Kâr marjlarım yeterli bulmayan uluslararası markaların Türkiye’den çıkma planları yaptığı bu süreçte, Kadooğlu Holding Yönetim Kurulu Başkam Tarkan Kadooğlu, bayi sayısı 250’yi aşan iki markayla masada olduklarını söylüyor.
Dağıtım şirketleriyle istasyonlar arasındaki bayilik sürecinin beş yıla indirilmesinin yarattığı rahatsızlığın yanı sıra tavan fiyat uygulamasının kârlılıklar üzerindeki baskısı, akaryakıt sektöründe gündem oluşturmaya devam ediyor. Kadooğlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Tarkan Kadooğlu, bazı uluslararası dağıtım şirketlerinin Türkiye’den çıkış planlarını da gündeme getiren tavan fiyat uygulamasının serbest piyasa ekonomisinin kurallarına uymadığını söylüyor. Kâr marjlarını yeterli bulmayan uluslararası markalara karşılık yerli dağıtım şirketlerinin operasyonel avantajlarına değinen Tarkan Kaooğlu, çıkışların gündeme geldiği sektörde yeni satın almadan söz ediyor. Bayi sayısı 250’yi aşan iki markayla masada olduklarını söyleyen Kadooğlu, bu yıl satın alma sürecini tamamlamayı temenni ettiklerini ifade ediyor.
1 milyar 170 milyon dolar cirolu holdingin bu yıl yüzde 10’un üzerinde büyüyeceğini kaydeden Tarkan Kadooğlu, Ekonomistin sorularını şöyle yanıtladı:
Holdingleşme sürecinizi bu yıl tamamladınız. Grupta nasıl bir yapılanmaya gidildi?
Kurumsallaşmanın bir gereği olarak holdingleşme çalışmalarımızı tamamladık. Akaryakıt odaklı bir noktadan gıda, enerji, inşaat gibi sektörleri de bünyemize katarak büyümemizi sürdürüyoruz. Akaryakıtta ülkenin her tarafına yayıldık ve Kadoil markasıyla 350 istasyona ulaştık. Gaziantep’teki ayçiçek yağı fabrikamızı da 2014 yılında devreye aldık. Ortadoğu’nun en büyük yağ fabrikasıyız. Enerji işinde de geçen yıl ortasında 18 megavatlık HES projemizi devreye aldık. Ayrıca inşaat sektöründe de konut ve yap-sat işlerimiz var.
Holdingin genel yapısına baktığınızda geçen yılki cirolarla, petrol fiyatlarındaki düşüşe rağmen önceki yılki ciroları yakalamış durumdayız. Bildiğiniz üzere brent petrol fiyatı 115’ten 50 dolarlara kadar geldi. Amerika’nın kaya gazı, Ortadoğu’nun sakinleşmesi ve İran’ın devreye girmesiyle petrolün varil fiyatının iki yıllık süreçte 60-70 dolar arasından olmasını bekliyorum. Buna rağmen bizim ciromuzda bir gerileme olmadı. Yeni devreye giren işlerin yanı sıra litre bazında yakaladığımız artışla bu yakalandı. 2014’te 1 milyar 170 milyon dolar konsolide ciroya ulaştık. Gelirler açısından dağılım ise yüzde 65 akaryakıt, yüzde 20 bitkisel yağ, yüzde 15 diğer faaliyetlerden sağlandı.
Sektörde tavan fiyat uygulaması nedeniyle kârlılıklar gündemde. Sizin açınızdan süreç nasıl ilerliyor, nasıl bir etki söz konusu?
2014’te özellikle büyükşehirlerde yayılma stratejimizi geliştirdik ve hızlı büyüdük. Hedeflerimizde yüzde 10 civarında satışları yükseltmek varken, bu rakam yüzde 15’i buldu. 2015 ile ilgili ise yüzde 10 büyüme hedefi koyduk. 30ünun mülkü bize ait olan 350 bayi sayımızı 450’ye taşımak istiyoruz. Bu yıl intifa dönemi olduğu için bayiliğe ağırlık vermek istiyoruz. İntifa dönemlerinde bu şekilde ilerliyoruz. Sonraki süreçte yine kendi istasyonlarımızı açmaya devam edeceğiz. Biz büyüme planımızda satın alma da dahil her koldan ilerlemeye devam edeceğiz. Görüştüğümüz iki marka var.
Hangi markalarla görüşüyorsunuz?
