USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Gündem

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Deprem bölgelerinde 27 bin 949 konutun inşasına başlamış durumdayız

Cumhurbaşkanı Erdoğan, deprem bölgelerine ilişkin, "27 bin 949 konutun inşasına başlamış durumdayız, hatta köy evlerinden bazıları bitme aşamasına geldi, yaza kadar bunları da bitireceğiz." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Deprem bölgelerinde 27 bin 949 konutun inşasına başlamış durumdayız
30-03-2023 01:09
Google News
Ankara

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çankaya Köşkü'nde A Haber, ATV, A Para ve A News ortak canlı yayınında gazetecilerin sorularını yanıtladı.

"Kahramanmaraş merkezli depremin ardından deprem bölgesi yeniden inşa sürecine girdi. Bu yeniden inşa süreci nasıl gidiyor? Vatandaşlar ne zaman yuvalarına kavuşacaklar?" sorusu üzerine Erdoğan, bu hafta pazartesi günü Adıyaman'da olduğunu hatırlattı.

Depremde 50 bini aşkın kişinin hayatını kaybettiğini aktaran Erdoğan, "Allah'tan kendilerine rahmet diliyorum. Onlar, bizim değerlerimizde, inancımızda şehitler safındadır ve Peygamberimize komşudur." ifadelerini kullandı.

Depremde ölenlerin yakınlarının canlarının çok yandığını belirten Erdoğan, "Onların acısını eğer biraz paylaşabiliyorsak, ne mutlu bize." diye konuştu.

Erdoğan, önceki hafta ise Kahramanmarış ve Hatay'da olduğunu anımsatarak, şunları kaydetti:

"İnşallah bu cuma Gaziantep'te olacağız. Bir ihtimal, Gaziantep ile beraber Kilis'i de paylaşacağız aynı gün. Cumartesi günü de Elazığ'da olmayı planlıyoruz. Tabii buralarda hem yeni inşa edeceğimiz konutlarımızın temel atma törenlerini gerçekleştiriyoruz hem de vatandaşlarımızla iftar sofrasında buluşuyoruz. Ramazan boyunca da daha sonra da depremzedelerimizi asla yalnız bırakmayacağız. Yani bu 11 vilayetimizi dönüşümlü olarak, sürekli ziyaret edeceğiz. Bizim bir planımız da şudur, sadece şahsım değil, Cumhur İttifakı olarak buraları birlikte dolaşmayı da planlıyoruz. Zaten kabinedeki arkadaşlarım aynı şekilde buraları ziyaret ediyorlar. Ziyaret etmenin dışında da buralarda özellikle çalışma yürütecekler. Onların da plan, programlarını bu aralar yapacağız ve o bölgelerde bugüne kadar nasıl bu arkadaşlarımız çalıştıysalar, bundan sonra da çalışmaya aynen devam edecekler."

Çok üzüldükleri konulardan birinin de yaklaşık 850 kişinin depremde engelli duruma düşmesi olduğunu belirten Erdoğan, "Bunların süratle protezleri vesaire, bunları yapıyoruz. Bu çalışmalar hızla devam etti. Bunların içinde bile iki ayağını kaybetmiş, ama bu arada annesini, babasını da kaybetmiş olanlar var. Bir tanesi, ismini vermeyeceğim, teyzesinin kızı hemşire, onunla beraber hayat sürdürüyor. Çok da tatlı mı tatlı bir kızımız. Yaş 16-17 civarında. Hanımla beraber ziyaretine gittik. Protezleri vesaire onlar ayarlanmıştı." dedi.

"Milletimiz müsterih olsun"

Erdoğan, 850 rakamının az olmadığının altını çizerek, şunları devam etti:

"Bir tanesinin mesela polis babası var, ama anne gitti. Böyle olanlar da var. Rabb'im onlara sabırlar versin. Babası, teyzesinin kızı... Hani bir şey olanları var, bir de işte bizim devletin huzurevlerinde vesaire misafir edeceklerimiz var. Onlarla beraber bir hayat inşallah süreceğiz. Arkadaşlarıma söylüyorum, yani protezlerde bile en kalitelisini arayacaksınız, bulacaksınız, onlarla bunu yapacaksınız ki yarın bir gün 'Devletim bana dört dörtlük sahip çıkmadı' dedirtmeyelim. Ve doktor arkadaşlarımız da sağ olsun bu hassasiyeti, bu inceliği gösteriyorlar. Tabii milletimiz müsterih olsun, 20 yılda 1 milyon 180 bin güvenli konutu ve 3,3 milyon kentsel dönüşüm projesini yapan kadrolar iş başında. Deprem bölgesinde de yeni konutların temellerini attık, atmaya devam ediyoruz."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, depremden etkilenen Adıyaman, Kahramanmaraş, Gaziantep, Hatay ve Malatya'da toplam 27 bin 949 konutun inşasına fiilen başlandığını belirterek, "Hatta köy evlerinden bazıları şu anda bitme aşamasına geldi. Yaz mevsimine kadar da bunları bitireceğiz." dedi.

