Bayraktar, “10 yıldan daha uzun süre kullanımlarda ve özellikle genç yaşta (20 yaş öncesinde) kullanmaya başlamakla meme kanseri, kalp krizi ve inme riski artmaktadır. Burada özellikle belirtilmesi gereken husus doğum kontrol hapıyla birlikte sigara içiminin ciddi sorunlara yol açabileceğidir. İkisi birlikte kalp hastalıkları ve inme riskini belirgin arttırmaktadır. Özellikle menopoz sonrası dönemdeki obesite meme kanseri gelişme riskini arttırır. Menopoz sonrası hormon tedavisinde genellikle menopoza bağlı şikayetlerin ortadan kaldırılması veya azaltılması amacıyla kullanılan ilaçlar 5 yıl ve daha uzun süre kullanan menopoz sonrası dönem kadınlarda meme kanseri ve rahim kanseri riskini arttırır. Kist, fibroadenom ve hiperplazi gibi meme hastalıkları iyi huylu tümörlerdir. Biyopsi sonucu habis olmayan oluşumlar tespit edilmesi risk faktörüdür. Günde 1 bardaktan daha fazla alkol tüketimi kadınlarda östrojen hormonu düzeylerini arttırdığı için kanser gelişim riskini arttırabilir.” dedi.
Yaşlanmayla birlikte meme kanserinin gelişme olasılığının arttığını söyleyen Bayraktar, “Tüm meme kanseri olgularının %66’sı 55 yaş ve üzerinde görülmektedir. Meme kanserinde risk faktörleri yaş, ailede meme kanseri öyküsü, ilk adet yaşı, menopoz yaşı, ilk doğum yaşı, emzirme, doğum kontrol hapları, menopoz sonrası hormon tedavisi, iyi huylu meme hastalıkları, alkol kullanımı, obesite ve fiziksel aktivitedir. İlk adetini erken yaşlarda görenler, yaşam boyu daha uzun süre östrojen hormonuna maruz kalacaklarından dolayı risk artmaktadır. Menopoz bilindiği gibi kadının adetten kesildiği, doğurganlığının sona erdiği dönemdir. İleri yaşta menopoza girme meme kanseri riskini arttırmaktadır. Burada da etken uzun süre östrojen hormonuna maruz kalmadır. 30 yaşından sonra ilk doğumunu yapanlarda,
18 yaş öncesinde ilk doğumunu yapanlara göre risk artmaktadır. En az bir yıl süreyle emzirmenin koruyucu etkisinin olduğunu gösteren verilerin yanı sıra herhangi bir etkisinin olmadığını iddia eden çalışmalar da mevcuttur.” şeklinde konuştu.
Genel sağlık durumunu koruma amaçlı dengeli beslenmenin, kiloyu korumanın, sigara içmemenin, alkolü sınırlandırmanın, düzenli egzersiz yapmanın meme kanserinden korunmada önemli olduğunu belirten Bayraktar, “Haftalık düzenli olarak egzersiz yapmak meme kanseri gelişme riskini azaltır. Meme kanserine erken evrede tanı konması, tedavinin başarıya ulaşma ve hayatta kalma şansını arttırır. Erken tanıda meme kanserine bağlı ölümlerde %30 oranında azalma sağlandığı saptanmıştır. Erken tanı için uygulanabilecek yöntemler, evde kendi kendine yapılan meme kontrolleri, doktor tarafından yılda bir yapılan meme muayeneleri ve mamografidir. Kendi kendine meme muayenesi yapmak ise mümkündür. Adet gören kadınlarda mensturasyonun bitiminden birkaç gün sonra, gebe ya da menopoz sonrası kadınlarda, her ayın ilk gününde, rahmi alınmış kadınlarda doktorunun belirleyeceği bir günde, emziren annelerde ise memeler boşken yapılması önerilir” diye konuştu.
Yaşlanmayla birlikte meme kanserinin gelişme olasılığının arttığını söyleyen Bayraktar, “Tüm meme kanseri olgularının %66’sı 55 yaş ve üzerinde görülmektedir. Meme kanserinde risk faktörleri yaş, ailede meme kanseri öyküsü, ilk adet yaşı, menopoz yaşı, ilk doğum yaşı, emzirme, doğum kontrol hapları, menopoz sonrası hormon tedavisi, iyi huylu meme hastalıkları, alkol kullanımı, obesite ve fiziksel aktivitedir. İlk adetini erken yaşlarda görenler, yaşam boyu daha uzun süre östrojen hormonuna maruz kalacaklarından dolayı risk artmaktadır. Menopoz bilindiği gibi kadının adetten kesildiği, doğurganlığının sona erdiği dönemdir. İleri yaşta menopoza girme meme kanseri riskini arttırmaktadır. Burada da etken uzun süre östrojen hormonuna maruz kalmadır. 30 yaşından sonra ilk doğumunu yapanlarda,
18 yaş öncesinde ilk doğumunu yapanlara göre risk artmaktadır. En az bir yıl süreyle emzirmenin koruyucu etkisinin olduğunu gösteren verilerin yanı sıra herhangi bir etkisinin olmadığını iddia eden çalışmalar da mevcuttur.” şeklinde konuştu.
Genel sağlık durumunu koruma amaçlı dengeli beslenmenin, kiloyu korumanın, sigara içmemenin, alkolü sınırlandırmanın, düzenli egzersiz yapmanın meme kanserinden korunmada önemli olduğunu belirten Bayraktar, “Haftalık düzenli olarak egzersiz yapmak meme kanseri gelişme riskini azaltır. Meme kanserine erken evrede tanı konması, tedavinin başarıya ulaşma ve hayatta kalma şansını arttırır. Erken tanıda meme kanserine bağlı ölümlerde %30 oranında azalma sağlandığı saptanmıştır. Erken tanı için uygulanabilecek yöntemler, evde kendi kendine yapılan meme kontrolleri, doktor tarafından yılda bir yapılan meme muayeneleri ve mamografidir. Kendi kendine meme muayenesi yapmak ise mümkündür. Adet gören kadınlarda mensturasyonun bitiminden birkaç gün sonra, gebe ya da menopoz sonrası kadınlarda, her ayın ilk gününde, rahmi alınmış kadınlarda doktorunun belirleyeceği bir günde, emziren annelerde ise memeler boşken yapılması önerilir” diye konuştu.