Ankara
Çavuşoğlu, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile KKTC Cumhurbaşkanlığında ortak basın toplantısı düzenledi.
Çavuşoğlu, 2017'de Cenevre'de bir günlük mini konferansta, Ocak'ta Cenevre'den Temmuz'da Cran Montana'ya kadar tüm görüşmelerde ve Cran Montana'da Kıbrıs Rum tarafının masayı devirmesi sebebiyle başarısızlıkla sonuçlanmasının ardından yaptıkları açıklamalarda tüm muhataplarına federasyonu artık müzakere etmeyeceklerini birçok kez söylediklerini belirtti.
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, "Biz artık federal çözüm için zaman kaybetmeyeceğimizi, yeni fikirlerin, yeni vizyonun görüşülmesi gerektiğine inanıyoruz. Bunun için de adadaki gerçekler çerçevesinde adil, kalıcı ve sürdürülebilir tüm taraflar için de kazan-kazan getirecek bir çerçeve ve vizyon ortaya koyuyoruz." dedi.
Çavuşoğlu, sadece bunu istemekle kalmayıp, bir "vizyonla" süreçteki toplantılara katılacaklarını vurguladı.
"Cenevre'deki toplantı gayri resmi bir toplantıdır"
Gerçek, anlamlı, eşit ve sonuç getirecek yeni bir müzakere başlatılmasını istediklerini vurgulayan Çavuşoğlu ancak bu çerçevede bir müzakerenin başlamasının faydalı olabileceğini düşündüklerini dile getirdi.
Çavuşoğlu, "Cenevre'deki 5+1 formatındaki toplantı gayriresmi bir toplantıdır. Burada yeni bir müzakere başlamıyor." dedi.
Söz konusu toplantıda müzakere için ortak bir zeminin olup olmadığına bakılacağını aktaran Çavuşoğlu, "Kesinlikle ve kesinlikle Crans-Montana'dan kaldığımız yerden devam etmeyeceğiz. Bu söz konusu bile olamaz." dedi.
"(KKTC'deki Kur'an kursları kararı) Bu karar ideolojik bir karardır"
KKTC Anayasa Mahkemesinin, bazı din görevlilerinin üyesi olduğu Hizmet Sendikasının (HİZMET-SEN) 2018'de açtığı davayla ilgili dün verdiği karara ve KKTC'de Kur'an-ı Kerim eğitim-öğretiminde yetki tartışmasına ilişkin bir soru üzerine Çavuşoğlu, bu konunun büyük bir hassasiyet yarattığını söyledi.
Yargının bağımsızlığı ilkesinin ve Anayasa Mahkemesinin verdiği kararların bağlayıcılığına her ülkenin saygı duyduğunu ve hukukun üstünlüğüne inandıklarını belirten Çavuşoğlu, "Bu, mahkemenin verdiği bir kararı eleştirmemek değil. Eleştirme hakkımız vardır." dedi.
Çavuşoğlu, mahkemenin hukuka uygun karar vermemesi halinde bunu doğrudan eleştireceğinin altını çizerek şöyle devam etti:
"Baştan söyleyeyim en sonda söylemek istediğimi: 'Bu karar ideolojik bir karardır. Neden? Anayasaya göre ya da hükümlerine göre verilmiş bir karar değildir. Zaten ideolojik verilen bu kararın içinde her ne kadar gerekçesinde ve içinde ibareler yer almasa da, daha sonra bu karar yön veren ve bunun uzantılarının yaptığı açıklamalar çok açık ve nettir. Yok 'laiklikmiş, yok başka bir şeymiş'. İşte 'yasaklandı, vesaire Kur'an kursları' buna benzer ifadeleri de gördük, yorumları da gördük. Laikliğin kendisi ne demektir? Tanımı nedir? Herkesin din ve özgürlüğünü, inancını ve dinini öğrenme hakkının garantisidir laiklik."
Ramazanda açıklanan kararın zamanlamasının da son derece manidar olduğunu söyleyen Çavuşoğlu, "Hiç kimse kusura bakmasın. Evet yargıya saygımız var ama bu karar ideolojik bir karardır. Elbette bunun düzeltilmesi konusunda saygıdeğer Cumhurbaşkanının ve Başbakanın yaptığı açıklamaları önemsiyoruz." dedi.
Çavuşoğlu, bu konunun tüm Müslümanlarda olduğu gibi Türkiye'de de hassasiyet yarattığını vurgulayarak, "Temenni ediyoruz ki bundan sonra bu tür ideolojik yaklaşımlar olmasın, gerçek anlamda hukukun üstünlüğü tesis edilsin." diye konuştu.