"Erdoğan'a da dikkat et, Tayyip ismine de"

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in deprem bölgesinde yapılan inşaatlara ilişkin sözlerini hatırlatan Erdoğan, "'Yani bunlar böyle basit çukurlarda hastane yapıyorlar, bilmem ne yapıyorlar...' Elinize, dilinize dursun. Şu inşaata çukur mu denir Allah'ını seversen?" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları ifade etti:

"Hayatında inşaat nedir görmemiş, bunların tepeden tırnağa ne kadar derinliği olması gerekir, bunları bilmeyen... Kaldı ki bakın bunlar deniz kumu filan değil, mıcır. Ve kullanılan demirler çok farklı. Bunlarda hassasiyet var. Ve eskiden çimento torbaları gelir, oralarda böyle karıştırarak, haşlama usulü ile harç yapılırdı. Bakın şimdi burada böyle bir harç sistemi yok, mikserle, pompayla yapılıyor. Ve bu mikserle, pompayla yapılan şeyde de özellikle mıcırı kullanarak, burada dört dörtlük... Bunların temel betonlarını da bu şekilde atıyoruz. Hassasiyetimiz çok yüksek. TOKİ bu konularda kendini zaten ispatlamış. Buralarda bir de zemine dikkat ediyoruz. Sulak zeminde değil, özellikle sağlam, buralarda kullanılan yerler daha çok kaya. Böyle bir zeminde temelleri atıyoruz. Sadece burada değil, belediye başkanlığımdan itibaren bu işin içindeyim. Ama konuşanlar bunlardan çıkmış bir tanesi doktor müsveddesi, kalkmış konuşuyor. Hayatında senin acaba inşaatla alakan olmuş mu? Bizim hayatımızda, belediye başkanlığımızda bu inşaatların envaiçeşidini yaptık.

Öbür tarafta bakıyorsunuz Hanımefendi, o da maşallah inşaat mühendisi olmuş, o da konuşuyor. Ve bizim hastanelerle ilgili attığımız adımları, temelleri, bunları küçümsüyor. Hemen ben Sağlık Bakanımı aradım, neyin nesidir... Ondan sonra da süratle Murat Kurum kardeşimi aradım, o da kendisi 'Bazı eksikler olsa bile ben, bizzat bakanımla da konuştum, buna biz müdahale ederiz ve edeceğiz.' dedi. Ve müdahalelerini de yaptılar. Ondan sonra da ekrandan bu haberi oraya koyanlar, sonra çekip aldılar. Yalana gerek yok. Biz bir şeye eğer 'Yapıyoruz, yaptık', dersek, biz bunu yaparız Meral Hanım. Bizim adımıza dikkat et, benim adım Tayyip, soyadım da Erdoğan. Erdoğan'a da dikkat et, Tayyip ismine de dikkat et. Ve konuştuğun zaman buna göre konuş."

Belediye başkanlığından bugüne kadar attığı her adımı tartarak, biçerek attığını dile getiren Erdoğan, "20 yıllık iktidarımız döneminde İstanbul, İzmir bütün bu otoyoldaki atılan adımlara dikkat et. Bu otoyollarda bir fire var mı? Kocaeli'nde yaşıyorsun, Kocaeli'nde attığımız adımlara da bak. Eğer orada bir çürük çarık ortaya koyarsan, o ayrı mesele. Yalanla, dolanla iş yapma. Yanlış yere maalesef kafanı çarpıyorsun. Dikkat et, beni kendinle de uğraştırma." dedi.

Bingöl, Van, Elazığ, İzmir, Antalya, Muğla ve Kastamonu'da daha önce yaşanan doğa olaylar sonrasında yaraların sarılmasına ilişkin görüntüler izletilmesinin ardından, muhalefetin bunlara ilişkin eleştirilerinin hatırlatılması üzerine Erdoğan, "Tabii muhalefet herkesi kendisi gibi beceriksiz zannediyor. Çünkü yaptıkları herhangi bir şey yok. 11 vilayetten Elazığ hariç hepsini gezdim ama hiçbir zaman oralarda gerçekten muhalefetin büyükşehir belediyelerinden kimseyi göremedim. Muhalefet her zamanki gibi suistimal, ayrıştırma üzerine bir tarzla hareket ediyor. Fakat partimizin bütün büyükşehir, ilçe belediyeleri istisnasız sağ olsunlar kardeş belediyeler ilan etmek suretiyle şu anda deprem bölgelerinde kendilerine zemin oluşturdular, burada çalışıyorlar." ifadelerini kullandı.

