Kayseri
Erciyes Üniversitesi Tarımsal Araştırma ve Uygulama Merkezinde (ERÜTAM) Müdürü Dr. Öğretim Üyesi Abdullah Ulaş, AA muhabirine, dünya nüfusunun her yıl 80 milyon civarında arttığını, günlük olarak gıdaya ulaşılması için mevcut üretim miktarının yüzde 50 artırılması gerektiğinin çalışmalarla ortaya konulduğunu söyledi.
Özellikle İç Anadolu Bölgesi'nde üretimin büyük çoğunluğunun kıraç alanda gerçekleştirildiğini belirten Ulaş, "Kuraklığa dayanıklı, kurak alanlarda yüksek ürün veren genotipleri araştırıyoruz. Kontrollü iklim odasında bunu gerçekleştiriyoruz, tarlaya indirmeden geçmişini bilmediğimiz genotipleri burada test ediyoruz." dedi.
Ulaş, şöyle devam etti:
"Burada 16 farklı domates genotipi var, hepsi 3 ülkenin köylerinden, kasabalarından getirilmiş, açık tozlanan türler olup, asla hibrit değiller. Bu domates genotiplerinin 6'sı Irak'tan, 4'ü Gana'dan diğerleri de Kayseri ve diğer yörelere ait genotipler. Kuraklık ve su sıkıntısı verimi düşürüyor. Bazı genotipler var, örneğin bir ton su verirsiniz karşılığında dekara 5 ton domates alırsınız. Bir de öyle bir çeşit var ki bir ton suya karşılık 10 ton domates alabilirsiniz. Özellikle su kullanım etkinliği yüksek olan genotipleri kısa süreli stres koşulları altında tespit etmeye çalışıyoruz. Çalışmalarımızı hidroponik dediğimiz topraksız olarak derin su kültürü (DWC) yetiştirme ortamında, içine besin çözeltisi verdiğimiz ortamda yürütüyoruz."
Ulaş, bitkilerin kökleri sayesinde besin elementlerini hiçbir sınırlayıcı faktör olmadan sudan alabildiklerini, bunu toprakta yaptıklarında pH, kireç, toprağın suyu, nemi gibi birçok unsurun devreye girdiğini ama bu yetiştirme ortamında her şeyi kontrol edebildiklerini söyledi.
Suyun içinde kuraklık stresi oluştururken polimer yapıda bir madde kullandıklarını anlatan Ulaş, "Kullanılan bu madde sayesinde suyun ozmotik potansiyelini düşürüp bitkinin bünyesine su almasını engellemiş oluyoruz." diye konuştu.
Bitkilerin kökleri 3D tarayıcıda inceleniyor
Ulaş, bitkinin büyümesine, gelişmesine, yaprak sayısına, kök gelişimine bağlı olarak parametreleri belirlediklerini, bitkiyi kökleriyle hasat ettiklerini, kök morfolojisine baktıklarını, özel bir kök tarama programı ve 3D tarayıcısı kullanarak bitkinin morfolojik tüm özellikleriyle (kök uzunluğu, kök çapı, kök hacmi ve çatallanması) ilgili verileri topladıklarını belirtti.
Elde edilen veriler sayesinde ıslahçılar için kuraklığa dayanıklı yeni bitki türlerinin üretilmesi konusunda ön bilgi topladıklarını dile getiren Ulaş, şunları kaydetti:
"Bitkinin fizyolojisine bakıyoruz, yaprak alanına, fotosentez değerlerine, klorofil içeriğine bakıyoruz. Biyokimyasal özelliklerini bilmemiz gerekiyor. Bu nedenle yapraklarından örnek alıyoruz, enzim değerlerine bakıyoruz. Daha sonra bitkiyi hasat ediyoruz, bunları 70 derecede kurutuyoruz, kuru örnekleri öğütüyoruz, içeriğindeki makro ve mikro besin elementi içeriklerine, bitkinin ne kadar protein yaptığına bakıyoruz. Agronomik, fizyolojik, kök morfolojik ve biyokimyasal verileri elde ederek 'biz, 16 genotipi stres koşullarında taradık ve bu çeşitler içinde şunlar ümit var genotipler olup, kuraklık stresine dayanıklıdır.' diyebiliyoruz. Bu doktora çalışması 4 aşamalı bir çalışma olup, kuraklığa dayanıklılıkta öne çıkan, kök morfolojisi çok güçlü olan domates genotiplerini anaç olarak kullanıp, üzerlerine sebzelerde aşılama tekniğiyle kuraklığa dayanıksız olan domates kalemlerini aşılayacağız. Eğer dayanıksız çeşit kökü güçlü olan çeşit üzerinde çok iyi gelişiyorsa ortaya koyduğumuz hipotezimiz desteklenmiş olacaktır."
Ulaş, kuraklığa dayanıklılığı belirlenmiş domates genotiplerini bir sonraki aşamada ERÜTAM'a ait arazilerde su stresi altında verim ve kalite bakımdan test edeceklerini söyledi.
Doktora öğrencisi Mohammed Bello Adam da ülkesi Gana'da domates üretiminin çok az olduğunu, bu yüzden komşu ülkelerden ürün ithal edildiğini belirtti.
Ülkesinde domates fiyatlarının çok yüksek olduğunu dile getiren Adam, bu yüzden araştırmalar başarıyla sonuçlandığında ülkesinde kuraklığa dayanıklı bu domates genotiplerini kullanarak üretim yapacağını ifade etti.
ERÜ Ziraat Fakültesi bitki fizyolojisi laboratuvarında daha önce marul, biber, ıspanak, şeker pancarı gibi türlerin de az suda verimleri test edilmişti.