Kocaeli
Bilişim Vadisi'nde düzenlenen Hepsiburada Yapay Zeka ve Coğrafi İşaretli Ürünler İş Birliği Töreni'nde konuşan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, bugün iki önemli iş birliği için bir araya geldiklerini söyledi.Varank, bunlardan birinin Hepsiburada-TÜBİTAK iş birliği olduğunu aktararak bu sayede sürekli büyüyen e-ticaret sektörünün yaşadığı sorunlara yapay zeka yoluyla çözümler geliştireceklerini dile getirdi.Yapay zekanın, bugünün teknoloji dünyasının olmazsa olmazı olduğuna işaret eden Varank, yapay zekanın her sektörü bambaşka bir boyuta taşıma kapasitesine sahip olduğunu anlattı.Varank, bugün otomobillerin, insanların içerisinde vakit geçirebileceği yaşam alanlarına dönüştüğünü, bunun yolunun da otonom sürüşlerden yapay zekadan geçtiğini belirterek şöyle devam etti:"Oyun sektörüne baktığımızda artık ne gerçek ne sanal adeta ayırt etmekte zorlanıyoruz. Alışveriş yapmak, sanal deneme kabini uygulamalarıyla adeta bir eğlenceye dönüştü. Sağlıktan tarıma, otomotivden savunmaya, eğitimden güvenliğe her alandaki işleyiş adeta dünyada yeni baştan yazılıyor. Yapay zekada Türkiye olarak başat aktörlerden biri haline gelmek için büyük bir gayretle çalışıyoruz. Bu noktada Ulusal Yapay Zeka Stratejisi bizim pusulamız konumunda. Yapay Zeka Enstitüsü de bu alanda ektiğimiz tohumlardan sadece biri. Enstitümüzde özel sektör ve kamu bir araya gelerek çalışmalar gerçekleştirecek. Burada geliştirilen temel teknolojiler, algoritmalar kısa sürede tüm sektörlerin kullanımına açılacak. İşte Yapay Zeka Enstitüsü bünyesinde kurulan E-Ticaret Yetkinlik Merkezi de e-ticarette yapay zeka çözümlerine öncülük edecek. Hepsiburada-TÜBİTAK iş birliğinde kişiselleştirme, daha etkili satış, akıllı arama, sanal asistan gibi yapay zeka uygulamaları bir adım öteye taşınacak. Taraflar bilgi, deneyim, altyapı ve uzmanlıklarını karşılıklı olarak paylaşıma açacaklar. Nihayetinde bu iş birliğiyle hem kurumlarımız hem elektronik ticaret sektörü hem de diğer sektörler Türkiye ile beraber kazanacak.""Avrupa Birliği nezdinde tescilli 7 coğrafi işaretimiz mevcut"Bakan Varank, bugünkü ikinci iş birliğinin Hepsiburada ile Türk Patent ve Marka Kurumu arasında olduğunu ifade ederek bu iş birliğiyle coğrafi işaretlere yönelik yeni bir çalışma başlattıklarını belirtti.Coğrafi işaretli ürünlerin Hepsiburada'da ön plana çıkarılarak coğrafi işaret farkındalığı artırılacağını dile getiren Varank, sözlerini şöyle sürdürdü:"Coğrafi işaretler her memleketin kendine özgü değerlerini temsil ediyor. Emekle, alın teriyle ve kuşaktan kuşağa aktarılan bilgi ve tecrübenin bu sayede korunmasını sağlıyor. Bu bağlamda Bakanlık olarak bu değerlere her zamankinden çok daha güçlü bir şekilde sahip çıkmanın mücadelesini veriyoruz. Mersin'in cezeryesini, Van'ın otlu peynirini, Gaziantep'in baklavasını, Erzurum'un oltu taşını her türlü kötü kullanımdan ve taklitten korumaya çalışıyoruz. Bakınız tescilli coğrafi işaret sayısı 2002 yılında toplamda yalnızca 50'ydi. Şimdi sadece 2021 yılında 352 coğrafi işaretin tescilini gerçekleştirdik. Tabii bizim hedeflerimiz çok daha yüksek. Asıl coğrafi işaretlerimizi uluslararası arenaya taşıdığımızda başarımızı katmerlemiş oluyoruz.Berlin döneri tabelalarını görünce nasıl rahatsız oluyorsak, Yunanistan baklavayı sahip çıktığında nasıl üzülüyorsak buna karşı yapmamız gereken şey elbette şikayet değil, yapmamız gerekenler belli. Örneğin, Gaziantep bu noktada adımını