İstanbul
İran'da 8 Ocak 2020'de Devrim Muhafızları Ordusu tarafından başkent Tahran'da 2 füzeyle vurularak düşürülen ve 176 kişinin hayatını kaybettiği Ukrayna yolcu uçağı kazasıyla ilgili teknik incelemenin tamamlanmaması ve suçluların yargı önüne çıkarılmaması soru işaretlerini arttırıyor.
AA muhabiri, 5 soruda uçak kazası öncesi neler olduğunu, uçağın nasıl düştüğünü, kaza sonrası İranlı yetkililerin açıklamalarını, uçağın karakutusuna ne olduğunu ve kurban yakınlarının beklentilerini derledi.
1- Kaza öncesi ne oldu?
ABD, 3 Ocak 2020 günü Irak'ın başkenti Bağdat'ta İran'ın dış operasyonlardan sorumlu askeri kolu Kudüs Güçleri Komutanı General Kasım Süleymani'ye 01.20'de suikast düzenledi.
İran, misilleme olarak 8 Ocak gecesi Süleymani'ye suikastın düzenlendiği saatte, ABD'nin Irak'taki Ayn el-Esed Hava Üssü'nü onlarca balistik füzeyle vurdu. İran Devrim Muhafızları Ordusu, saldırıda en az 80 ABD askerinin öldüğünü öne sürmüştü. ABD bu iddiayı yalanladı ve hiçbir askerinin yaralanmadığını duyurdu.
2- Uçak nasıl düşürüldü?
İran ordusu muhtemel ABD saldırılarına karşı alarm durumuna geçti. Fakat hava sahasını sivil uçaklara kapatmadı.
Ukrayna Hava Yolları'nın PS 752 sefer sayılı Tahran-Kiev uçuşunu gerçekleştiren Boeing 737-800 tipi yolcu uçağının, 8 Ocak 2020 tarihinde Uluslararası İmam Humeyni Havalimanı'ndan 05.15'te havalanması planlanıyordu.
57 dakika rötarla hareket eden uçak, kalkışından yaklaşık 3 dakika sonra 06.19'da bir füzeyle vuruldu, 24 saniye sonra 2'inci füze isabet etti. Uçak, Tahran'ın güneybatısındaki Şehriyar ilçesine bağlı Şahidşehr yakınlarına düştü.
2- Kaza sonrası İranlı yetkililer neler dediler?
Tahran yönetimi, uçağın İran ordusu tarafından füzeyle vurulduğu iddialarını yalanladı. Olaydan 3 gün sonra ise İran, yolcu uçağının "cruise (seyir) füzesi" olarak algılandığını ve kısa menzilli füze ile "yanlışlıkla" vurulduğunu itiraf etti.
Olaydan hemen sonra, uçağın İran Ordusu tarafından füzelerle düşürüldüğüne dair iddialar çıkmıştı.
Söz konusu iddiaları yalanlayan İran Ulaştırma ve Şehircilik Bakanlığı Bilgi ve İletişim Merkezi Başkanı Kasım Biniyaz, "Uçak, füzeyle vurulmuş olsaydı havada patlardı ancak kaza motorun ateş alması ve pilotun kontrolü sağlamada başarısız olması nedeniyle yaşandı." ifadelerini kullandı.
Olaydan bir gün sonra, 9 Ocak'ta, İran Sivil Havacılık Kurumu Kaza İnceleme Komisyonu Başkanı Hasan Rızayifer, yaptığı açıklamada, uçağın füzeyle vurulduğu iddialarını bir kez daha yalanladı. Rızayifer, "Elimizde uçağın vurulmadığına dair ikna edici deliller var. Kaza yerinde hiçbir füze parçasına rastlanmamıştır." açıklamasında bulundu.
Aynı gün, Kanada Başbakanı Justin Trudeau ise ellerinde Ukrayna uçağının İran'a ait füze ile "kazayla" vurulduğuna dair kanıtlar olduğunu ve İran makamlarından olayı aydınlatacak yanıtlar beklediklerini söyledi.
Olaydan 2 gün sonra 10 Ocak'ta, İran Hükümet Sözcüsü Ali Rebii, Ukrayna Havayolları'na ait yolcu uçağının füzeyle vurulduğu yönündeki iddiaların ABD'nin algı operasyonu olduğunu savundu.
Rebii, "ABD, tamamen alışık olduğumuz algı operasyonunun bir parçası olarak Pentagon'dan adını vermek istemeyen bir yetkilinin ağzından uçağın isabet eden 2 füze nedeniyle düştüğü yönündeki haberi basına yaydı." açıklamasında bulundu.