Deprem bölgesinde çalışmalar yapan Cumhur İttifakı belediyelerine teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

"Çadır, konteyner ve prefabrik kentler kuruyorlar. Bütün bu çalışmaları, 7/24 ekipler kurarak sürdürüyorlar. Sadece bunlar mı? Hayır. Yemek, yiyecek, su, A'dan Z'ye. Mesela bir kere açıklama yaptım. Sonra Hatay Valisine dedim ki 'Açıklamanı yap.' Bakanlarıma da söyledim, kullanma suyuyla içmeyi birbirine karıştırmasınlar. Ne olur? Kullanım suyu farklı, içme suyu farklı. Biz içme suyunda oraya yüzlerce, binlerce tırla içme suyu göndereceğiz. Onun için oralardaki suları kullanmasınlar. Bunu sadece kullanım olarak alsınlar tamam ama içme suyunda gönderdiğimiz o şişe sularını kullansınlar. Önceleri bunu uygulamadılar, sonra bunu uygulamaya geçtiler. Biraz da bu noktada sıkıntılar yaşadık. Ama sonra bunların hepsini aştık.

Yaşadığımız bu felaketin ağırlığı altında bunalan insanlarımızı tabii devletine karşı tahrik etmeye çalışan bir muhalefetle karşı karşıyayız. Daha bugün bile hala benim askerime, benim Mehmet'ime, jandarmama, polisime, 'Yoklar burada.' diyorlar. Ya elinizde dilinize dursun. Şu anda askerimiz, polisimiz, jandarmamız, güvenlik korucularımız hepsi oradalar, işte buyurun. Hepsi oradalar. Bu askere böyle ihanet olur mu? Bu ihaneti bir teröristler bugüne kadar askerime, Mehmet'ime, jandarmama yaptılar, bir de bu muhalefet yapıyor. Zaten bu konudaki muhalefetin içindeki bazı ağızları biliyoruz. Onlar zaman zaman bakıyorsun halleri tutuyor, geliyorlar askerimize saldırıyorlar. Ne derseniz deyin benim halkım askerine, Mehmet'ine sahip, Mehmet'iyle kucaklaşıyor, sarmaş dolaş oluyor."

"Muhalefeti yalanlarıyla baş başa bırakıyoruz"

Türk Silahlı Kuvvetleri İnsani Yardım Tugay Komutanlığında Mehmetçik ile iftarda bir araya geldiğini anımsatan Erdoğan, "Hepsi de o arazinin onlara verdiği dinamizmin içindeler. Tekrar yeni görev yerlerine ne zaman gideceklerini bekliyorlar. Şunu çok açık, net söylüyorum, 'Ey muhalefet size, askerime, Mehmet'ime, jandarmama, polisime, güvenlik görevlilerime hakaret etmekle ekmek çıkmaz, avucunuzu yalarsınız. Biz asrın felaketinin üstesinden asrın dayanışmasıyla gelirken, muhalefeti yalanları, iftiraları, hezeyanlarıyla baş başa bırakıyoruz." ifadesini kullandı.

Depremin yol açtığı yıkımı telafi etmek ve insanların yaralarını sarmak dışında bir hususla ilgilenmediklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ziya Paşa'nın "Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz. Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde." sözünü hatırlatarak, şöyle konuştu:

"Ne yazık ki bizim muhalefetimiz çok konuşur ama hiçbir iş yapamaz. İzmir'de deprem oldu. İzmir Belediyesi kimde? Ana muhalefette. Ne yaptılar? Hiç. Biz gidene kadar bunlar ortada yoktu. Sağ olsun İçişleri Bakanım, Çevre Şehircilik Bakanım bütün ekipleriyle beraber oraya gittiler, süratle işleri başlattılar. Milletimiz ne demeye başladı? 'Yaparsa AK Parti yapar.' dediler. Öyle de oldu. Yaptık. Süratle de elhamdülillah bitirdik. Ondan sonra da konutları kendilerine dağıtmaya başlattık. Rezerv alanlarında da hala çalışmalarımız yine devam ediyor. Ey bay bay Kemal, Karabağlar'da kim var? Oraya kim bakıyor? CHP belediyesi bakıyor. Peki ne yapıyorsunuz siz Karabağlar'da? Hani diyorsunuz ya kentsel dönüşüm. Neye dönüştürdüler onu? Rantsal dönüşüm. Hadi yap. Ne yapacaksan yap. Görelim."

"İmarla ilgili zaten yasal düzenlemelerimiz var"

Kentsel dönüşüm çalışmaları planlanan bölgelerde muhalefetin "rantsal dönüşüm" diyerek çalışmalara engel olduğu ifade edilerek, "Kentsel dönüşümle ilgili engellemeleri ortadan kaldıracak şekilde bir yol haritası düşünüyor musunuz?" sorusunu Erdoğan, şöyle yanıtladı:

"Yol haritasını düşünüp düşünmemek şeklinde demeyeyim de imarla ilgili zaten yasal düzenlemelerimiz var. Ama bunu, bu olaylardan sonra mesela en son bu alanlarda söz sahibi olan 120-130 mühendis, mimar, jeofizikçi ve jeoloji mühendisi hocalarımızla İstanbul'da genişçe bir toplantı yaptık. İkincisini de Gaziantep'te Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanım kendileriyle yaptı. Bütün bunlardan sonra da yeni bir adımı, yeni bir düzenlemeyi yapmak mukadderdir diye düşünüyorum.

