Herkesin kafasında başka bir sitemin olduğunu savunan Şahin, “Başkanlık sistemini bilimsel tartışamıyoruz. Daha doğrusu bu toplumda biz hiçbir şeyi doğru dürüst tartışamıyoruz. Çünkü "o söylüyorsa doğrudur, karşı taraftan geliyorsa yanlıştır" algısı var. En büyük sorunumuz önyargılar, siyah ve beyaz üzerinden gidiyoruz. Herkesin kafasında başka bir başkanlık sistemi var. Başkanlık sistemi diktatörlük mü, her dediğini yapabiliyor mu soruları soruluyor. Halbu ki Başkanlık sistemi yapılan yerde Obama bugün Meclis’ten istediği kararları istediği şekilde çıkaramıyor. Çok ciddi dengeleyici ve frenleyici altyapı var, parayı istediği şekilde kullanamıyor. Dolayısıyla biz bunları aslında çok daha bilimsel tartışıp, kendi bünyemize de nasıl dengelenecek, parlamenter sistemin zayıf taraflarını yok edecek mi etmeyecek mi diye önyargısız tartışmamız gerekiyor. İkisini kıyasladığınız zaman parlamenter sistemin de çok zayıf tarafları var. Ben, iki sistemin teraziye konularak, bilimsel tartışılması ve toplumun huzuruna çıkması gerektiğini düşünüyorum” dedi.
HDP’NİN BARAJ DİLİNİ KULLANMASI ÇOK ÖNEMLİ
“HDP’nin barajı geçebilmesi için şiddetten uzaklaşmış, silahları bırakmış olması ve toplumun partisi olması lazım” diyen Fatma Şahin, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Biz 12 yılın sonunda halkın umudu, gözündeki enerji, gelecekle ilgili beklentisi konusunda bu takıma güveniyor, çok önemli bir şey. Siyasi partilerin parlamentodaki temsili çok önemli, dolayısıyla HDP’nin barajı geçebilmesi için şiddetten uzaklaşmış, silahları bırakmış olması ve toplumun partisi olması lazım. Bu hepimiz için demokratik bir zenginlik olacak. Bunu başarabilirse barajı geçebilir. toplum, 6-8 Ekim’de Genel Başkanlarının verdiği sokağa çıkın mesajından sonra bunların ne yapmaya çalıştığını anladı ve hemen desteğini çekti. Dolayısıyla, barış için, huzur için, bütün inançların, bütün ırkların özgürce savunulduğu, insan odaklı çalışan bir parlamentoya hepimizin ihtiyacı var. HDP’nin parlamentoda olması gerektiği kanaatindeyim ama HDP’nin de özellikle barış dilini çok iyi kullanıp, barış politikasını kendi ana felsefesi haline dönüştürmesi gerekir.
SANDIKTA GÜVEN VE İSTİKRARIN DEVAM EDECEĞİNE İNANIYORUM
Barajı geçmeleri kendilerine bağlı. Toplum onların hassasiyetliğini ve samimiyetini ölçüyor. Samimilerse ve bunu başarabileceklerine inanıyorlarsa toplumun sağduyusu bunu zaten tartar, bütün bunlar onların politikalarına bağlı.
Ben sandıkta güven ve istikrarın devam edeceğini ve toplum, 2023 vizyonuna ulaşmak için güçlü bir parlamento ve güçlü bir hükümetle bu işin başarılacağını görüyor çünkü bizde koalisyon sistemi çalışmıyor, bu bizi hep geriye götürdü. Şu anda benim gördüğüm, toplum AK Parti ile devam ediyor, dolayısıyla herkesin, sokaktan, darbelerden, paralel yapılardan medet uman bir anlayış değil, çözüm, hizmet, proje üreten, yaşam kalitesini düşüne ve vatandaşın cebini rahatlatan projeler üzerinde gitmesi ve hayırda yarışması gerekiyor. HABER MERKEZİ
HDP’NİN BARAJ DİLİNİ KULLANMASI ÇOK ÖNEMLİ
“HDP’nin barajı geçebilmesi için şiddetten uzaklaşmış, silahları bırakmış olması ve toplumun partisi olması lazım” diyen Fatma Şahin, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Biz 12 yılın sonunda halkın umudu, gözündeki enerji, gelecekle ilgili beklentisi konusunda bu takıma güveniyor, çok önemli bir şey. Siyasi partilerin parlamentodaki temsili çok önemli, dolayısıyla HDP’nin barajı geçebilmesi için şiddetten uzaklaşmış, silahları bırakmış olması ve toplumun partisi olması lazım. Bu hepimiz için demokratik bir zenginlik olacak. Bunu başarabilirse barajı geçebilir. toplum, 6-8 Ekim’de Genel Başkanlarının verdiği sokağa çıkın mesajından sonra bunların ne yapmaya çalıştığını anladı ve hemen desteğini çekti. Dolayısıyla, barış için, huzur için, bütün inançların, bütün ırkların özgürce savunulduğu, insan odaklı çalışan bir parlamentoya hepimizin ihtiyacı var. HDP’nin parlamentoda olması gerektiği kanaatindeyim ama HDP’nin de özellikle barış dilini çok iyi kullanıp, barış politikasını kendi ana felsefesi haline dönüştürmesi gerekir.
SANDIKTA GÜVEN VE İSTİKRARIN DEVAM EDECEĞİNE İNANIYORUM
Barajı geçmeleri kendilerine bağlı. Toplum onların hassasiyetliğini ve samimiyetini ölçüyor. Samimilerse ve bunu başarabileceklerine inanıyorlarsa toplumun sağduyusu bunu zaten tartar, bütün bunlar onların politikalarına bağlı.
Ben sandıkta güven ve istikrarın devam edeceğini ve toplum, 2023 vizyonuna ulaşmak için güçlü bir parlamento ve güçlü bir hükümetle bu işin başarılacağını görüyor çünkü bizde koalisyon sistemi çalışmıyor, bu bizi hep geriye götürdü. Şu anda benim gördüğüm, toplum AK Parti ile devam ediyor, dolayısıyla herkesin, sokaktan, darbelerden, paralel yapılardan medet uman bir anlayış değil, çözüm, hizmet, proje üreten, yaşam kalitesini düşüne ve vatandaşın cebini rahatlatan projeler üzerinde gitmesi ve hayırda yarışması gerekiyor. HABER MERKEZİ