3 gün sonra 11 Ocak'ta ise, ortaya çıkan görüntüler sonrasında, İran Genelkurmay Başkanlığı, Ukrayna Havayollarına ait yolcu uçağının "hassas askeri bir noktanın" üzerinden geçerken "insani hata" sonucu hava savunma sistemi tarafından yanlışlıkla düşürüldüğünü duyurdu.
Bu açıklama İran halkında infiale yol açtı. Halk, bir taraftan sosyal medya üzerinden üzüntülerini ve hayal kırıklıklarını ifade ederken diğer taraftan başkent Tahran'daki bazı üniversitelerde protestolar düzenlendi.
Bu gelişmelere eş zamanlı olarak, İran lideri Ali Hamaney, Ukrayna uçağının füzeyle düşürülmesine ilişkin "muhtemel kusurlar ve eksikliklerin incelenmesi" talimatını vermekle, Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani olayın sorumluları hakkında yasal işlem başlatılması gerektiğini söylemekle, İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif de kurbanların ailelerinden özür dilemekle yetindi.
Bu açıklamalardan birkaç saat sonra, İran Devrim Muhafızları Ordusu Hava-Uzay Kuvvetleri Komutanı Tuğgeneral Emir Ali Hacızade, düzenlediği basın toplantısında, uçağın füzelerle vurulmasını gerekçelendiren bir takım bahaneler öne sürdükten sonra, "Ukrayna uçağının düştüğünün haberini alınca ölmeyi diledim. Hadisedeki sorumluluğu kabul ediyoruz. Boynumuz kıldan incedir. Yetkililerin hakkımızda alacağı her türlü karara itaat edeceğiz." dedi.
İran Meclisi Reşt Milletvekili Gulamali Caferzade, 12 Ocak'ta Asriran haber sitesine verdiği demecinde, "Eğer Batı'nın baskısı ve sosyal medyada yayınlanan görüntüler olmasaydı beyler (İranlı yöneticiler) gerçeği asla söylemeyeceklerdi." ifadelerini kullandı.
İran Devrim Muhafızları Ordusu Hava Kuvvetleri Komutanı Hacızade'nin uçağı İran'ın düşürdüğünü açıkladığı konuşmasında, "Olayı duyduğumda ölmek istedim." sözünün boş bir laftan ibaret olduğunu dile getiren Caferzade, olayda sorumluluğu bulunanların topluca istifa etmeleri ve haklarında soruşturma açılması gerektiğini söyledi.
Caferzade, gerçeği saklamaya hiçbir yöneticinin hakkı olmadığını belirterek, "Bu işi yapıp 3 gün gerçeği halktan gizleyenler çok ahlaksızca bir iş yapmışlardır." dedi.
3- Düşürülen uçakta kaç kişi hayatını kaybetti?
Tahran'dan Kiev'e giden uçaktakilerin çoğu, Kiev'den Kanada'ya aktarmalı gitmeyi planlayan İran asıllı Kanada vatandaşlarından oluşuyordu. Uçakta bulunan 9 mürettebat 167 yolcu, toplam 176 kişi hayatını kaybetti.
İran, Kanada, İsviçre, Ukrayna, İngiltere ve Afganistan vatandaşlarının bulunduğu uçakta hayatını kaybedenlerden 70'i erkek, 81'i kadın, 15'i çocuk ve biri de bebekti.
4- Uçağın karakutusuna ne oldu?
Uçağın karakutusu kazanın meydana geldiği ilk gün İranlı yetkililer tarafından bulundu. Karakutunun hasar gördüğü belirtildi.
Uçak kazasında vatandaşlarını kaybeden Kanada, Ukrayna, İsviçre, Afganistan ve İngiltere yetkilileri, 15 Şubat 2020 tarihinde İran'dan, incelenmesi için karakutunun Fransa'ya verilmesini istediler.
Uluslararası anlaşmalara göre, bir an önce incelenmesi ve içerisindeki bilgilere ulaşılması gereken karakutuyu İran, çeşitli bahanelerle yaklaşık 7 ay elinde tuttuktan sonra nihayet 17 Temmuz 2020'de Fransa'ya gönderdi. 6 gün içerisinde okuma işlemini tamamlayan Fransa, karakutuyu 23 Temmuz 2020 tarihinde İranlı yetkililere teslim etti.
İran Havacılık Kurumu, 23 Aralık 2020'de, Ukrayna yolcu uçağı konusunda ilgili ülkelerin temsilcileriyle bir toplantı düzenledi.