Bunun için de Allah lütfeder, görevi bize tekrar terettüp ederse bu hocalarımızla şu anda beraber çalışıyoruz. Ama yeni dönemde kendileriyle bunu da teferruatlı bir şekilde ele alıp yasal düzenlemeleri de yapmak suretiyle bir adım atabiliriz. Bu adımı atmak suretiyle de, 'Bu evde filanca oturuyor. Ne olacak bunun hali?' diye düşünmeden bunun kararını yasa yoluyla vermemiz lazım. Yok imar affıydı, yok şuydu, yok buydu filan falan artık düşünemeyiz. Çünkü düşünmeye kalırsak şu andaki depremde yaşadıklarımızla karşı karşıya kalıyoruz."

"Muhalefet de tahrik ediyor"

Olası İstanbul depreminin hatırlatılması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu konunun fazla konuşulması halinde kamuoyuna korku getirdiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Şimdi İstanbul'da Fikirtepe'yi hatırlayın. Çamlıca'nın altındaki Küplüce, Ferah Mahallesi'ni hatırlayın. Oralarda evleri yıkamadık, ki oralar da bizim oy depomuzdur. Mehmet Özhaseki bakanken oraları tek tek ziyaret etti ve onlara 'Bize yardımcı olun, kiraysa kira. Bir an önce buradan sizi kiraya taşıyalım. Daha sonra da burada evlerinizi yapalım ve gelin evlerinizde oturun.' dedi. Bazıları, 'Benim şu kadar çocuğum var. En az 2-3 daire isterim', bazıları '4 daire isterim.' dedi. Muhalefet de tahrik ediyor. Bütün bu tahriklerle beraber de bunları yapmakta zorlanıyorsunuz. Fakat biz bazı şeyleri dinlemedik ve oraları yaptık. Şu anda oralar pırıl pırıl hale geldi. Zemin artı 3 gibi binalar yapıldı. Orada evlerini yıktırmayanlar 10-15 gün önce yolumu çevirdiler, 'Başkanım ne olur bizim evleri de yıkın' dediler."

"HDP'ye verilecek her taviz, PKK'ya, yani Kandil'e verilmiş demektir"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "HDP'ye verilecek her taviz, PKK'ya, yani Kandil'e verilmiş demektir." diyerek, "(Altılı masa) Yedinci ortak var demiştim, yedinci ortak şu anda tam manasıyla ana muhalefetin başının ziyaretiyle ortaya çıkmış oldu." şeklinde konuştu.

Altılı masaya ilişkin Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Aslında bu masanın başını ilk andan beri CHP ve HDP çekiyor, diğerleri yancısı." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "PKK'lılar bu garabet masanın kendilerine umut verdiğini söylüyor. FETÖ'cüler, alacakaranlık kuşağı masası sayesinde ülkeye döneceklerinin hesabını yapıyor." ifadesini kullanarak, "Terörü kaynağında kurutmaya devam edeceğiz. Siyasetteki uzantılarına milletimiz gereken dersi verecek." şeklinde konuştu.

"Aile kurumunun korunması bizim önceliğimizdir"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Aile kurumunun korunması bizim önceliğimizdir. Özgürlük adıyla LGBT gibi sapkın hayat tarzlarının toplumumuza empoze edilmesine rıza gösteremeyiz." dedi.

Erdoğan, "Şiddet meselesi başta olmak üzere kadınlarımızın hakkına, hukukuna, onuruna yönelik hiçbir müdahaleye izin vermeyiz." ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Akkuyu’ya ilk nükleer yakıtın gelmesi ile ilgili, 27 Nisan'da belki Sayın Putin de gelecek veya birlikte online sistemle bağlanacağız ve inşallah ilk adımı atacağız." şeklinde konuştu.

Erdoğan, İstanbul'daki eski evinin kentsel dönüşüme girmesine ilişkin soru üzerine, buranın yıkılıp, kentsel dönüşüme girmesini kendisinin söylediğini belirterek, "Şimdi önümüzü çeviriyorlar, 'ne olur bizimkileri de yıkın.' Niye? Yapılanları gördüler, onları görünce 'bizimkileri de yıkın'. Halbuki ben bunları üç, dört sene önce söylediğimde bu işe 'evet' deselerdi, bugün o binalar bitmiş olacaktı ve çok da güzel olacaktı ama anlatamıyorsun, inanmıyor, açıkta kalırım zannediyor. Şimdi de bu felaketler olunca hepsi artık 'başka çare yok' dediler, herhalde. Süratle bir değişim, dönüşüme gidiyoruz." dedi.

