Kültür ve Turizm Bakanlığının koordinesi ve Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Halil Tekin başkanlığında sürdürülen alanda yeni bulgu ve bilgiler elde ediliyor.
Bölgenin ilk kez 1996 yılında İngiliz ve Amerikalılar tarafından 2012 yılına kazıldığını belirten Doç. Dr. Tekin, “Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Hacettepe Üniversitesi adına burada kazılar yürütüyoruz. Bizden önce 1996 yılından 2012 yılına kadar İngiliz ve Amerikan heyetleri kazılar yürütmüşlerdi. 2013 yılından itibaren Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın olurları ile biz kazıları devraldık. Özellikle höyüğün zirve kısmında kazıları yürütüyoruz. Yakın bir zamanda Kültür ve Turizm Bakanlığı istimlakını gerçekleştirdi. 2021 yılı itibariyle yeni bir alanda tamamen Türk kazısı olarak başladık ve 4 hafta bitti 5'inci hafta içindeyiz. Oldukça ilginç bulgulara ulaştık” dedi.
Domuztepe Höyüğü yaklaşık 22 hektar genişliğinde çok geniş bir yerleşim yeri olduğunu ifade eden Tekin, "Günümüzden yaklaşık 9 bin yıl önce ilk kez burada bir köy yerleşim yerleri başlıyor. İlk köylüler basit bir hayat sürdürmüşlerdir. Koyun ve keçi besicilikten süt ve süt ürünlerini tüketerek çevrede bulunan meşe palamudu, fıstık ve benzeri yiyecekler tüketerek kısıtlı da olsa tarımsal yiyeceklerle yaşamışlardır. Gayet güzel bir şekilde her hangi bir kavgaya neden vermeksizin barışçıl bir hayat sürdüklerini biliyoruz” dedi.
"7 bin 500 yıllık yerleşim yeri bulundu"
Bölgede 15 kişilik ekiple çalışmalarını yürüten Doç. Dr. Tekin, Sümer, Akad, Asur ve Babil topluluklarının öncüsü olan halkın da bölgede yaşadığını ve ilk izlerini bulduklarını söyledi.
Tekin, "2021 yılında ulaştığımız en önemli bulguları günümüzden yaklaşık 7 bin 500 yıl öncesine tarihlendirilen köy yerleşiminin çok küçük bir kısmını açma imkanımız oldu. Taş temelli mekanlar, silolar ayrıca içlik dediğimiz doğada buldukları ya da kendilerinin hazırladıkları öğütme taşları ve bunların stoklandığı pişmiş taşlar çıktı. Yeniş Taş Çağı, eskiden okul kitaplarımızda biz Cilalı Taş Çağı deniliyordu. Taş Çağı'nın son evresi ve hala köy hayatı sürüyorlar. Eşitler arasında hiyerarşi olduğunu düşünüyoruz. Savaş yok ve hiçbir silah bulmadık. Aslında beslenmek için her türlü ortam ellerinde var. Arkeolojik bulgular bize gösteriyor ki Mezopotamyalılar Sümer, Akad, Asur ve Babil topluluklarının öncüsü olan bir topluluklar var burada” dedi.
Halil Ulubey