Telekonferans yöntemiyle yapılan toplantıya, uçağın üreticisi ABD, uçak şirketinin bağlı olduğu Ukrayna, enkaz inceleme çalışmalarında yer alan Fransa ve hayatlarını kaybeden yolcular adına Kanada, İsviçre, İngiltere ve Almanya'dan uzmanlar ve yetkililerin katıldı.
İran Havacılık Kurumu, kazaya ilişkin eldeki bilgilerin Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü standartlarına uygun olarak bir araya getirileceğini ve taslak şeklindeki bu verilerin ilgili ülkelerle paylaşılacağını duyurdu.
İlk verileri içeren taslak metnin gönderileceği, kaza inceleme çalışmalarına katılan ülkelerin de 2 ay içinde söz konusu metne ek yaparak İran Havacılık Kurumu'na sunabileceği belirtilirken, kaza araştırma ve inceleme nihai raporunun ise 2 ay sonra yayımlanacağı kaydedildi.
5- Kurban yakınlarının beklentisi ne?
Uçak kazası kurbanlarının aileleri, İran lideri Ali Hamaney ve Devrim Muhafızları Ordusu Hava Kuvvetleri Komutanı Emir Ali Hacızade'nin de aralarında bulunduğu üst düzey komutanlar hakkında 24 Ocak 2020 tarihinde Toronto Mahkemesi'nde dava açtı ve aileler adına Kanadalı avukatlar, İran devleti aleyhine 1 milyar 100 milyon dolar tutarında tazminat talebinde bulundu.
İran, olaydan yaklaşık bir yıl sonra, 30 Aralık'ta, hayatını kaybedenlerin her birinin ailesine 150 bin dolar tazminat ödeyeceğini duyurdu.
İran Cumhurbaşkanı Yardımcısı ve Şehit ile Gaziler Vakfı Başkanı Said Evhadi, 3 Ocak 2021 tarihinde yaptığı açıklamada, "yanlışlıkla" düşürülen Ukrayna yolcu uçağında hayatını kaybeden İranlılardan 127'sinin "şehit" sayıldığını söyledi.
Kanada'da örgütlenen kurbanların yakınları, olayda suçlu olarak gördükleri İran yönetiminin kazayla ilgili tazminat belirleme yetkisinin olmadığını savunuyor. Kazada yakınlarını kaybeden aileler, suçluların bir an önce yargı önüne çıkartılmasını istiyor.
Düşürülen uçakta hayatını kaybedenlerin aileleri, kazanın yıldönümü münasebetiyle Kanada, Almanya ve Tahran'da anma törenleri ve protesto gösterilerine hazırlanıyor.
İran, uluslararası yükümlülüklere göre, uçak kazasından en geç bir yıl sonra kaza teknik raporunu ilgili ülkelerle paylaşmalı. Eğer 1 yılda bunu yapamazsa, 3 ay daha süre tanınıyor. Aksi takdirde şikayet sahipleri davayı uluslararası mahkemelere taşıma hakkına sahip oluyor.
Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmitro Kuleba, 29 Aralık 2020'deki demecinde, Tahran'da düşürülen Ukrayna Havayollarına ait uçağa ilişkin, İran'ın "adaletten kaçmasına izin vermeyeceklerini" belirtti.
Kanada Dışişleri Bakanı François-Philippe Champagne, 10 Şubat 2020 tarihinde ve dönemin Ukrayna Dışişleri Bakanı Vadim Pristayko, 7 Nisan 2020'de yaptıkları açıklamalarda, adaletin yerini bulması için, uçağı vurma emrini veren emir komuta zincirinin ortaya çıkartılması gerektiğini söylediler.
Tahran Askeri Başsavcısı Gulam Abbas Türki, Ukrayna Hava Yollarına ait sivil yolcu uçağının vurularak düşürülmesinin üzerinden bir yıl geçtikten sonra bugün, soruşturma kapsamında yalnızca 1 kişinin tutuklu bulunduğu bildirildi.
Türki, "Savcılık soruşturması tamamlandı ve yakında hazırlanan iddianame ile birlikte Tahran Askeri Mahkemesi'ne gönderilecek." dedi.
Türki, olayın "hata" olduğunun soruşturma sonucunda netlik kazandığını belirterek, "Ukrayna uçağının düşürülmesinde hava savunma sistemlerine müdahale gibi siber saldırı iddiaları ve uçağın elektronik sistemleri ile savunma ağında arıza gibi teoriler kanıtlanamadı." ifadelerini kullandı.
Soruşturma sürecinde olayda kusurlu olduğu tespit edilen kişilerden yalnızca birinin tutuklu bulunduğunu aktaran Türki, diğerlerinin kefaletle serbest bırakıldığını açıkladı.