"Askerimize bu tür hakarette bulunanlar vatan hainidir"

Muhalefetin, deprem bölgesinde Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) sahaya çıkmadığı yönündeki iddiaları ile AFAD ve Kızılay'a yönelik eleştirilerinin sorulmasına karşılık Erdoğan, şunları kaydetti:

"Bunlar, ne millidir, ne yerlidir. Ağır olacak, kusura bakmayın, askerimize bu tür hakarette bulunanlar vatan hainidir. Bunların vatanını, milletini sevmek gibi bir derdi yok. Açık, net söylüyorum bunlar vatan hainidir, bunlar asker düşmanıdır. Jandarmanın, polisin düşmanıdır. Bunların da kimler olduğunu herhalde tek tek ayıklamamıza gerek yok. Kimler oldukları belli. Şu anda bay bay Kemal'in, ana muhalefetin başındaki zatın kimi ziyaret ettiği belli değil mi, kimi ziyaret ediyor, terörün parlamentodaki uzantılarını ziyaret ediyor. Terörün, teröristlerin, parlamentodaki uzantılarını ziyaret eden ana muhalefetin başı, acaba buradan ne elde edecek?"

Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından, Kandil'den TSK'ya yönelik yapılan açıklamaların hatırlatılması üzerine Erdoğan, "Onlar, eğer benim askerimi kötülüyorsa, onlar iktidarı kötülüyorsa demek ki doğru yoldayız. Çünkü onlar bizim silahımızı kötülüyor. Bu silah kim için kullanılıyor? Bu silah, teröristler için kullanılıyor. Nerede bir terörist varsa, biz her şeyimizle, bütün gücümüzle onların tepesine tepesine ineceğiz." diye konuştu.

"Milletim gereken hesabı 14 Mayıs'ta bunlardan soracaktır"

Erdoğan, ana muhalefetin başındaki kişinin Selahattin Demirtaş'ı, terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ı kurtarmaktan bahsettiğini dile getirerek, şöyle devam etti:

"Sen nerede dolaşıyorsun? Diyarbakır'daki o yavrularımızı, o insanımızı öldürenler, bu Demirtaş'ın talimatıyla sokaklara dökülüp onları öldürmediler mi, onları şehit etmediler mi? Şu anda Meral Hanım da içinde olmak kaydıyla, birlikte Altılı Masa, şimdi yedi oldular, bunları nasıl çıkaracaklarının planını yapıyorlar. Benim milletim bu ihanet şebekelerine, bu vatana ihanet edenlere, 14 Mayıs'ta yol vermeyecektir. Gereken hesabı da 14 Mayıs'ta bunlardan soracaktır. Çünkü benim Türk Silahlı Kuvvetlerim milletin emrindedir, ihanet şebekelerinin emrinde değil."

Askerin depremin ilk anından itibaren hemen vatandaşın yardımına koştuğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:

"Silahlı kuvvetlerimiz içinde Ankara'da konuşlu İnsani Yardım Tugayımız, depremden sonra üç saat içinde bölgeye intikal için hazır haldeydi. Bölgedeki askeri birliklerimiz zaten ilk andan itibaren milletimizin yaralarını sarmaya başlamıştı. Fedakarlığı, vicdanı ile dünyaya emsal olan askerimizin deprem bölgesinde yaptıklarını inkar etmek, Türk milletine hakaret etmek demektir. Erinden Genelkurmay Başkanı'na kadar, her rütbedeki askerimiz, milletiyle bütünleşti, derdine derman oldu. Askerimizin yaptığı tüm faaliyetler, resmi kayıtlarda ve askeri yazışmalarda, ceridelerde de mevcuttur. Gerçekleri saptıranların tek amacı, milli birliğimizi, vatandaşımızın askerine olan güvenini sarsmaktır. Bunu başaramayacaklar."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kızılay ve AFAD'a yönelik eleştirilere ilişkin de "Aynı şeyi Kızılay için de yaptılar, aynı şeyi AFAD için yapıyorlar. İlk andan itibaren AFAD, Kızılayla birlikte, hepsi bölgedeler. Gözleriniz kör mü sizin? Bay bay Kemal'in gözünün kör olduğunu anladık da sizin de mi gözünüz kör? O çadırın kapısında AFAD'ın tabelası var, onu görmüyor, 'AFAD orada yoktu' diyor." ifadelerini kullandı.

Deprem bölgesinde enkaz kaldırma çalışmalarını, birinci derecede Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının yürüttüğünü anlatan Erdoğan, "AFAD ise ağırlıklı olarak çadır kurulumlarını yürütüyor. Bunun yanında sahra hastanelerini, vesaire bunları bir taraftan yürütüyor. Deprem bölgesindeki kardeşlerimizin yardımına koşan 35 bini arama kurtarma personeli, 271 bini kamu personeli ve gönüllü olmak üzere yaklaşık yarım milyon insanımızın her birine tekrar şükranlarımı sunuyorum." diye konuştu.

