Tahran
Ülkede adayların rejime bağlılığı ile siyasi, ahlaki ve dini sabıkalarını inceleyen Anayasayı Koruyucular Konseyi (AKK) ılımlı muhafazakar eski Meclis Başkanı Ali Laricani, eski Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad ile reformistlerin adaylarından Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı İshak Cihangiri, Tebriz Milletvekili Mesud Pizişkiyan ve Mustafa Taczade'nin adaylık başvurularını reddetti.
Veto edilen adaylardan Ahmedinejad ve Taczade oy kullanmayacaklarını belirterek boykot çağrısında bulunurken 31 reformist parti ve hareketin çatı kuruluşu Reformist Cephe Sözcüsü Azer Mansuri, blok olarak hiçbir adayı desteklemeyeceklerini açıkladı.
AKK'nin kararına itiraz eden adaylar nedeniyle toplumsal gösteriler beklendiği için Ahmedinejad ve Cihangiri gibi isimlere veto kararının Devrim Muhafızları Ordusu'na bağlı askeri yetkililer tarafından yüz yüze iletilmesi dikkati çekti.
AKK'nin 592 kişiden 585'inin adaylığını veto eden kararına itiraz eden Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, ülke lideri Ali Hamaney'e mektup yazarak bu konuya müdahale etmesini ve başvuruların yeniden ele alınması için yardımcı olmasını istedi. Ruhani, konuya ilgili "Görkemli bir seçim nizamın meşruiyetinin teminatıdır. Bu temel bir meseledir ve biz bunu unuttuk. Nizamın meşruiyetinin devamı halkın sandık başına gitmesi ile mümkündür." görüşlerini paylaştı.
Hamaney ise vetoları destekledi ve seçimlerin boykot edilmesine yönelik çağrılara da tepki göstererek, "Seçimlerin faydasız olduğunu söyleyenleri dinlemeyin. Bunlar halkla birlikte değildir. Halkla birlikte olan kimse insanların sandık başına gitmesine mani olmaz." dedi.
Siyasi partiler ve adaylar arasında vetolarla ilgili tartışma sürerken AA ekibi olarak seçmenin nabzını tuttuk ve başkent Tahran'ın en hareketli merkezlerinden olan İnkılap Meydanı'nda İranlılara seçime ilişkin görüşlerini sorduk.
"Rejim kendi adamlarına bile güvenmiyor artık"
Tahran'da kitapçılık yapan Ekber Şucai, oy kullanmayacağını belirterek, "Seçimlere kimse katılmamalıdır. Bunun adı seçim değildir. Rejim kendi adamlarını bile AKK aracılığıyla veto etti. Ahmedinejad 8 yıl cumhurbaşkanlığı, Laricani onca yıl Meclis Başkanlığı yaptı. Rejim kendi adamlarına bile güvenmiyor artık. Halk için en iyi yol atamaya dönüşen bu seçimlere katılmamalarıdır." ifadelerini kullandı.
AKK'nin adayları veto etmesine tepki gösteren Şucai, "Şimdiden Reisi'nin cumhurbaşkanı olacağı bellidir. Bizim gidip bunu teyit etmemize gerek yok. Seçimlerde sadece rejimi onaylamak için kullanın, kimin seçileceği önemli değil diyorlar. Yaptırımlar ve ülkenin bu hale gelmesine neden olan tüm meseleler rehberin (Hamaney'in) elindedir, Cumhurbaşkanı sadece bostan korkuluğudur ve hiçbir etkisi yoktur." görüşlerini paylaştı.
Tahranlı ev hanımı Perisa Rüstemi de mevcut şartlardan razı olmadıklarını dile getirerek, "Demokrasi dedikleri bir sistemde yaşıyoruz. Bu gösteriden ibaret bir seçim sadece. Ben oy kullanmayacağım. Çünkü cumhurbaşkanının seçildiğini düşünüyorum. Yukarıdan bir isim belirlendiği zaman bize bir şey kalmıyor. Seçtikleri kişiler de daha önce var olan isimler. Seçim dedikleri şeyin bir sinema filmi olduğunu düşünüyorum. Toplumun içinden olaya bakıldığında hiç kimse razı değil." diye konuştu.
"Bu seçim değildir atamadır"
Şukufe Eliyari ise, "Ben hiçbir şekilde oy kullanmayacağım. Çünkü bizim için bir şey yapmadılar. Sadece ülkeyi muhafazakar ile reformist olarak ikiye ayırdılar ve onları birbirine düşürdüler. İkisi de halk için bir şey yapmadı." dedi.
Perviz Hüseyni de 2013 yılında mevcut Meclis Başkanı muhafazakar aday Muhammed Bakır Kalibaf'a oy verdiğini belirterek, "Ben oy kullanmayacağım. Kimin cumhurbaşkanı olacağı benim için önemli değil. Şartlar yüzde 20 de düzelse ve halk biraz daha rahatlasa benim için yeterlidir." diye konuştu.
Cevad Arifi ise şunları söyledi: "Seçimlerde tam rakip olmadığı için oy kullanmayabilirim. İbrahim Reisi'nin seçileceği bellidir. O yüzden bu seçim değildir atamadır. Yani cumhurbaşkanı önceden belirlenmiştir. Halkın sorunları 42 yıldır çözülmedi."
Seçimlere farklı adayların değil muhtelif akım ve cenahların katılabilmesinin önemli olduğunu vurgulayan Arifi, "Her şey tek elden yönetilince Kuzey Kore gibi olur. Sandık başına gitmezsek bunlara bir ders vermek için gitmeyeceğiz. Çünkü başka dilden anlamıyorlar. Tek yol muhtemelen seçimlere katılmamaktır." şeklinde konuştu.
Ali Tebrizi ise görüşlerini şöyle dile getirdi:
"Kimseye oy vermeyi düşünmüyorum. Çünkü bizim için hiçbir şey yapmadılar ve gençlerin ekseriyeti gelecekten ümidini kesmiş durumda. Halkın durumu iyi değil. Gerçekten bunu halletmek için aday olan kimse var mı?"
Sümeyye Amuli adlı ev hanımı da "Halk her vesileyle devrimin yanında olmuştur, yetkililer de onların sorunlarını dertlenmelidir. Ben oy kullanacağım. Verdikleri vaatleri yerine getirmelerini temenni ediyorum." ifadelerini kullandı.
Selman Kerimi ise bu güne kadar oy verdiklerini ancak kendileri için bir şey yapılmadığını anlatarak, "Halk gerçekten perişan oldu, yolda yürüyecek hali kalmadı. Ülkede güvenlik kalmadı. Hiçbir aday sorunları çözemez. Bunlar gerçekten de problemleri halledemez. Biz oy vereceğiz fakat ne yazık ki kimse bu ülke için tasa duymuyor. Halka samimi yaklaşan kimse yok." değerlendirmesinde bulundu.
Mahmud Selimi adlı vatandaş da şunları ifade etti:
"Şu ana kadar 6 Cumhurbaşkanı oldu ve hiçbiri vaatlerini yerine getirmedi. Cumhurbaşkanı olan halkı unuttu. Halkı düşünmeleri ve öncelemeleri şartıyla oy kullanırız. Devrimin başından bu yana halk için hiçbir şey yapmadılar."