İstanbul
KADEM’den yapılan açıklamada, şiddetin, sonuçları itibarıyla sadece şiddet gören kişiyi değil aynı zamanda bir babayı, bir evladı, bir kardeşi, geniş ölçekte toplumu ve uzun vadede de geleceği etkilediği belirtildi.
Şiddete maruz kalan kişiler kadar şiddet mağdurunun yakınlarının da zarar gördüğü ifade edilen açıklamada, bu dalga büyüdükçe toplumsal travmalara sebep olarak ilerlemenin, gelişmenin ve en önemlisi toplumsal huzur ve güvenliğin önündeki en büyük engellerden biri haline gelebildiği vurgulandı.
Bu nedenle şiddete karşı sessiz kalmanın ve şiddete göz yummanın mümkün olmadığı aktarılan açıklamada, "Şiddet mağduru bugün hiç tanımadığımız biri olabileceği gibi yarın bir yakınımız da olabilir." ifadesi kullanıldı.
KADEM’in, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde "şiddete göz yumma" diyerek toplumun tüm bireylerini şiddetin karşısında durmaya davet ettiği aktarılan açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Bu amaçla hazırladığımız Instagram filtre uygulamasıyla ’şiddete göz yumma’ diyerek sessiz kaldığımız her şiddet eyleminin bir parçası olmaktan kaçamayacağımıza vurgu yapılırken, kullanıcıların kadın, erkek, genç, yaşlı fark etmeksizin şiddet karşısında bir başkasının yanında olabileceğinin altı çiziliyor. Böylelikle filtreyi uygulayanlarda cinayete kurban giden kadınların yüzleri ile topluma karşı bir aynalama yapması hedefleniyor."
Açıklamada görüşlerine yer verilen KADEM Yönetim Kurulu Başkanı Saliha Okur Gümrükçüoğlu, kadına yönelik şiddetin farklı dinamikler barındırması sebebiyle mücadelede de bütüncül bir çabayı gerekli kıldığını belirtti.
Bu manada eğitim müfredatlarından medya içeriklerine, hukuk düzenlemelerinden sosyal politikalara kadar pek çok alanda eşgüdümlü bir yönetim sisteminin benimsenmesinin şiddetin önüne geçilmesinde ciddi bir etki uyandıracağını ifade eden Gümrükçüoğlu, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Toplumda huzuru ve güveni tesis edebilmek için belirlenen kurallar, öncelikle kötülüğü engellemeyi hedefler. Toplumdaki birlik hali ve güçlü sosyal yapı, içinde yaşayan kişilerin kendilik bilinçlerini de güçlü kılar. Böylelikle toplumdaki her fert şiddet karşısında amasız ve güçlü bir şekilde şiddete göz yummayarak ses verebilir."
Sosyal medya mecralarının birbirinden farklı ve etkili yöntemlerle kişilere ulaşmak ve toplumsal bilinç oluşturmak açısından önemine de dikkati çeken Gümrükçüoğlu, bu sebeple popüler bir sosyal medya uygulaması tercih ettiklerini kaydetti.