"Her birinin diğerine bakışı da arızalı"

HDP'nin, cumhurbaşkanı seçimlerinde aday çıkarmayacağının ve CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı adayı Kemal Kılıçdaroğlu'na destek vereceğinin belirtilmesi üzerine de Erdoğan, şunları söyledi:

"Özellikle bu ziyarette kapı arkasında nelerin yapıldığını bilemiyorum. Ama çok çok hassas konular, özellikle bu yerel yönetim, özerklik şartından tut da ve şu anda içeridekilerin çıkarılması, vesaire bu konularla ilgili konular... Her şeyden önce HDP'ye verilecek her taviz, PKK'ya yani Kandil'e verilmiş demektir. Aylar önce, masanın altında bir yedinci ortak var demiştim. Belki birileri onu hiç kale almadılar ama yedinci ortak, şu anda tam manasıyla ana muhalefetin başının ziyaretiyle ortaya çıkmış oldu. Dikkat edin, partisinde veya parti genel merkezinde ziyaret değil, korktu, ürktü, ne yaptı, parlamentodaki grup odasında kendilerini ziyaret etti. Kendi ifadeleriyle 'kumar masasındakilerin' sadece HDP'ye değil, her birinin diğerine bakışı da bunların arızalı. Meral Hanım, esip gürlüyorsun, hani kumar masası, hani noter? Ne oldu sana? Niye geri vitese taktın da dönüp tekrar masaya oturdun?"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in Altılı Masa'ya neden tekrar oturduğunun sorulması üzerine, "Masadakiler birbirlerine şimdi hep yan gözle bakıyor. Ben mi suçluyum? Sen mi suçlusun? Ne oldu? Ve bak dağılma başladı. Nitekim bugün bize de belediye başkanı Manavgat'ın bir hanımefendi, geniş bir katılım yaptılar. 'Biz artık yani bu terör örgütleriyle el ele olan, beraber olanlarla birlikte yürümeyiz.' dediler. Aynı şekilde bir milletvekilinin niçin ayrıldığını bizzat kendisi açıkladı. Neden ayrıldı? 'Bunlarla biz bir arada olamayız.'dedi." ifadelerini kullandı.

"Karşımızda kaybedenler kulübü gibi bir masa var"

İnsanı en çok yoran şeyin "belirsizlik" olduğunu söyleyen Erdoğan, şunları kaydetti:

"Yedili masa henüz hiçbir şey yapmamış olmasına rağmen şimdiden yorgundur, bitiktir. Karşımızda kaybedenler kulübü gibi bir masa var. Masada olup da hiç seçim kazanan var mı, yok. Kendi başarısıyla, yeteneğiyle bir yere gelmiş olan var mı, yok. Kimi kasetle işbaşına geldi, kiminin elinden biz tuttuk, bir yerlere getirdik, başbakan yaptık, bakan yaptık. Kimi her gittiği, partiyi karıştırıp, kaostan beslendi. Masanın gizli ortaklarının da nasıl partinin başına geldiğini tüm vatandaşlarım biliyor. Koalisyondan dahi kötü bir örnek olan bu masadakiler, aralarındaki kavgayı, birbirine verdikleri tavizleri, demokrasi diye yutturmaya çalışıyor. Milletim onlara nasılsa bu güzel memleketin idaresini vermeyeceği için kendi aralarında istedikleri kadar dövüşsünler, birbirlerine vursunlar ama şu tabloya bakıp da ülke siyaseti adına üzülmemek elde değil."

CHP ile HDP heyetleri arasında geçen hafta başında TBMM'de yapılan görüşmeyi eleştiren Erdoğan, şöyle konuştu:

"HDP Eş Başkanı, bay bay Kemal ile görüşmeden sonra 'Gelecek dönem yapılacakları istişare ettik' diyor. İYİ Parti Genel Başkanı çıkıyor, 'HDP de HDP'nin talepleri de masaya gelemez' diyor. Bakıyorsun bir gün önce bunu söylüyor, bir gün sonra çok çok farklı bir tornistan. Sanki bunların hepsi unutulmuş. Partinin eski sözcüsü bile hanımefendiye inanmıyor, partisinden istifa ediyor. Esasında bu masanın başını ilk andan beri CHP ve HDP çekiyor. Diğerleri bu masanın yancısı. Örneğin Saadet'e CHP ile HDP, PKK'nın İslam düşmanlığını gizleme rolü verilmiş. İYİ Parti'ye bu şer masasının bölücülük planlarını örtme vazifesi verilmiş. Onlar da bu rolü hevesle yerine getiriyor. PKK'lılar bu garabet masanın kendilerine umut verdiğini söylüyor. Firari FETÖ'cüler bu alaca karanlık kuşağı masası sayesinde ülkeye geri dönebileceklerinin hesabını yapıyorlar. Kamudan temizlediğimiz FETÖ'cüler ve PKK'cılar devlet kadrolarını işgal etmek için şimdi gün sayıyor. Milletim bunların hepsini görüyor. İnanıyorum ki milletimiz bunların hepsine de en güzel dersi 14 Mayıs'ta verecektir."