Şartları konusunda masada olduğumuz markalar bunlar. Ekibimiz bu konuda bir çalışma yürütüyor. Hedefimiz hem bayi ayağında büyümek hem de grup içinde istasyon alımı ve yeni dağıtım firmalarını bünyemize katmak. Türkiye genelinde 250 üzeri bayiyle yapılanması güçlü markaları tercih edeceğiz.
Ne zaman neticelenir?
Bu işler hiç belli olmuyor. Yüzde 100 anlaştığımız bir noktada bir pürüz çıkabiliyor. O nedenle bitmeden bir şey diyemeyiz.
2015 sonu diyebilir miyiz?
Hayırlısı, temenni ediyoruz.
Tavan fiyat gibi sıkıntıların olduğu sektörde sizin için marka satın almayı cazip kılan nedir?
Bizim açımızdan cazibesi şu, bir anda siz kaç bayi açabilirsiniz. Neticede 300 bayiyi bir anda alabiliyorsanız, bu önemli bir değer. Enerjinizi doğru yönetmeniz anlamına geliyor.
Total’in dağıtım işinden çıkacak olmasını yerli bir yatırımcı olarak nasıl değerlendiriyorsunuz?
Burada önemli olan nokta, bayi anlaşma süreleridir. Bayilerinizle artık beş yılda bir masaya oturup pazarlık ve anlaşma sağlamanız gerekiyor. Bu hem maliyet, hem konsantreyi bozan bir tutum, hem de yorucu bir ek iş yükü demek. Bu durum şirketleri önemli ölçüde etkiliyor. Bir de yerli markaların artık güçlendiğini görüyoruz. Bu da pastanın dağıldığını ve rekabetle kârlılıkların düştüğünü gösteriyor. Total gibi markalar da eski dönemlerdeki kâr oranlarını göremeyince çıkmayı düşünüyor.
Yerliler bu işi nasıl döndürüyor? Yerlilerin agresif büyümesinin ardında ne var?
Onların maliyet hesaplarıyla yerli markanın maliyetleri bir değil. Onların yurtdışı operasyonları var, onlar için bu kâr marjları kambur demek. Pazarda rekabetin koşullarından biri, hızlı karar alabilmek. Netice odaklı çalışmayı gerektiren bu işte yerli şirketler çok başarılılar.
Tavan fiyat uygulamasında geri adım bekliyor musunuz?
Tavan fiyat uygulamasına ben çok karşıyım. Bunu yanlış görüyorum. Serbest piyasa koşullarında böyle bir yapı olmamalı.
Peki sizin istasyonlarınız için ortalama gelir nedir? Kârlılık için ne kadarlık bir satış öngörülüyor?
Bir istasyonun günlük 10 bin litre satış yapıyor olması lazım. 8 bin litreye kadar maliyet, sonrası da artık kârdır. Anadolu’da bir kasabadaki istasyon ile İstanbul’daki istasyonu aynı kefeye koyamazsınız. Anadolu’da bir pompacı, temizliği de yapar, muhasebe kaydını da tutabilir. Reklam maliyeti yoktur. Dolayısıyla ikisinin de kâr ve maliyet hesaplan farklıdır. İstanbul için 8-10 bin litrenin altında olmaması, Anadolu için de 5 bin litre olması gerekir.
TURKONFED’DE ADAY DEĞİLİM"
TÜSİAD’da barış sürecinin ekonomik ayağına ilişkin faaliyetleri iki dönem yönettikten sonra şu anki yönetimde yer almayan Tarkan Kadooğlu, TÜRKONFED’deki başkan yardımcılığı görevini ise halen yürütüyor. 23 Mayısla genel kurula hazırlanan TÜRKONFED’de başkanlığa aday olup olmadığını sorduğumuz Kadooğlu, "Aday olmam için teklifler yapılıyor ama ben bu işlerden sıyrılıp biraz daha kendi işlerime vakit ayırmak istiyorum" diyor.
"ÇÖZÜM İSTEMEYEN PARTİ İKTİDAR OLAMAZ"
Cizreli olan ve barış sürecine katkılarıyla bilinen Tarkan Kadooğlu, bu sürece ilişkin şunları söylüyor: "Barış süreci bugünden sonra artık kimsenin tekelinde değildir. Olmazsa olmaz bir politikadır. Bu ülkenin büyümesini, gelişmesini istiyorsak, mevcut iç barışı sağlamak ve sorunu çözmek zorundayız. Artık hangi parti gelirse gelsin, bunu sürdürecektir. Bu bir parti meselesi değildir. Bu bir ülke ve Türkiye’de yaşayan halkların meselesidir. Bu sorunu çözmem diyen parti artık iktidar olamaz."