attı ve Gaziantep baklavası Avrupa Birliğinde coğrafi işaretli ürün olarak tescillendi. Şu anda Avrupa Birliği nezdinde tescilli 7 coğrafi işaretimiz mevcut. Gelecek ay inşallah bu sayı 8'e yükselecek. Ancak Türkiye gibi medeniyetlerin kesişim noktası olan, kültürlerin harmanlandığı kadim ülkemize, bu sayıların yakışmadığını da söylememiz gerekiyor. Arkadaşlar bu sayının önümüzdeki dönemde 100'e ulaşabileceğini bana aktardılar. Bunun da üzerine çıkabileceğimize yürekten inanıyorum."Varank, AB ülkelerinde coğrafi işaretli ürünlerin market değerinin 100 milyar avroya ulaştığına dikkati çekerek gıda ve içecek sektöründeki payının da yüzde 7'ler civarında olduğunu gördüklerini anlattı.Türkiye'nin doğru adımlarla bu piyasadan daha fazla pay elde etmesinin mümkün olduğunu vurgulayan Varank, "Bu manada coğrafi işaretli ürünlerle alakalı olarak yapılan iş birliği, bu alana ivme kazandıracak. İşte iki iş birliği ve e-ticaret ekosistemi için iki değerli adım. İki adımın da hayırlı olmasını diliyorum. Türkiye'nin milyar dolar değerlemeye ulaşan 6 unicornundan biri olan Hepsiburada, gerçekten elini taşın altına koyarak, bu iş birliklerinde inisiyatif aldı. Hem e-ticaret sektörünün hem de girişimcilerimizin rekabetçiliğine yönelik öncü bir rol üstlendi. Bu vesileyle kendilerine de hassaten teşekkür ediyorum." ifadelerini kullandı.Törende konuşan Varank, bugün geçmişe nazaran eğitim, sağlık, tarım, sanayi ve ticarette, her alanda farklı bir dünyada yaşandığını söyledi.
Bakan Varank, geleneksel girişimcilerin ticarete yön verdiği dönemlerin artık olmadığını belirterek, dünyada trendlerin arz yönlü olmadığını, talep yönlü belirlendiğini, her şeyin müşteri taleplerine göre şekillendiğini vurguladı.
Müşterilerin sürekli daha iyisini, daha yenisini talep ettiğini aktaran Varank, bu ihtiyaçlara karşılık verebilmenin yolunun inovasyondan ve iş birliğinden geçtiğini anlattı.
Çok yakın gelecekte, yenilikçi olmayan ve iş birliğine yanaşmayan hiçbir işletmenin kendisine bu piyasada yer bulamayacağına işaret eden Varank, şöyle devam etti:
"Lafı eğip bükmeden açıkça söylemek gerekirse sürekli bir dönüşümün olduğu bir piyasada işletmelerin işi bundan sonra kolay değil, daha da zor. Bakınız her dönüşüm sürecinde bizi ziyarete geliyorlar. AVM'ler trend olduğunda küçük esnaf bize gelip diyordu, 'Bu AVM'ler bizi bitirdi, satış yapamıyoruz. Bu AVM'ler haksız rekabet yapıyor.' Şimdi e-ticaret gündeme geldiğinde e-ticaretin, ticaretten aldığı pay arttığında bu sefer AVM'lerden bize geliyorlar, diyorlar ki 'Biz buraları inşa ettik, kiralar yükseliyor. Biz nasıl e-ticaretle baş edebiliriz? E-ticaret bizim ticaretimizi baltalıyor.' Şimdi bakıyoruz, metaverse gündemde. Birçok ticari işletme bugün metaverse evreninde mağazalarını açmaya başladı bile. Bilhassa e-ticaret sektörü bu gidişatı çok iyi takip etmek durumunda.
Türkiye'deki tüm sektörler, şikayet etmek yerine acaba biz bu trendlerle nasıl başa çıkabiliriz, kendimizi nasıl geliştirebiliriz? Buna çözümler aramak mecburiyetinde. Akıntıya karşı yüzerek belki bir miktar suyun üstünde kalabilirsiniz ama ilerleme şansınız yok. Dolayısıyla biz akıntıya karşı kürek çekmeyeceğiz. Trendlerin, dünyanın gittiği yere bakacağız. Bu manada da neler yapabiliriz, kendimizi geliştirmeye çalışacağız. Bakanlık olarak sizlere en iyi koşulları sağlamanın yolunu arıyoruz. Düzenlemeler hususunda devlet olarak dinamik bir yaklaşım sergilemeye çalışıyoruz."
