Beyne giden kanın ve oksijenin bir anda kesilmesi veya azalması ile beraber ortaya çıkan durumlara felç (inme) adı verildiğini dile getiren Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Abdulkadir Koçer, sakatlıklar konusunda dünyada bu rahatsızlığın ilk sıralarda yer aldığına dikkat çekti. Prof. Dr. Koçer, felç durumunda acil müdahalenin hayat kurtardığının belirtirken, felç konusunda önemli bilgiler verdi.
Felç durumunda acil müdahalenin hayat kurtarabildiğini anlatan Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Abdulkadir Koçer, ’'Kan ve oksijen akışının kesilmesi ile beraber kesintinin yaşandığı bölgedeki hücreler büyük bir hızla ölmeye başlıyor ve bu beynin bu bölgesinin kontrol ettiği fonksiyon kayıpları meydana geliyor. Bu kayıplar hasarın büyüklüğüne göre geçici ya da kalıcı olarak görülebiliyor. İnme türüne göre ikiye ayrılıyor. Damar içerisinde yer alan kan pıhtısı veya zaman içerisinde meydana gelen plak ve yağ birikintisi ile meydana gelen inmelere iskemik inme, beynin içerisinde bulunan bir kan damarından beyne kan sızıntısı sonucu ortaya çıkan inmelere kanayıcı inme adı veriliyor’' dedi.
’'Erken müdahalede ilk 4 saat hayati önem taşıyor’'
İnme belirtilerinin beynin inme meydana gelen bölgesinin sorumlu olduğu fonksiyonlarının kaybedilmesi olarak görüldüğünün altını çizen Prof. Dr. Koçer, bu rahatsızlığın belirtilerini şöyle sıraladı: ’'Kol, bacak ya da vücudun sol veya sağ tarafının aniden uyuşması, güçsüzleşmesi, kafa karışıklığı, konuşmada ve anlamada zorlanma, görme kaybı, ani ve şiddetli baş ağrısı, yürümede zorlanma, denge kaybı ya da sersemlik hali inmenin en önemli belirtileri arasında yer alıyor’'.
İnmenin anlık bir durum olduğu için herhangi bir habercisi bulunmadığı bilgisini veren Prof. Dr. Koçer, bu gibi şikayetler ortaya çıktığında inmenin başlamış olduğunu belirtti. Bu nedenle mümkün olduğunca erken müdahale edilmesi gerektiğini, özellikle ilk 4 saat içerisinde yapılan müdahalelerin kalıcı hasarları önemli ölçüde engellediğini ifade eden Prof. Dr. Koçer, geç kalınan her dakikanın vücutta daha büyük hasarların meydana gelmesine neden olabileceğini vurguladı.
’'Hem yaşam biçimi hem de tıbbi faktörler inmeyi tetikleyebiliyor’'
İnmeye neden olan tıbbi faktörlerin başında, kalp ritmi bozukluğu, yüksek kolesterol, diyabet ve yüksek tansiyonun geldiğini sözlerine ekleyen Prof. Dr. Koçer, ayrıca obezite, yanlış beslenme, sigara kullanımı ve hareketsiz bir yaşam tarzının da inme riskini arttıran etmenlerden olduğunu ifade etti. Prof. Dr. Koçer, inmenin bir diğer nedeninin ise yaşlılık olduğunu, felç geçiren hastaların yüzde 75’i 60 yaş ve üzeri kişiler olduğunu, 60 yaşından sonra felç görülme riskinin her on yılda bir yaklaşık olarak iki katına çıktığını, ayrıca hayatında daha önce felç geçirmiş olanların tekrar geçirme olasılığının da geçirmemiş olanlara göre daha fazla arttığını belirtti.
Felç durumunda acil müdahalenin hayat kurtarabildiğini anlatan Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Abdulkadir Koçer, ’'Kan ve oksijen akışının kesilmesi ile beraber kesintinin yaşandığı bölgedeki hücreler büyük bir hızla ölmeye başlıyor ve bu beynin bu bölgesinin kontrol ettiği fonksiyon kayıpları meydana geliyor. Bu kayıplar hasarın büyüklüğüne göre geçici ya da kalıcı olarak görülebiliyor. İnme türüne göre ikiye ayrılıyor. Damar içerisinde yer alan kan pıhtısı veya zaman içerisinde meydana gelen plak ve yağ birikintisi ile meydana gelen inmelere iskemik inme, beynin içerisinde bulunan bir kan damarından beyne kan sızıntısı sonucu ortaya çıkan inmelere kanayıcı inme adı veriliyor’' dedi.
’'Erken müdahalede ilk 4 saat hayati önem taşıyor’'
İnme belirtilerinin beynin inme meydana gelen bölgesinin sorumlu olduğu fonksiyonlarının kaybedilmesi olarak görüldüğünün altını çizen Prof. Dr. Koçer, bu rahatsızlığın belirtilerini şöyle sıraladı: ’'Kol, bacak ya da vücudun sol veya sağ tarafının aniden uyuşması, güçsüzleşmesi, kafa karışıklığı, konuşmada ve anlamada zorlanma, görme kaybı, ani ve şiddetli baş ağrısı, yürümede zorlanma, denge kaybı ya da sersemlik hali inmenin en önemli belirtileri arasında yer alıyor’'.
İnmenin anlık bir durum olduğu için herhangi bir habercisi bulunmadığı bilgisini veren Prof. Dr. Koçer, bu gibi şikayetler ortaya çıktığında inmenin başlamış olduğunu belirtti. Bu nedenle mümkün olduğunca erken müdahale edilmesi gerektiğini, özellikle ilk 4 saat içerisinde yapılan müdahalelerin kalıcı hasarları önemli ölçüde engellediğini ifade eden Prof. Dr. Koçer, geç kalınan her dakikanın vücutta daha büyük hasarların meydana gelmesine neden olabileceğini vurguladı.
’'Hem yaşam biçimi hem de tıbbi faktörler inmeyi tetikleyebiliyor’'
İnmeye neden olan tıbbi faktörlerin başında, kalp ritmi bozukluğu, yüksek kolesterol, diyabet ve yüksek tansiyonun geldiğini sözlerine ekleyen Prof. Dr. Koçer, ayrıca obezite, yanlış beslenme, sigara kullanımı ve hareketsiz bir yaşam tarzının da inme riskini arttıran etmenlerden olduğunu ifade etti. Prof. Dr. Koçer, inmenin bir diğer nedeninin ise yaşlılık olduğunu, felç geçiren hastaların yüzde 75’i 60 yaş ve üzeri kişiler olduğunu, 60 yaşından sonra felç görülme riskinin her on yılda bir yaklaşık olarak iki katına çıktığını, ayrıca hayatında daha önce felç geçirmiş olanların tekrar geçirme olasılığının da geçirmemiş olanlara göre daha fazla arttığını belirtti.