Kars Harakani Devlet Hastanesinde dünyaya gelen bebeğin yapılan kontrollerde doğum sırasında gelişen problemlerden dolayı oksijensiz kaldığı belirlendi. Yeni doğan bebek, hipotermi tedavisi için Sağlık Bakanlığına ait uçak ambulansla Özel Gaziantep Anka Hastanesi’ne gönderildi. Bebeğin hayata tutunması için Özel Gaziantep Anka Hastanesi Yenidoğan Yoğun Bakım Sorumlusu Prof. Dr. Ercan Sivaslı ve ekibi seferber oldu. Zamanla yarışan sağlık görevlileri, tetkiklerin ardından hemen hipotermi tedavisine başladı.
Yeniden hayata tutunan bebeğin sağlık durumu hakkında bilgi veren Prof. Dr. Ercan Sivaslı, bebeği 5 gün sonra taburcu etmeyi planladıklarını söyledi. Sivaslı, bebeklerin anne karnında veya doğum sırasında merkezi sinir sisteminin (beyin) oksijensiz kalması durumunun yenidoğan alanında son yıllarda önemli teknolojik gelişmeler yaşanmasına rağmen ülkedeki halen önemli sağlık sorunlarından biri olduğuna dikkat çekti. Oksijensiz kalan bebeklerin ölüm veya ileride zihinsel ya da bedensel engelli kalmasının önlenmesinde uygulanan hipotermi (soğutma) tedavisinin önemini vurgulayan Prof. Dr. Sivaslı, “Merkezi sinir sisteminin oksijensiz kalması, ülkelerin gelişmişlik düzeyine göre binde 1-20 arasında görülüyor ve dünyadaki yenidoğan ölümlerinin yüzde 23 gibi büyük bir oranını oluşturuyor. Bu konudaki tedavinin başarısı tedaviye başlama zamanıyla ilişkili olup, ne kadar erken başlanırsa o kadar etkin olmaktadır. Uygulamaya ilk gün özellikle ilk 6 saat başlanmalı. Tedavi, tüm vücut soğutma ya da sadece baş soğutma şeklinde uygulanıyor” dedi.
Hipotermi tedavisi
Sivaslı, Gaziantep’te sadece birkaç hastanede uygulanabilen bu tedavi yönteminin hastanelerinde başarıyla uyguladıklarını ifade ederek, bu yöntemin yanı sıra benzeri problemlerde bebeğin beyin hasar durumunu tahmin etmede yardımcı olan EEEG cihazını da kullandıklarını kaydetti. Prof. Dr. Sivaslı, Türkiye’de ilk defa 2003 yılında kendisi tarafından Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesinde kullanılmaya başlayan AEEG cihazının özellikle hipoksiksikemikensefalopati gelişen hastalarda gerçekleşen beyin hasarının bebeği ne kadar etkilediğini belirlemede ve ileride meydana gelebilecek nörolojik hasarların tahmin edilmesinde kullanıldığını söyledi.
İngiltere’nin Bristol kentinde aldığı eğitim ile ülkemizde ilk sertifikalı AEEG kullanıcısı olan, ayrıca bu cihaz ile ülkemizde ilk bilimsel çalışmayı yapan kişi olan Prof. Dr. Ercan Sivaslı, bu özel cihazın Gaziantep’e kazandırılmış olmasından çok mutlu olduğunu belirtti. Sivaslı, “Doğum öncesi, doğum ve sonrasını kapsayan dönemde alınacak önlemlerle bebeklerin oksijensizliğe maruz kalmasının azaltılması, bu tür vakalarda en önemli yaklaşım şekli olmalıdır. Ancak buna rağmen doğumda oksijensiz kalan ve beyin hasarı riski olan bebeklerin AEEG cihazı ile değerlendirilip, en kısa zamanda soğutma tedavisinin uygulanmasının hayati önemi var. Böylece hipoksiye bağlı ölümlerde azalma, zihinsel ve bedensel engelli olma oranı azalabiliyor” diye konuştu.
Yeniden hayata tutunan bebeğin sağlık durumu hakkında bilgi veren Prof. Dr. Ercan Sivaslı, bebeği 5 gün sonra taburcu etmeyi planladıklarını söyledi. Sivaslı, bebeklerin anne karnında veya doğum sırasında merkezi sinir sisteminin (beyin) oksijensiz kalması durumunun yenidoğan alanında son yıllarda önemli teknolojik gelişmeler yaşanmasına rağmen ülkedeki halen önemli sağlık sorunlarından biri olduğuna dikkat çekti. Oksijensiz kalan bebeklerin ölüm veya ileride zihinsel ya da bedensel engelli kalmasının önlenmesinde uygulanan hipotermi (soğutma) tedavisinin önemini vurgulayan Prof. Dr. Sivaslı, “Merkezi sinir sisteminin oksijensiz kalması, ülkelerin gelişmişlik düzeyine göre binde 1-20 arasında görülüyor ve dünyadaki yenidoğan ölümlerinin yüzde 23 gibi büyük bir oranını oluşturuyor. Bu konudaki tedavinin başarısı tedaviye başlama zamanıyla ilişkili olup, ne kadar erken başlanırsa o kadar etkin olmaktadır. Uygulamaya ilk gün özellikle ilk 6 saat başlanmalı. Tedavi, tüm vücut soğutma ya da sadece baş soğutma şeklinde uygulanıyor” dedi.
Hipotermi tedavisi
Sivaslı, Gaziantep’te sadece birkaç hastanede uygulanabilen bu tedavi yönteminin hastanelerinde başarıyla uyguladıklarını ifade ederek, bu yöntemin yanı sıra benzeri problemlerde bebeğin beyin hasar durumunu tahmin etmede yardımcı olan EEEG cihazını da kullandıklarını kaydetti. Prof. Dr. Sivaslı, Türkiye’de ilk defa 2003 yılında kendisi tarafından Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesinde kullanılmaya başlayan AEEG cihazının özellikle hipoksiksikemikensefalopati gelişen hastalarda gerçekleşen beyin hasarının bebeği ne kadar etkilediğini belirlemede ve ileride meydana gelebilecek nörolojik hasarların tahmin edilmesinde kullanıldığını söyledi.
İngiltere’nin Bristol kentinde aldığı eğitim ile ülkemizde ilk sertifikalı AEEG kullanıcısı olan, ayrıca bu cihaz ile ülkemizde ilk bilimsel çalışmayı yapan kişi olan Prof. Dr. Ercan Sivaslı, bu özel cihazın Gaziantep’e kazandırılmış olmasından çok mutlu olduğunu belirtti. Sivaslı, “Doğum öncesi, doğum ve sonrasını kapsayan dönemde alınacak önlemlerle bebeklerin oksijensizliğe maruz kalmasının azaltılması, bu tür vakalarda en önemli yaklaşım şekli olmalıdır. Ancak buna rağmen doğumda oksijensiz kalan ve beyin hasarı riski olan bebeklerin AEEG cihazı ile değerlendirilip, en kısa zamanda soğutma tedavisinin uygulanmasının hayati önemi var. Böylece hipoksiye bağlı ölümlerde azalma, zihinsel ve bedensel engelli olma oranı azalabiliyor” diye konuştu.