabetle kârlılıkların düştüğünü gösteriyor. Total gibi markalar da es­ki dönemlerdeki kâr oranlarını göremeyince çıkmayı düşünüyor.



Yerliler bu işi nasıl döndürüyor? Yerlilerin agresif büyümesinin ar­dında ne var?

Onların maliyet hesaplarıyla yerli markanın maliyetleri bir değil. Onla­rın yurtdışı operasyonları var, onlar için bu kâr marjları kambur demek. Pazarda rekabetin koşullarından biri, hızlı karar alabilmek. Netice odaklı çalışmayı gerektiren bu işte yerli şir­ketler çok başarılılar.



Tavan fiyat uygulamasında geri adım bekliyor musunuz?

Tavan fiyat uygulamasına ben çok karşıyım. Bunu yanlış görüyo­rum. Serbest piyasa koşullarında böy­le bir yapı olmamalı.



Peki sizin istasyonlarınız için or­talama gelir nedir? Kârlılık için ne kadarlık bir satış öngörülüyor?



 Bir istasyonun günlük 10 bin litre satış yapıyor olması lazım. 8 bin litre­ye kadar maliyet, sonrası da artık kâr­dır. Anadolu’da bir kasabadaki istas­yon ile İstanbul’daki istasyonu aynı kefeye koyamazsınız. Anadolu’da bir pompacı, temizliği de yapar, muha­sebe kaydını da tutabilir. Reklam ma­liyeti yoktur. Dolayısıyla ikisinin de kâr ve maliyet hesaplan farklıdır. İs­tanbul için 8-10 bin litrenin altında ol­maması, Anadolu için de 5 bin litre olması gerekir.



 TURKONFED’DE ADAY DEĞİLİM"



 TÜSİAD’da barış sürecinin ekonomik ayağına ilişkin faaliyetleri iki dönem yönettikten sonra şu anki yönetimde yer almayan Tarkan Kadooğlu, TÜRKONFED’deki başkan yardımcılığı görevini ise halen yürütüyor. 23 Mayısla genel kurula hazırlanan TÜRKONFED’de başkanlığa aday olup olmadığını sorduğumuz Kadooğlu, "Aday olmam için teklifler yapılıyor ama ben bu işlerden sıyrılıp biraz daha kendi işlerime vakit ayırmak istiyorum" diyor.



 "ÇÖZÜM İSTEMEYEN PARTİ İKTİDAR OLAMAZ"



 Cizreli olan ve barış sürecine katkılarıyla bilinen Tarkan Kadooğlu, bu sürece ilişkin şunları söylüyor: "Barış süreci bugünden sonra artık kimsenin tekelinde değildir. Olmazsa olmaz bir politikadır. Bu ülkenin büyümesini, gelişmesini istiyorsak, mevcut iç barışı sağlamak ve sorunu çözmek zorundayız. Artık hangi parti gelirse gelsin, bunu sürdürecektir. Bu bir parti meselesi değildir. Bu bir ülke ve Türkiye’de yaşayan halkların meselesidir. Bu sorunu çözmem diyen parti artık iktidar olamaz."  
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
FACEBOOK SAYFAMIZI TAKİP EDİN...
ÇOK OKUNANLAR
ARŞİV ARAMA
ANKET TÜMÜ
Gaziantep'te hangi belediyeyi daha başarılı buluyorsunuz?