"Bu millet hesapların en güzelini sorar"

Bölücü terör örgütü elebaşlarının "CHP'yi biz getiriyoruz", "Altılı masayı biz getiriyoruz", "14 Mayıs'ta Erdoğan'dan bu ülkeyi temizleyeceğiz" şeklinde açıklamalar yaptığına dikkati çeken Erdoğan, Cumhurbaşkanı adayı olan Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce'ye yönelik şu ifadeleri kullandı:

"Bu ara onlara son dönemde Cumhurbaşkanı adayı olan zat, o da katıldı. Bakıyorsunuz aynı şeyleri o da söylüyor. 'Türkiye'nin Erdoğan'dan kurtulması lazım' diyor. Erdoğan sana ne yaptı? Erdoğan bu ülkeye hizmetkar olmaktan başka ne yaptı? Yazıklar olsun. Şu anda terör örgütleriyle yan yana olanlarla sen yan yanasın. Yıllar yılı zaten onlarla beraber oldun. Seni bir yere koymadılar. Şimdi kalktın cumhurbaşkanı adayı oldun. Cumhurbaşkanı adayı olmak suretiyle de acaba seni yanlarına alacaklar mı almayacaklar mı, işte onun için de senin de kapını çaldılar. Şimdi bu kapını çalmakla da belki bu akşam hala görüşmeleriniz devam ediyor bilemem. Buradan acaba sana da bir şeyler çıkar mı çıkmaz mı bunun gayreti içerisindesin. Çünkü her gelene 20 sana, 10-15 sana... Bay bay Kemal şu anda hepsine bir şey dağıtıyor. 'Ne vereyim abime' dediğimiz bu. Bunu çok açık, net bir şekilde yapıyor. Bütün bunlara karşı benim milletim hesap sormayacak mı? Bu millet hesapların en güzelini sorar. İnşallah 14 Mayıs'ta da bunu soracak."

"Gereken dersi Cudi'de, Gabar'da verdik"

Yayında, HDP'li siyasetçilerin bölücü terör örgütünü öven açıklamalarının yer aldığı videonun izlenmesinin ardından Erdoğan, Sırrı Sakık'ın "Yüz yıllık cumhuriyeti yıkacağız" sözlerine tepki göstererek, şöyle devam etti:

"Bay bay Kemal sen kiminle, neyi konuştuğunu bize yutturacak mısın? Kapalı kapıların ardında demek ki görüştüğünüz önemli konular işte bunlar. Öbür tarafta bakıyorsun şu anda parlamentodaki bu partinin başı olan bayan işte buyurun Kandil'de kimlerle el ele, kol kola bu da ortada. Her şey bu kadar açık. Bütün bunlara rağmen terörü kaynağında kurutmaya devam edeceğiz. Siyasetteki uzantılarına milletimiz gereken dersi verecek. Biz AK Parti iktidarı olarak gereken dersi Cudi'de, Gabar'da, Bestler Dereler'de, Tendürek'te verdik. Gereken dersi vererek bunları sindirdik. Aynı kararlılıkla yolumuza devam ediyoruz. Terörist başları ile şu anda parlamentodaki uzantısı bu terör örgütünün uzantısıdır. Dolayısıyla 'Bu terörist değildir' diye bilir miyiz? HDP'yi kim nereye, nasıl çekiyor? Şu anda da ana muhalefetin başı bunlarla ortaklık kurmak suretiyle parlamentoda bunların yerlerini garantiye almanın gayreti içerisinde. Bu millet bunlara yol vermeyecek."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çankaya Köşkü'nde A Haber, ATV, A Para ve A News ortak canlı yayınında gazetecilerin sorularını yanıtladı.

"Seçimden sonra 6284 sayılı yasayı kaldıracak mısınız? Bunun üzerinden bir propaganda yürütülüyor. Bu konudaki tartışmalara ne dersiniz?" sorusu üzerine Erdoğan, şöyle konuştu:

"Bu bir kumar. Bu oyuna gelmemek gerekir. Bu konuda kimin ne dediğine bakmıyoruz. Aile kurumunun korunması bizim önceliğimizdir. Bu konuyu bugüne kadar anayasa değişikliği dahil en açık şekilde biz savunduk. Özgürlük adıyla LGBT gibi sapkın hayat tarzlarının toplumumuza empoze edilmesine rıza gösteremeyiz. İnsanlığın ortak değerlerine zıt, sapkın akımlarla sonuna kadar mücadele edeceğiz. Toplumun temeli olan aileyi korumak tüm insanlığın görevidir. Aynı şekilde şiddet meselesi başta olmak üzere kadınlarımızın hakkına, hukukuna, onuruna yönelik hiçbir müdahaleye de izin vermeyiz. Ancak görülüyor ki gökkuşağı masası için milletimizin değerleri hiçbir anlam ifade etmiyor. Terör örgütleri gibi sapkın akımların da önünü açma, aile kurumunu delik deşik etme niyetindeler. Milletim ne bu sapkın akımlara ne de bu akımlara göz yumanlara ne de aile yapımızı parçalamaya çalışanlara inanıyorum fırsat vermeyecektir. LGBT adıyla ya da başka isimlerle bu gökkuşağı masasının kurulmasına müsaade etmeyeceğiz."