Varank, bu dönemin en önemli gündem maddelerinden birinin elektrikli araçlar olduğunu vurgulayarak, Bilişim Vadisi'nde TOGG'a ev sahipliği yaptıklarını hatırlattı.
"Tüm sektörlerin çağa ayak uydurmaktan başka çaresi yok"
Elektrikli araçlar konusunda işletmelere ve özel sektöre liderlik yapmaya çalıştıklarına işaret eden Varank, hükümet olarak yüksek hızlı şarj istasyonları konusunda proaktif bir yaklaşım ortaya koyduklarını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 2 hafta önce yüksek hızlı şarj istasyonları destek programını kamuoyuna ilan ettiğini anımsatan Varank, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye'de 1500'den fazla yüksek hızlı şarj istasyonunun kurulacağı 300 milyon lira bütçeli bir destek programını Sayın Cumhurbaşkanımız ilan etti. Biz buradan, tamamı hibe olmak üzere, özel sektöre diyoruz ki; 'Gelin bu yatırımları yapın, biz size öncülük ediyoruz. Burada Türkiye'ye gerekli altyapıyı kazandıralım. Otomotiv endüstrisinin elektrifikasyonunda beraber öncü olalım.' Destek programının başvurularını açıyoruz. Bundan sonrası artık özel sektörde. Kamunun gayretleriyle özel sektörün gayretleri birleştiğinde nasıl güzel sonuçlar elde edeceğimizi de biz bu şarj istasyonu programında hep birlikte görmüş olacağız. İşte bu manada aslında işletmelerimize büyük sorumluluklar düşüyor. Sizlerin dönüşüme ayak uydurarak pozisyonunuzu geliştirebilmeniz, bu ülkenin aslında geleceğinin teminatı konumundadır."
Bakan Varank, kamu tarafı olarak sektörün önünü açacak her türlü desteği vermeye devam edeceklerini belirterek, büyük ve güçlü Türkiye'nin yolunun teknolojiden, katma değerden, yenilikçi girişimcilerden geçtiğinin altını çizdi.
"Türkiye'de çok farklı alanlarda yapay zeka çözümlerini beraberce geliştirelim"
Yenilikçi girişimcilerin yükselen grafiğiyle dünyada ilk on ekonomi arasına girme hedefine kararlılıkla ilerleyeceklerini vurgulayan Varank, "Yeter ki biz inovasyondan ve iş birliğinden taviz vermeyelim." dedi.
Bugünün anlam ve önemine uygun, iş birliğini ve yenilikçiliği içerisinde barındıran yeni bir destek programının duyurusunu yapmak istediğini aktaran Varank, şunları kaydetti:
"Yakın zamanda yapay zekada teknoloji geliştirilmesinde hızlandırıcı ve tetikleyici olması amacıyla yeni bir destek mekanizması tasarladık, uygulamaya aldık. Yapay Zeka Ekosistem Çağrısı ile akıllı üretim sistemleri, akıllı tarım, gıda ve hayvancılık, finans teknolojileri ve iklim değişikliğinin etkileri alanlarında yeni çözümleri destekleme kararı aldık. Bu desteğe başvurabilmenin yolu iş birliğinden geçiyor. Bir yapay zeka çözümüne ihtiyaç duyan müşteri kuruluşla teknoloji sağlayıcısı bir üniversite ya da kamu araştırma merkezi ve TÜBİTAK Yapay Zeka Ensitüsü bir araya gelerek, bu manada bu çağrıdan faydalanabilecekler. Yapay zeka ekosisteminde katalizör görevi görecek Yapay Zeka Ekosistem çağrısına da şu anda başvurular devam ediyor. Gelen yüksek talepten biz ziyadesiyle memnunuz, bu manada bu çağrıya başvuruları da 25 Mayıs'a kadar uzattık. Buradan hem özel sektöre hem kamu kuruluşlarımıza çağrı yapıyorum; gelin bu desteğe başvurun. Türkiye'de çok farklı alanlarda yapay zeka çözümlerini beraberce geliştirelim."
Bakan Varank, bugün önemli bir iş birliğine imza atan Hepsiburada'ya, TÜBİTAK ve TÜRKPATENT'e teşekkür ederek, ülke için bu tip iş birliklerinin artarak devam etmesini temenni etti.