Dağıtım şirketleriyle istasyonlar arasındaki bayilik sürecinin beş yıla indirilmesinin yarattığı rahatsızlığın yanı sıra tavan fiyat uygulamasının kârlılıklar üzerindeki baskısı, akaryakıt sektöründe gündem oluşturmaya devam ediyor. Kadooğlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Tarkan Kadooğlu, bazı uluslararası dağıtım şirketlerinin Türkiye’den çıkış planlarını da gündeme getiren tavan fiyat uygulamasının serbest piyasa ekonomisinin kurallarına uymadığını söylüyor. Kâr marjlarını yeterli bulmayan uluslararası markalara karşılık yerli dağıtım şirketlerinin operasyonel avantajlarına değinen Tarkan Kaooğlu, çıkışların gündeme geldiği sektörde yeni satın almadan söz ediyor. Bayi sayısı 250’yi aşan iki markayla masada olduklarını söyleyen Kadooğlu, bu yıl satın alma sürecini tamamlamayı temenni ettiklerini ifade ediyor.
1 milyar 170 milyon dolar cirolu holdingin bu yıl yüzde 10’un üzerinde büyüyeceğini kaydeden Tarkan Kadooğlu, Ekonomistin sorularını şöyle yanıtladı:
Holdingleşme sürecinizi bu yıl tamamladınız. Grupta nasıl bir yapılanmaya gidildi?
Kurumsallaşmanın bir gereği olarak holdingleşme çalışmalarımızı tamamladık. Akaryakıt odaklı bir noktadan gıda, enerji, inşaat gibi sektörleri de bünyemize katarak büyümemizi sürdürüyoruz. Akaryakıtta ülkenin her tarafına yayıldık ve Kadoil markasıyla 350 istasyona ulaştık. Gaziantep’teki ayçiçek yağı fabrikamızı da 2014 yılında devreye aldık. Ortadoğu’nun en büyük yağ fabrikasıyız. Enerji işinde de geçen yıl ortasında 18 megavatlık HES projemizi devreye aldık. Ayrıca inşaat sektöründe de konut ve yap-sat işlerimiz var.
Holdingin genel yapısına baktığınızda geçen yılki cirolarla, petrol fiyatlarındaki düşüşe rağmen önceki yılki ciroları yakalamış durumdayız. Bildiğiniz üzere brent petrol fiyatı 115’ten 50 dolarlara kadar geldi. Amerika’nın kaya gazı, Ortadoğu’nun sakinleşmesi ve İran’ın devreye girmesiyle petrolün varil fiyatının iki yıllık süreçte 60-70 dolar arasından olmasını bekliyorum. Buna rağmen bizim ciromuzda bir gerileme olmadı. Yeni devreye giren işlerin yanı sıra litre bazında yakaladığımız artışla bu yakalandı. 2014’te 1 milyar 170 milyon dolar konsolide ciroya ulaştık. Gelirler açısından dağılım ise yüzde 65 akaryakıt, yüzde 20 bitkisel yağ, yüzde 15 diğer faaliyetlerden sağlandı.
Sektörde tavan fiyat uygulaması nedeniyle kârlılıklar gündemde. Sizin açınızdan süreç nasıl ilerliyor, nasıl bir etki söz konusu?
2014’te özellikle büyükşehirlerde yayılma stratejimizi geliştirdik ve hızlı büyüdük. Hedeflerimizde yüzde 10 civarında satışları yükseltmek varken, bu rakam yüzde 15’i buldu. 2015 ile ilgili ise yüzde 10 büyüme hedefi koyduk. 30ünun mülkü bize ait olan 350 bayi sayımızı 450’ye taşımak istiyoruz. Bu yıl intifa dönemi olduğu için bayiliğe ağırlık vermek istiyoruz. İntifa dönemlerinde bu şekilde ilerliyoruz. Sonraki süreçte yine kendi istasyonlarımızı açmaya devam edeceğiz. Biz büyüme planımızda satın alma da dahil her koldan ilerlemeye devam edeceğiz. Görüştüğümüz iki marka var.
Hangi markalarla görüşüyorsunuz?
Şartları konusunda masada olduğumuz markalar bunlar. Ekibimiz bu konuda bir çalışma yürütüyor. Hedefimiz hem bayi ayağında büyümek hem de grup içinde istasyon alımı ve yeni dağıtım firmalarını bünyemize katmak. Türkiye genelinde 250 üzeri bayiyle yapılanması güçlü markaları tercih edeceğiz.
