Washington
İklim değişikliği; sel ve kuraklık gibi suya bağlı krizleri artırırken uzmanlar, su ile ilgili mevcut ve gelecekteki sorunların üstesinden gelinmesi için büyük, koordineli sermaye akışlarına ihtiyaç olduğunu, mevcut küresel yatırım seviyelerinin yetersiz kaldığını belirtiyor.
İklim değişikliğinin yol açtığı krizler, dünyanın karşı karşıya olduğu en acil sorunlardan biri olarak öne çıkıyor.
AA muhabirinin, Dünya Bankası'nın "Su Finansmanını Artırmak" başlıklı raporundan derlediği bilgilere göre, iklim değişikliği suyla bağlantılı riskleri artırırken 10 doğal afetten 9'unun su ile ilgili olduğu kaydediliyor.
Ayrıca sel ve kuraklıkların 2050 yılına kadar küresel ekonomide 5,6 trilyon dolarlık kayba neden olabileceği tahmin ediliyor.
Dünya nüfusunun yüzde 10'u su sıkıntısının yüksek olduğu ülkelerde yaşıyor
Mevcut eğilimlere göre, dünyanın 2030'a kadar su arzı ve talebi arasında yüzde 40'lık bir açıkla karşı karşıya kalacağı öngörülüyor.
Dünya nüfusunun yüzde 10'u halihazırda yüksek veya kritik düzeyde su sıkıntısı çeken ülkelerde yaşarken, 2,3 milyarı aşkın insan, güvenli içme suyuna, 3,6 milyar insan ise sanitasyon hizmetlerine erişemiyor.
Tahminler, 2050'ye kadar 4 milyar insanın su sıkıntısı çeken bölgelerde yaşayacağına, 1,6 milyar insanın sellere maruz kalacağına ve 600 şehirde 800 milyon insanın ise yükselen deniz seviyeleri ile fırtına dalgalarıyla karşı karşıya kalacağına işaret ediyor.
Su güvenliği için yatırım ve finansman akışlarında artış gerekiyor
Mevcut küresel yatırım seviyelerinin, su sektörü risklerinin üstesinden gelinebilmesi için yetersiz olduğu belirtilirken, suyla ilgili altyapı için ihtiyaç duyulan yatırımın 2030 yılına kadar 6,7 trilyon dolar, 2050'ye kadar ise 22,6 trilyon doları bulması bekleniyor.
Herkes için su güvenliğinin sağlanması amacıyla koordineli eylemin ve su değer zinciri boyunca yatırım ile finansman akışlarında büyük bir artışın gerekli olduğu kaydediliyor.
Suyla ilgili yatırımların harekete geçirilmesindeki en büyük sorunun, suyun kamu ve özel sektör aktörleri tarafından değerinin altında ele alınmasından kaynaklandığı belirtiliyor. Çoğu ülkede suyun fiyatının, gerçek ekonomik değerini ya da su hizmetlerinin maliyetini yansıtmadığı aktarılıyor.
Suyun genellikle yatırım, ekonomik planlama ve politika oluşturmada yeterince dikkate alınmadığı savunulurken, su sektöründe yıllardır süregelen yetersiz yatırımı telafi etmek, mevcut ve gelecekteki zorlukların üstesinden gelmek için büyük, koordineli kamu ve özel sermaye akışına ihtiyaç olduğu vurgulanıyor.
Uzmanlar, su sektöründeki yatırımların hızlandırılması için içme suyu temini, sanitasyon, su kaynakları yönetimi, hidroelektrik, sulama ve endüstriyel üretim ile sel ve kuraklığın önlenmesi dahil, su ile ilgili tüm alt sektöre odaklanılması gerektiğini belirtiliyor.
"Özelleştirilebilir yol haritası sağlayan bir çerçeve oluşturduk"
Dünya Bankası Küresel Su Uygulaması Küresel Direktörü Saroj Kumar Jha, AA muhabirine yaptığı açıklamada, suyun dünyanın "yaşam kaynağı" olduğunu ancak şu anda çok sayıda su kriziyle karşı karşıya olunduğunu belirtti.
Bu krizlerin suyun fazlalığından, azlığından ya da çok kirli olmasından kaynaklandığını aktaran Jha, "Suyun fiyatı çoğu zaman gerçek değerini yansıtmıyor ve sektöre ek finansman sağlanmasını zorlaştırıyor." dedi.
Jha, mevcut ve gelecekteki su ile ilgili sorunların üstesinden gelmek için büyük, koordineli sermaye akışlarına ihtiyaç olduğunu vurgulayarak, bu nedenle Dünya Bankası olarak, su sektörü için daha fazla finansman ve inovasyonu harekete geçirmek amacıyla kamu, özel sektör, uluslararası kuruluşlar ve diğer kuruluşlar için özelleştirilebilir bir yol haritası sağlayan bir çerçeve oluşturduklarını ifade etti.