"Gökkuşağı masası mıdır?" sorusu üzerine Erdoğan, "Öyle. Altılı masanın açtığınız zaman altından ne çıkıyor? Bu çıkıyor." dedi.

Son 21 yılda kadına dair çok önemli kazanımların AK Parti sayesinde hayata geçtiğini ifade eden Erdoğan, üniversite öğrenimine erişimde kadınların oranının yüzde 13'ten yüzde 50'ye çıktığını söyledi.

Kadınların eğitim hayatındaki en büyük engel olan başörtüsü yasaklarını tarihe gömdüklerini dile getiren Erdoğan, Türkiye'de eğitimde fırsat eşitliğinin AK Parti ile sağlandığını kaydetti.

Erdoğan, kamuda kadın istihdamının yüzde 40'a kadar ulaştığını, yüzde 27'lerdeki kadınların iş gücüne katılımının Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırarak yüzde 36 olduğunu bildirdi.

İstihdamdaki kadın sayısını 6 milyondan 10,5 milyona yaklaştırdıklarını ifade eden Erdoğan, TBMM'de göreve geldiklerinde yüzde 4,1 olan kadın temsilini 2002'den bu yana artırarak yüzde 17,4'e ulaştırdıklarını belirtti.

Erdoğan, "Kadına yönelik şiddetle mücadelede en kararlı adımları biz attık. Eğitimden siyasete, ekonomiden sanata, spordan ticarete kadar kadınlarımızı hayatın her alanında destekledik, yanlarında olduk. Kadınlarımız son yıllarda tüm bu alanlarda gösterdikleri başarılarla bizim gururumuz oldu. Bundan sonraki süreçte yakalanan bu ivmeyle daha da güçlenerek bu yola devam edecekler." diye konuştu.

Erdoğan, kadına şiddete yönelik verdikleri savaşın hiçbir dönemde olmadığını söyledi.

"Gençliğimize 'Türkiye Yüzyılı' vizyonumuzu emanet ediyoruz"

Yeniden Refah Partisi ile bu konuda bir müzakere yapıldığına yönelik muhalefetin iddialarda bulunduğu hatırlatılarak, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun da kadınların haklarında büyük bir erozyon olacağına ilişkin video paylaştığının belirtilmesi üzerine Erdoğan, "Kadınların haklarında bizim verdiğimizi CHP kendi iktidarları döneminde kadınlarımıza vermemiştir." değerlendirmesinde bulundu.

"Meclis'te şu an 101 kadın vekil var, yarısından çoğu AK Parti'den. CHP, en düşük karne sahibi partilerin başında geliyor." denilmesi üzerine de Erdoğan, "Doğru. Şu anda CHP'nin kaç tane kadın milletvekili var? Rakamlar ortada." ifadelerini kullandı.

"Seçim yaşını 18 yaşına indirdiniz. Önümüzdeki süreçte hem milletvekili adayları içerisinde hem de yerel seçimlerde genç adaylara öncelik görecek miyiz?" sorusuna karşılık Erdoğan, gençlere her zaman güvendiğini ve inandığını belirtti.

Göreve geldiklerinde seçilme yaşının 30 olduğunu, bunu ilk etapta 25'e, daha sonra 18'e indirdiklerini ve 18'i seçme seçilme yaşı yaptıklarını anımsatan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Niye CHP yapamadı bunu? Diğerleri niye yapamadı? Niye onlar yapamadı da biz yaptık? Çünkü biz gencimize inanıyorduk. Hatta ne dediler bunlar? 'Parlamentoyu çoluk çocuğa mı bırakacaksınız?' Biz dedik ki 'Hayır. Biz Fatihlerin torunlarıyız. İstanbul'u 18 yaşında fetheden Fatih hangi iradeye sahipse onun nesli de aynı iradenin bir tecessümü olarak bunu gerçekleştirecektir.' dedik ve yola koyulduk. Bugün de gençliğimize 'Türkiye Yüzyılı' vizyonumuzu emanet ediyoruz. Küresel ve yerel vesayetçilerle, darbecilerle, terör örgütleriyle mücadele ede ede bu noktaya getirdiğimiz ülkeyi biz gençlerimize emanet ediyoruz. Biliyorsunuz bu seçilme yaşlarıyla ilgili mücadelemizde tek sorum var. Peki CHP ne yaptı? Hiç."

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
FACEBOOK SAYFAMIZI TAKİP EDİN...
ÇOK OKUNANLAR
ARŞİV ARAMA
ANKET TÜMÜ
Gaziantep'te hangi belediyeyi daha başarılı buluyorsunuz?