Ne zaman neticelenir?
Bu işler hiç belli olmuyor. Yüzde 100 anlaştığımız bir noktada bir pürüz çıkabiliyor. O nedenle bitmeden bir şey diyemeyiz.
2015 sonu diyebilir miyiz?
Hayırlısı, temenni ediyoruz.
Tavan fiyat gibi sıkıntıların olduğu sektörde sizin için marka satın almayı cazip kılan nedir?
Bizim açımızdan cazibesi şu, bir anda siz kaç bayi açabilirsiniz. Neticede 300 bayiyi bir anda alabiliyorsanız, bu önemli bir değer. Enerjinizi doğru yönetmeniz anlamına geliyor.
Total’in dağıtım işinden çıkacak olmasını yerli bir yatırımcı olarak nasıl değerlendiriyorsunuz?
Burada önemli olan nokta, bayi anlaşma süreleridir. Bayilerinizle artık beş yılda bir masaya oturup pazarlık ve anlaşma sağlamanız gerekiyor. Bu hem maliyet, hem konsantreyi bozan bir tutum, hem de yorucu bir ek iş yükü demek. Bu durum şirketleri önemli ölçüde etkiliyor. Bir de yerli markaların artık güçlendiğini görüyoruz. Bu da pastanın dağıldığını ve rekabetle kârlılıkların düştüğünü gösteriyor. Total gibi markalar da eski dönemlerdeki kâr oranlarını göremeyince çıkmayı düşünüyor.
Yerliler bu işi nasıl döndürüyor? Yerlilerin agresif büyümesinin ardında ne var?
Onların maliyet hesaplarıyla yerli markanın maliyetleri bir değil. Onların yurtdışı operasyonları var, onlar için bu kâr marjları kambur demek. Pazarda rekabetin koşullarından biri, hızlı karar alabilmek. Netice odaklı çalışmayı gerektiren bu işte yerli şirketler çok başarılılar.
Tavan fiyat uygulamasında geri adım bekliyor musunuz?
Tavan fiyat uygulamasına ben çok karşıyım. Bunu yanlış görüyorum. Serbest piyasa koşullarında böyle bir yapı olmamalı.
Peki sizin istasyonlarınız için ortalama gelir nedir? Kârlılık için ne kadarlık bir satış öngörülüyor?
Bir istasyonun günlük 10 bin litre satış yapıyor olması lazım. 8 bin litreye kadar maliyet, sonrası da artık kârdır. Anadolu’da bir kasabadaki istasyon ile İstanbul’daki istasyonu aynı kefeye koyamazsınız. Anadolu’da bir pompacı, temizliği de yapar, muhasebe kaydını da tutabilir. Reklam maliyeti yoktur. Dolayısıyla ikisinin de kâr ve maliyet hesaplan farklıdır. İstanbul için 8-10 bin litrenin altında olmaması, Anadolu için de 5 bin litre olması gerekir.
TURKONFED’DE ADAY DEĞİLİM"
TÜSİAD’da barış sürecinin ekonomik ayağına ilişkin faaliyetleri iki dönem yönettikten sonra şu anki yönetimde yer almayan Tarkan Kadooğlu, TÜRKONFED’deki başkan yardımcılığı görevini ise halen yürütüyor. 23 Mayısla genel kurula hazırlanan TÜRKONFED’de başkanlığa aday olup olmadığını sorduğumuz Kadooğlu, "Aday olmam için teklifler yapılıyor ama ben bu işlerden sıyrılıp biraz daha kendi işlerime vakit ayırmak istiyorum" diyor.
"ÇÖZÜM İSTEMEYEN PARTİ İKTİDAR OLAMAZ"
Cizreli olan ve barış sürecine katkılarıyla bilinen Tarkan Kadooğlu, bu sürece ilişkin şunları söylüyor: "Barış süreci bugünden sonra artık kimsenin tekelinde değildir. Olmazsa olmaz bir politikadır. Bu ülkenin büyümesini, gelişmesini istiyorsak, mevcut iç barışı sağlamak ve sorunu çözmek zorundayız. Artık hangi parti gelirse gelsin, bunu sürdürecektir. Bu bir parti meselesi değildir. Bu bir ülke ve Türkiye’de yaşayan halkların meselesidir. Bu sorunu çözmem diyen parti artık iktidar olamaz."